A huge tradutor Turco
9,871 parallel translation
I've hunted a lion, a huge male, on the Serengeti, in my early years.
Gençliğimin ilk yıllarında, Serengeti'de kocaman bir erkek aslan avlamıştım.
Well, who whoever attacked Clay took a huge risk.
Clay'e saldıran her kim ise büyük bir riske girmiş.
My son's a huge comic book fan - - goes to conventions, whole nine yards.
Oğlum da iyi bir çizgi roman okuyucusudur. Toplantılarına falan giderdi.
There's a huge tree in the middle of it.
Ortasında çok büyük bir ağaç var.
My brother was a huge fan.
- Kardeşim büyük bir hayranıydı.
I'm a huge fan!
Büyük hayranınım.
I've always been a huge admirer.
Her zaman büyük hayranınız olmuşumdur.
This is a huge firm.
Burası büyük bir firma.
Oh. Bonnie Van Doren, heiress to a huge pickle fortune.
Bonnie Van Doren, büyük bir turşu firmasının varisi.
Well, it is but it's a very... It's a huge reduction... exclusive.
- Öyle ama yine de çok pahalı.
- I'm a huge fan.
- Büyük bir hayranınızım.
I'm a huge fan, Herc.
Büyük hayranınım Herk.
All the way down to the bottom of the slope without his skis and he tore a huge hole in his knickerbockers.
Kayakları olmadan ipin sonuna kadar indi ve golf pantolonunda kocaman bir delik açıldı.
But these little things have been making a huge unnecessary fuss and sitting around here.
Fakat şu küçük şeyler gereksiz yere büyük yaygara koparıyorlar ve boş boş oturuyorlar.
But because the model student was trying to commit suicide, it created a huge sensation at school.
Fakat benim gibi örnek bir öğrencinin intihar etmeye çalışması okulda büyük bir sansasyon yarattı.
Love's always gonna require a huge leap of faith, a big scary leap over a hot pit of lava, and you might end up heartbroken, but you might be the happiest person on the face of the earth.
Aşk her zaman büyük adımlar atmayı gerektirir. Ateşten bir çukurun üzerinden atlayabilecek kadar büyük bir adım. Sonunda kalbin kırılabilir ama dünya üzerindeki en mutlu insan olabilirsin.
What if I made a huge mistake by taking the cure?
Ya tedaviyi almakla hata yaptıysam?
I'm in the Parks mansion in a huge bedroom.
Parksların konağındaki kocaman bir yatak odasındayım.
Hakeem, you got a huge career ahead of you.
Hakeem. Önünde kocaman bir kariyer var.
Come back to Empire, we'll release your album, give it a huge push, the whole thing.
Empire'a geri dön. Albümünü yayınlayalım. Büyük bir tanıtım, her şey.
But Miss Miller here, she's a huge fan.
Ama Bayan Miller sıkı bir hayrandı.
I've heard your mixes, I'm a huge fan.
Mikslerini dinledim. Büyük hayranınım. Tamam, şuna bak :
His assassination would light a huge fire in the Islamic community.
Suikastta kurban giderse, İslam toplumunda büyük yangın çıkar.
He was, um, a huge Liverpool fan and I followed the Hoops, Queens Park Rangers, who he loved to remind me had not won any silverware since the'60s.
Büyük bir Liverpool hayranıydı ben de Park Rangers'i desteklerdim. 1960'dan beri gümüşe dair bir şey kazanamadığını hatırlatmayı sevdiği takım.
I'm just trying to solve this case, and everyone's making a huge deal because I have a few minor injuries to my ribs, ankle, hand, toes, and jaw.
Sadece bu davayı çözmeye çalışıyorum ve herkes birkaç minik kaburga ayak bileği, el, ayak parmağı ve çene çatlağını o kadar büyütüyor ki.
So, Dr. Susman, let's just call this field trip what it was... a huge success.
Yani, Dr. Susman. Bu okul gezisinin hakkını verelim. Gerçekten başarılıydı.
Bugsy Siegel knows the Flamingo has to be a huge success.
Bugsy Siegel, Flamingo'nun büyük bir başarı sağlaması gerektiğini biliyordu.
But on opening night, a huge storm hits Las Vegas.
Fakat açılış gecesinde Las Vegas'da büyük bir fırtına çıktı.
you're making a huge ass out of yourself.
Çok saçma davranıyorsun.
Luciano knows that giving up Lepke would be a huge gamble, as the feared killer could easily snitch on the mob.
Luciano, Lepke'yi ele vermenin çok riskli bir iş olduğunu biliyordu çünkü korku salmış katil kolaylıkla mafyayı ispiyonlayabilirdi.
And aditional to gaining leverage with the FBI. Luciano's just giving Thomas Dewey a huge victory.
FBI konusunda avantaj sağlamasına ilaveten Luciano, Thomas Dewey'e büyük bir zafer kazandırmıştı.
Luciano decides it's time to expand. 90 miles off the coast of Florida, in Cuba, Luciano sees a huge opportunity to expand his family's gambling empire.
Florida'nın 150 km dışındaki Küba'da Luciano, ailesinin kumar zincirini genişletecek bir fırsat gördü.
Luciano and his crew have just pulled off a huge heist.
Luciano ve tayfası büyük iş başardı.
They still have to give a huge cut of their profits... To Joe Masseria.
Karlarının büyük bir kısmın hâlâ Joe Masseria'ya vermek zorundaydılar.
Truly a huge fan, Mr. Murray.
Sahiden büyük bir hayranınız, Bay Murray.
Step two, prep a huge launch of the latest game,
İkinci adım, Extract Defend adlı son oyunun piyasaya sürülmesi için hazırlık yap.
This is all a huge mistake.
Çok büyük bir hata yapıyorsunuz, lütfen.
It's always been a huge plus that we have our own hospital - and he wants to retain it.
Kendi hastanemizin olması hep çok iyi olmuştur ve böyle kalsın istiyor.
Yeah, it was a huge book.
Kalın bir kitap.
Kara, there is a huge fire raging down at the National City port.
Kara, National City limanında büyük bir yangın var.
And it was such a huge comfort.
Bu çok büyük bir rahatlama yaşattı bana.
I can't say it's been easy, but Janel has been a huge help.
Kolay olduğunu söyleyemem ama Janel'ın büyük yardımı dokundu.
I'm a huge fan.
Ben de itfaiyecilerin hayranıyım.
Mm. If you go, let me give you one huge piece of advice : take the Eighth Avenue side, then catch a cab and circle back.
Gidiyorsan, sana son kez çok önemli bir tavsiye vereyim 8. caddeden karşıya geçin taksiye binip ileriden U dönüşü yapın.
Uh, I work for a guy who owns huge properties packed with self-storage units in and around Denver.
Ben Denver tarafında büyük bir depo şirketi olan bir adam için çalışıyorum.
No, we can't have a productive conversation till he's been here for two days and screws up something huge, but it did help talking about it with someone who's got it together.
Hayır, buraya geleli iki gün olmadan ve çok büyük bir hata işlemeden önce babamla yapıcı bir şekilde sohbet edebileceğimizi sanmıyorum ama aklı başında biriyle konuşmak gerçekten iyi geldi.
When Hercules was still a baby, he choked out two huge snakes! Check it out!
Şuraya bak.
We tried to make a case, but... by then, Reiden was this... huge, monolithic super-corporation, and we were just a bunch of sick farmers in a tidewater town.
Dava açmaya çalıştık ; ama o zamana kadar Reiden kocaman, monolitik bir şirket olmuştu bizse Tidewater'daki bir grup hasta çiftçiydik.
You know, our pilot is also a huge fan.
Pilotumuz da sizin büyük bir hayranınız.
And if it's true, it's huge. But to go up against a behemoth like SOC, I'm gonna need more than a dead drone pilot and stolen IRS files.
- Evet, doğruysa büyük olay ama SOC gibi dev bir hayvana karşı gelmek için ölü İHA pilotuyla çalıntı IRS dosyalarından fazlası lazım.
HUGE EXPLOSION IN CITY A The Heroes Association is currently analyzing the threat level- -
Kahramanlar Birliği, az önce canavarın tehlike seviyesinin...