A knife tradutor Turco
6,821 parallel translation
It would have been a knife, not a needle, this time.
Bugün de elinde şırınga değil bıçak olurdu.
Later, he could really stab me with a knife.
Belki ileride beni bıçakla da yaralayabilir.
Suppose, for instance, I had a knife to Barbara Kean's throat right now.
Bir saniyeliğine durun ve şu an Barbara Kean'in boynuna bıçağı dayadığımı düşünün.
No, it was... The knot was too tight, I was going to get a knife, you know, when I got back to work but because of that, I didn't.
Hayır düğüm çok sıkıydı, bıçak almaya gidiyordum, iş çıkınca zaman bulamadım yapmadım.
This is what you call a knife fight in beverly hills.
Beverly Hills'te buna bıçaklı kavga denir.
Probably caused by a knife and received while fending off what could have been a violent attack.
Muhtemelen bir bıçak yüzünden olmuş ve şiddetli bir saldırıdan kaçınırken darbeyi yemiş.
Only Sundance wouldn't drown Butch during a knife fight, would he?
Yalnızca, Sundance, Butch'ı bıçaklı kavgada boğmazdı, değil mi?
Cut me open with a knife.
Beni bir bıçakla doğra.
3 years ago, you broke into your ex-boyfriend's home, and when he woke up, you were standing over him holding a knife.
3 yıl önce, eski erkek arkadaşının evine zorla girdin ve uyandığında karşısında bıçakla duruyordun.
The striations are too broad for a knife.
Çizikler bir bıçak için çok geniş.
- I grabbed a knife and I plunged it deep into her heart.
- Bıçağı çektim ve onun kalbinin derinliklerine sapladım. - Ben.
According to the police report, she threatened one of Robbie's schoolmates with a knife.
Rapora göre Robbie'nin okul arkadaşını bıçakla tehdit etmiş.
So you know any ghosts That carry around a knife?
Peki bıçak taşıyan bir hayalet tanıyor musun?
Maybe the kind of guy who'd carry a knife.
Bıçak taşıyabilecek tipte biri.
In fact, it is of my opinion, that our murder weapon isn't a knife at all.
Hatta bence cinayet silahımız bıçak değil.
- You know who else has incisors sharp as a knife?
Başka kimin bıçak gibi keskin dişleri var, biliyor musun?
The body of a man was discovered with a knife that had Conrad Grayson's DNA on it.
Bir adamın cesedinde, üzerinde Conrad Grayson'ın DNA'sını taşıyan bir bıçak bulundu.
He sliced your leg open with a knife.
Bir bıçakla bacağını yardı.
If I going to kill him, I going to do it with a knife, so I can see his eyes.
Eğer onu öldürecek olsaydım bıçak kullanırdım ki böylece gözlerini görebilirdim.
A knife.
Bıçak!
We're snowed in here with an airport full of cranky passengers, a dead fake air marshal, and his killer somewhere on the loose, with a knife and a gun. Anybody else feel like they're playing "Clue"?
Bir havaalanı dolusu huysuz yolcularla, sahte bir ölü hava polisiyle bir yerlere kaçmış bıçaklı ve silahlı katiliyle, burada kar altında mahsur kaldık. "Clue" oynuyormuş gibi hisseden başka biri var mı?
I'm not so sure it was a knife.
Bıçak olduğundan o kadar da emin değilim.
Someone didn't like the outfit he had on, so they cut him out of it with a knife.
Birisi, onun kıyafetini beğenmedi. Ve bir bıçakla keserek çıkardılar.
What the hell are we gonna do with a knife?
Bu bıçakla ne yapacağız ki?
But this wasn't done by a knife.
Ama bir bıçakla yapılmamış.
He's a knife-thrower.
biçak aticisi.
Why does Sherlock have a knife-thrower?
Sherlock neden bicak aticisi ile konusuyor?
Nobody can chuck a knife that far.
hic kimse o kadar uzaktan atamaz.
- I-I d-didn't think a knife could really hurt me.
Bıçağın bana zarar vereceğini düşünmemiştim.
Kai said Jo hid her magic in a knife somewhere.
Ama o gücünü 1994'te kaybetti. Kai'nin dediğine göre Jo gücünü bir bıçakta saklıyormuş.
Jo doesn't have magic because it's stuffed in a knife that was stolen and hidden by yours truly.
Jo'nun gücü yok çünkü gücünü koyduğu bıçağı bizzat ben çalıp sakladım.
It'd be like a Swiss army knife for hackers.
Bu tıpkı hackerlar için İsviçreli ordu bıçağı gibi.
That's a serrated clip-point knife with a five-inch blade.
Bu 12 santimetre büyüklüğünde tırtıklı bir bıçak.
Take a wild guess as to which type of knife is presumed to have killed Conrad Grayson.
Bunun Conrad Grayson'ı öldürdüğü düşünülen bıçakla aynı model olduğunu tahmin et.
My potatoes are cold, there's a smudge on my knife, and... ( Mutters in Spanish )
Patateslerim soğuk, bıçağımda bir leke var, ve...
You stabbed a female student with a tribal knife and drained her of blood.
Bir kız öğrenciyi kesip kanını akıtmışsın.
- So someone's residual self image Includes a big knife?
Yani birinin anılarından kalan imajında büyük bir bıçak mı var?
However, Jack Knife took a token from each kill.
Ancak Jack Knife her kurbandan bir hatıra alıyor.
But in this day and age, with all the bullying, modern audiences tend to sympathize with Jack Knife.
Ama bugün, bu çağda onca kabadayılık varken modern seyirci Jack Knife'a kendini yakın hissediyor.
Jack Knife kicked off my Halloween Slash-a-thon two weeks ago.
İki hafta önce Jack Knife, Cadılar Bayramı Katliam-a-ratonumun ilk filmiydi.
Yeah, I already did a trace on the knife to see where and when it was purchased to make sure it was his.
Evet, bıçağın onun olup olmadığına emin olmak için ne zaman ve nereden aldığının izini sürdüm.
I-I think you're gonna need a bigger knife.
Daha büyük bir bıçağa ihtiyacın olacak desene.
From a plastic knife, or something that could get past security?
Plastik bir bıçak ya da güvenlikten geçecek bir şey olabilir mi?
Maybe a dull knife.
Kör bir bıçaktır belki.
Actually it was less an accident and more like my brother tried to gut me with a hunting knife.
Aslında kazadan çok kardeşimin bıçakla bağırsaklarımı deşmesi diyebiliriz.
This man was cut open with a drop point blade, like a hunting knife... no.
Bu adamın içi bir av bıçağına benzer bir bıçakla açılmış. Hayır.
Exactly like a hunting knife.
Kesinlikle bir av bıçağı.
He uses a hunting knife.
O av bıçağı kullanıyor.
Was there a reason you had a fake blood pack and retractable knife just lying around?
Yanında sahte kan torbası ve içeri kaçan bıçak taşımanın bir sebebi var mı?
You've got a couple hairline fractures, but the knife missed - your spleen by half an inch.
Birkaç kılcal kırığın var fakat bıçak, dalağını 2 santimle sıyırmış.
Kai wants us to do a locator spell on the knife.
Kai bıçak için yer büyüsü yapmamızı istiyor.