A mistake tradutor Turco
19,391 parallel translation
That was a mistake.
Hata yaptık.
Kelsey, this is a mistake.
Kelsey, bir hata var.
It's a mistake I keep making.
Hep yaptığım bir hata.
Please, there's been a mistake.
Lütfen, bir hata var.
There's been a mistake, okay?
Bir yanlış anlaşılma var.
Mom, there's been a mistake.
Anne, bir yanlış anlaşılma var.
Giving Julian the satisfaction of ripping my heart out would have been a mistake.
Julian'a kalbimi sökme zevkini yaşatmak bir hata olurdu.
At the time, I thought it was a mistake in your code, but... Arnold didn't make mistakes, did he?
O zamanlara kodunda bir hata olduğunu düşündüm ama Arnold hata yapmazdı değil mi?
Then, one day, I realized I had made a mistake.
Sonra günün birinde, bir hata yaptığımı fark ettim.
I made a mistake.
Bir hata yaptım.
It's a mistake.
Bir hata.
Now, listen, even... even to myself, right, even I'm saying this looks like a mistake.
Dinle ben bile bak ben bile bunun hata gibi geldiğini söylüyorum.
A kid rotting in Hell over a mistake?
Bir hata yüzünden cehennemde çürüyecek çocuk.
You know, you said you never made a mistake, but maybe you did.
Hani hiç hata yapmadığını söylemiştin ya. Belki de yapmışsındır.
This is a mistake.
Bu bir hatadır.
I don't care if this is a mistake.
Hata olup olmaması umurumda değil.
Opening up my heart to her, was a mistake.
Ona kalbimi açmam bir hataydı.
What happened between us the other night can't be a mistake.
Geçen gece aramızda olanlar bir hata değildi.
Well, that was a mistake.
Bu bir hata olmuş.
But looking to the past for our inspiration would be a mistake in my view.
Ama ilham almak için geçmişe bakmak bence hata yapmaktır.
I do hope it wasn't a mistake inviting the group captain to join us.
Umarım Albay'ı yanımızda getirmek büyük bir hata değildir.
You are making a mistake.
Hata yapıyorsun.
I'm... I'm sorry... I... made a mistake...
Özür... özür dilerim, hata yaptım.
I filed a missing person's report, but I don't think there's a mistake.
Kayıp raporu doldurdum ama bir hata olduğunu düşünmüyorum.
Every thief makes a mistake.
Her hırsız hata yapar.
You've made a mistake.
Hata yapıyorsunuz.
Well, that's a mistake.
İşte bu bir hataydı.
- This was a mistake.
- Bu bir hata. - Bekle.
The texts were definitely a mistake.
- Mesajların hata olduğu kesin.
Which maybe was a mistake.
Belki de bunu yapmaları bir hataydı.
But it would be a mistake.
Ama bu bir hata olurdu.
I think we're making a mistake.
Bence bir hata yapıyoruz.
Just make a phone call, you can say it was a mistake.
Birilerini ara, bir hata oldu diyebilirsin.
Chang, there's a teacher in the west corridor who thinks there's a mistake with a student's test.
Chang, bir öğretmen öğrencisinin sınavında sınavında hata olduğunu söylüyor.
Excuse me, this is a mistake.
Bırakın beni, hata yapıyorsunuz.
I came here to tell you this was all a mistake.
Size bir hata olduğunu söylemeye geldim.
I think it's a mistake.
Bence hata yapıyorsun.
And I'm telling you, you're making a mistake.
Bir hata yaptigini söylüyorum sana.
It's probably a mistake.
Muhtemelen bir hatadır.
All night, I'd be hanging out with you, thinking I was one of the gang, but it was just a big mistake because you meant to text- - Oh, shit, that's exactly what happened.
Sonra kendimi ekipten biri zannedip bütün gece sizinle takılsaydım ama aslında yanlış kişiye mesaj attığın için... Hasiktir, aynen öyle oldu.
A wonderful, sexy mistake for you and a regular mistake for me.
Sana göre harika ve seksi, bana göre sıradan bir hata.
No, it was a regular mistake for me, too.
Hayır, bana göre de sıradan bir hataydı.
This boy has made a terrible mistake...
Bu çocuk korkunç bir hata yaptı...
A horrible, terrible mistake, but people make mistakes.
Korkunç, berbat bir hata. Ama insanlar hata yapar.
I very rarely have to say this, Siobhan, but I think I made a terrible mistake.
Bunu çok nadir söylerim, Siobhan sanırım çok büyük bir hata yaptım.
Make no mistake, a movement will rise to make Narcisse king, and their first task will be to cut off the heads of every last Valois child.
Şüphesiz ki bu hareket Narcisse'i kral yapacak. ... ilk vazifeleri de bütün Valois çocuklarının kafalarını koparmak olacak.
How do you mistake a Korean guy for Joe Montana?
Senin Koreli adamın nasıl Joe Montana olacağını düşünebilirsin?
Ma'am, you must not. It would be a grave mistake.
Yapmamalısınız efendim, bu büyük bir hata olur.
It's just... this whole girlfriend thing was a big mistake.
Bütün bu kız arkadaşı şeyi büyük bir hataydı.
For the record, all you are to me is a giant mistake.
Kayıtlara geçsin sen benim için büyük bir hatasın.
Big mistake abducting a zombie.
Bir zombi kaçırarak büyük hata yapmışlar.