A policeman tradutor Turco
1,929 parallel translation
There's a policeman!
Bak, polis geliyor!
"And if it happens to be a policeman, it's buried in the inside pages"
"ama ölen polisse iç sayfalarda gömülürsün"
A policeman's job is itself Very strange
Polisin kendi kendine işi Çok garip
"Because you're a policeman, I invited you to sit down"
"Çünkü sen polissin, Seni ben davet ettim"
"When a policeman quits his job, he has to leave everything behind"
"Bir polis işinden ayrıldığında, herşeyi geride bırakmak zorundadır"
I'm not a policeman, doctor Richter.
Ben polis değilim Doktor Richter.
A policeman, obviously.
Bir polis.
How long have you been a policeman?
Ne zamandır polissin?
I'm a policeman
Ben polisim.
Our team filmed a policeman with his hands up begging for mercy as a suspect pointed a gun to his head
Bizim kameramanımız bazı görüntüler çekebildi. Bu görüntüler bir çete elemanının bir polisin kafasına silah dayaması ile ilgili.
A policeman didn't allow me to board to the ship.
Bir tane polis tekneye binmeme izin vermedi.
Yes, everyone around is a policeman This is a police barrier
Evet, çevredeki herkes polis Bu da bir polis bariyeri
Now I'm a policeman?
Şimdi bir polis miyim?
But she's marrying a policeman.
Ama bir polisle evlenecek.
Ruining a policeman's car must make you happy.
Polis memurunun arabasını tahrip etmek seni mutlu etmiştir.
You're a policeman, not an athlete! You're my guardian, not my bodyguard.
Sen polissin atlet değil Sen benim bodyguardım değilsin.
but I'm a policeman.
- Ama ben bir polisim.
A policeman drove me here.
Beni bırakıp gittin.
Though he'd been a policeman for six years, officer Hayes had never found himself in a truly dangerous situation.
6 yıldır polis memurluğu yapmasına rağmen, memur Hayes hiç gerçek anlamda tehlikeli bir durumla karşı karşıya gelmemişti.
By the way, was that you I saw getting pulled over by a policeman?
Bu arada, bugün polisin kenara çektiği araba senin miydi?
You do know you're a policeman, right?
Polis olduğunu biliyorsun değil mi?
And I enjoy telling people that my son-in-law is a policeman, but if you were to retire... well, I guess I could still talk about your unusual height.
Ama emekli olursan- -... yine senin sıra dışı boyundan falan bahsederim.
Oh, look, girls, a policeman is here.
Hey bakın kızlar, bir polis burda.
Except on this operation, a policeman died.
Bu... Bu operasyonda bir polis memurunun ölmesi dışında.
I shall find a policeman.
Bir polis bulacağım.
Well, I have no idea. Ask a policeman.
Hiçbir fikrim yok, bir polise sorun.
Have you no sense of responsibility as a policeman?
Bir polis olarak, hiç mi sorumluluk duygun yok?
Well, perhaps I asked a policeman.
Belki de bir polise sordum.
- Usually there's a policeman at the corner.
- Genelde köşede bir polis olur
They ought to have a policeman like this in the Eden Musée.
Eden Müzesinde mutlaka böyle bir polisleri olmalı.
Tell him exactly what you told me here. He's a policeman, he knows.
Bana anlattığını tam olarak ona da anlat Biliyorsun o bir polis
Not the smartest thing to do for a policeman.
Bir polis için akıllıca değildi.
Don't be nervous. I'm a policeman.
Gerilmeyin, ben bir polisim.
I'm a policeman, but I'm a photographer too- - on weekends, you know?
Ben bir polisim. ... ama aynı zamanda da fotoğraf çekiyorum.
Don't talk to him like that, a policeman can be helpful.
onunla böyle konuşma, sana yardımcı olabilir.
- You are a policeman?
- sen polis değil misin?
- He's a policeman too.
- O da polistir.
Three arrests have been made after the death of a policeman in a hit-and-run at the Bovar arms factory.
Bovar silah fabrikasındaki bir polis memurunun ölümüyle sonuçlanan vurup kaçma olayının ardından, üç kişi tutuklandı.
This is about your life and a policeman who's been killed.
Bu senin hayatınla ve öldürülen bir polis memuruyla ilgili.
Now I come to think of it, Mr Dunewolt, As forest ranger you're a bit like a policeman, aren't you? An enforcer of the law.
Düşünüyorum da, Bay Dunewolt, orman korucusu olarak bir çeşit polis sayılırsınız, değil mi?
You're a policeman!
Sen bir polissin!
I guess you need to be that way if you're a policeman.
Polislik böyle bir şey olsa gerek.
What shall they do when they find a killed policeman?
Ölü bir polis bulunca ne yapacaklar?
You are a military policeman in Chejudao right? My brother Trusty You are considered as a war criminal
Kardeşim Trusty, sen artık bir savaş suçlususun!
For what law-abiding policeman he is... he's really a hood
Kanunlara ne kadar da uyan bir polis... O gerçek bir gangster
Two dead felons, two dead civilians a dead policeman...
İki suçlu, iki sivil, bir polis öldü. Ne düşüneceğimi bilmiyorum.
On top of everything else, he's a policeman.
Her şey bir yana, adam polis.
I'm a secret policeman.
Ben bir gizli detektifim.
I'm a secret policeman who fights night and day in the name of peace.
Gece-gündüz barış için savaşan bir gizli dedektifim.
The policeman did not mention a third person.
Polis üçüncü bir kişiden söz etmedi.
Now... if I was Jack... and was in trouble with a gang who busted my heist... and every policeman in the city thinks I shot a cop...
Şimdi... Jack'in yerinde olsam... soygunumu basan bir çeteyle başım belaya girse... ve kentteki bütün polisler bir polisi öldürdüğümü sansa... buraya gelirdim.