Ackerman tradutor Turco
320 parallel translation
Ackerman hasn't been on the job today, Warden.
Ackerman bugün hiç iş yapmadı...
Ackerman was in trouble.
Ackerman'ın başı dertteydi.
- Ackerman a friend of yours?
- Ackerman arkadaşın mı?
I want to get Norman Ackerman to handle the Taylor case.
Taylor davasını Norman Ackerman'ın üstlenmesini istiyorum.
I understand Ackerman's out of town. When do you expect him back?
Anladığım kadarı ile Ackerman şehir dışında.
Mr Ackerman will see you, Miss Taylor. Thank you.
Bay Ackerman sizinle ilgilenecek Bayan Taylor.
Do you mind going up to see Ackerman alone?
Ackerman'ı görmeye yalnız gitsen sorun olur mu?
Did you see Ackerman?
Ackerman'ı gördün mü?
Mr Ackerman doesn't want to take the case.
Bay Ackerman davaya bakmak istemiyor.
He's as good as Ackerman.
En az Ackerman kadar iyidir.
Ackerman didn't take the case because he was afraid of losing it.
Ackerman davayı almak istemedi çünkü kaybetmekten korktu.
Ackerman...
Christianson.
Come on Ackerman!
Gidelim!
Ackerman, all I'm trying to do is keep one man alive... just one.
Ackerman, tüm yapmaya çalıştığım bir adamı canlı tutmak... sadece bir.
Maybe you're the one. Ackerman, maybe you're the one.
Ackerman, belki de o biri sensin.
Tell Ackerman and Maslow... go out and spot what they can.
Ackerman ve Maslow'a söyle... çıkıp ellerinden geldiğince keşifte bulunsunlar.
Ackerman, Baldwin, Bancroft.
Ackerman, Baldwin, Bancroft.
Just see the secretary outside. ( man ) Ackerman.
Dışarıdaki sekreteri görün.
Noah Ackerman. - Hello. - How do you do?
Noah Ackerman.
- Mr Ackerman says you are.
- Bay Ackerman öyle olduğunu söylüyor
Mr Ackerman doesn't know what rabbits can be pulled out of a hat in Washington. Look, I'm not a hero and I'm not a pigeon.
Bay Ackerman Washington'da şapkadan hangi tavşanları çıkarabileceğini bilemez..
- Good night, Mr Ackerman. - No, don't.
- İyi geceler, Bay Ackerman.
Well, seems to me that Mr Ackerman and I might have a little talk.
- Nasılsınız, efendim? Şey, Görülüyor ki Bay Ackerman ile Biraz konuşmalıyım.
That's what you've made me do, and I'm not fond of you for it. I was just tellin'Mr Ackerman we've got turkey for dinner.
That's what you've made me do, and I'm not fond of you for it.
You've gone and done it.
Pekâlâ, Ackerman.
Ackerman, get yourself a bucket. Do you know what?
Ackerman, kendine bir kova bul.
- Well, how come Ackerman speaks English?
Onlar elleriyle konuşur. - Şey, Ackerman'a İngilizce gel nasıl denir?
I feel sorry for him. - Oh, sure! - Really, I do.
Hey, you guys ain't bein'fair to Ackerman.
Hey, uh, Ackerman, how come you're in the service anyway? He had no influence with the draft board.
Hey, Ackerman, Senin hizmet vermenin bir yolu varmı?
- I'm sure you're not aware of it, Captain, but Private Ackerman has been badly beaten fighting the biggest men in the company.
- Eminim, dikkat etmedin, Kaptan, Ama er Ackerman bölüğün en büyük adamı tarafından fena halde dövüldü
He's just a dogface.
Ackerman zengin Broadway yapımcılarından biri değil Bir nefes al.
Ackerman, I've been watching the sick book.
Üzgünüm. Ackerman, bu berbat kitaba bakıyordum da.
Ackerman. Ackerman!
Ackerman.
I've just completed an investigation of the reasons for Private Ackerman's behaviour.
Senin durumunda biz şanslıydık. Er Ackerman'ın davranışlarının sebepleriyle ilgili Araştırmayı yeni bitirdim.
"That said officer wilfully persecuted Private Noah Ackerman by ordering mass punishment of his entire company as a means of disciplining him."
Subaylar, Er Noah Ackerman'ın disipline edilmesi Amacıyla ağır bir şekilde cezalandırılması... Konusunda istekli olduklarını söylediler.
- I think it's Ackerman.
Ben bir şey görmedim.
- You're crazy.
- Sanırım Ackerman'dı
Come on!
Hadi Ackerman!
Are you coming Ackerman?
Geliyor musun Ackerman?
Oh, sit down over here, Mr Ackerman.
Ackerman.
Mr Ackerman, you don't seem to have any dependent relatives, or any occupation essential to national defence.
Oraya oturun, Bay Ackerman. Bay Ackerman, Milli Savunmaya gerekli bir mesleğe veya... bakmakla yükümlü olduğunuz herhangi bir akrabaya sahip gözükmüyorsunuz... 1A sınıfında olmamanızla ilgili bir sebep düşünebiliyormusunuz?
Thank you.
Ben sadece söylemiştim Bay Ackerman akşam yemeği için hindi aldık.
Hello, Mrs Ackerman, Mr Ackerman.
- Oh!
- Hello.
Merhaba, Bayan Ackerman, Bay Ackerman.
All right, Ackerman.
Rahat.
Hey, you guys ain't being'fair to Ackerman.
- O bir casus.
Ackerman isn't one of those rich Broadway producers you have to suck around.
Senin için ne farkeder?
- I'd like to speak with Ackerman.
- Evet, Teğmen?
- Certainly, sir.
- Ackerman'la konuşmak istiyorum.
Any of you men seen Ackerman?
Ackerman!
Abbott, did Ackerman sleep in his bunk last night?
Ackerman'ı gören oldu mu? Abbott, Ackerman dün gece yatağında mı Uyudu?