A double date tradutor Turco
272 parallel translation
She's going out with some boyfriend and asked us on a double date, as guests.
Erkek arkadaşıyla dışarı çıkıyormuş konuk olarak bizim de katılmamızı istedi.
What kind of a double date is that?
Böyle buluşma olur mu?
Have you seen two guys and two girls on a double date?
Çiftli randevuda olan iki kızla iki erkek gördünüz mü?
I never had a double date before.
Hiç çifte randevuya çıkmamıştım.
Oh, she's out on a double date, her and two guys.
Çift randevu vermiş iki erkekle eğlenmeye gitti.
We were a trio instead of a double date that night.
O gece çiftlerin randevusu olacağı yerde üç kişilik bir grup olmuştuk.
Like a double date.
Sanki iki çiftin birlikte gezmesi gibi.
Got me a double date.
Hep birlikte eğleneceğiz.
It's a double date or no date.
Bu bir çifte tarih veya değil.
By chance is this evening kind of like a double date? Oh, no, no.
Peki, bütün bu yemek çifte bir flört yemeği olabilir mi?
We thought it'd be fun to make this a double date.
Bunu çifte randevuya dönüştürmek eğlenceli olur diye düşündük.
Sit down. Yeah. So you've been out on a double date, huh?
Demek çifte randevu, öyle mi?
- You told me it was on a double date.
Bu sabah bir çiftle beraber çıktığınızı söylemiştin.
- Yes, it was on a double date.
- Doğru. Öyleydi. İki çift çıkmıştık.
Let's go on a double date.
İki çift olarak çıkalım.
- For a double date.
- Çifte randevu için.
Now, I'll admit that going on a double date with the ex is an advance maneuver but this could be exactly the thing you're looking for.
Şimdi, eski kız arkadaşın ile çifte randevuya gitmenin ileri bir manevra olduğunu kabul ediyorum....... ama bu tam aradığın şey olabilir.
Look, maybe on your planet taking an ex-girlfriend on a double date is a good idea, but where I come from, it's not.
Bak, belki senin gezegeninde eski kız arkadaşınla çifte randevuya çıkmak... iyi bir fikir olabilir, fakat benim geldiğim yerde değildir.
Would it be like a double date? Sort of, but not really.
Çifte randevu mu olacak yani?
Maybe we could all go on a double date.
Belki iki çift olarak bir yerlere gidebiliriz.
I was hoping you and Ling could come along, as a double date.
Ling ve senin de bizimle gelmenizi umuyordum... Çifte, bir randevu olur.
It's sort of a double date.
Çifte randevu oldu.
Why don't we get her and Alice together and go on a double date?
Niçin bir gün onu ve Alice'i alıp bir yerlere gitmiyoruz?
We could m-make it like a double date. Come on.
İki çift birden çıkmış oluruz, haydi.
We're going on a double date to the Saturday matinee.
Cumartesi akşamki matineye çifte buluşmaya gidiyoruz.
- Like a double date.
- İki çift, ha?
I'd met Doris blind on a double date... With a loudmouthed buddy of mine who was seeing a friend of hers from work.
Doris'le, onun bir arkadaşıyla çıkan bir arkadaşım vasıtasıyla tanışmıştım.
Joey, we're going on a double date.
Joey, çifte randevu yapacağız.
I want to negotiate a double date.
Çifte buluşma ayarlamak istiyorum.
And to kind of celebrate, he and Mom wanted to go on a double date.
Bunu kutlamak için annem, çifte randevuya çıkalım istiyor.
- So a double date? With adults?
- Büyüklerle çifte randevu?
- That was a double date.
- O çifte randevuydu.
It's a double date.
Bu bir çiftler buluşması.
How about a double date?
Hep beraber çıkalım mı?
A double date... two guys, two girls, sometimes you eat food, see a movie...
Çifte buluşma. Yani, iki erkek ve iki kız. GÖLGENİN VADİSİ
Oh, I was thinking, um, maybe we could get together, do a double date kind of thing.
Düşünüyorum da, belki bir araya gelebiliriz, çifte randevu şeysinden yapabiliriz. Ben ve Karen, sen ve Kenny?
My date's brother just came into town and unless I can find a date for him so we can double, the whole evening's gonna be called off.
Çıktığım erkeğin ağabeyi şehre yeni geldi ve çiftler halinde çıkabilmemiz için ona bir eş bulamazsam, bütün gece iptal olacak.
Wait a minute, you haven't told me about the double date!
Dur bir dakika, çifte randevunuz hakkında bana bir şey söylemedin.
You can double - date with me and Darryl
İkiniz de bana ve Darryl'a katılmış olursunuz.
Well, Ram asked me out tonight... but he wants to double with Kurt... and Kurt doesn't have a date.
Ram bu gece çıkma teklif etti ama Kurt ile birlikte gitmek istiyor ve Kurt'un partneri yok.
Like this one time, they asked me to go on a double-date and I thought they were tards, because there's only one of me.
Hatta bir keresinde, ikisiyle beraber çıkmamı istemişlerdi ve onlara sapıksınız demiştim, çünkü ben tektim.
If Seven brings a date to the reception, and leaves with the same date, on good terms, without causing a diplomatic incident, I will work double shifts in Sickbay for the next month.
Eğer Seven resepsiyona flörtüyle gelir ve aynı kişiyle oradan ayrılırsa, en iyi olasılıkla, diplomatik bir olaya sebep olmazsa, önümüzdeki ay revirde iki kat daha fazla çalışacağım.
So, I heard you went on a little double date with Amy and Gianni.
Amy ve Gianni ile iki çift olarak birlikte gezdiğinizi duydum.
No, Ma, we got a hot double date.
Hayır, anne, iki çiftin ateşli bir randevusu var.
This is about a romantic double date.
Bu, romantik ikili çiftlerin randevusu.
That's why it's a secret double date.
Bu yüzden, bu gizli ikili çiftlerin randevusu.
Hey, you didn't tell me it was a double date.
- Merhaba - Merhaba - Bunun ikili bir randevu olduğunu söylememiştin.
You bring a date and we'II double.
Sen de birini getir, çiftleyelim.
You can call somebody, we'll make it a double date.
İki çift çıkarız.
A double blind date and we both get stood up.
İkimize aynı anda randevu verdiler ve ikisi de bizi ekti.
I can't believe it, I'm on a double-date with guys from the office.
İnanamıyorum, ofisten insanlarla çifte randevudayım.