Action tradutor Turco
15,927 parallel translation
No. Well, why did you let me take the side action?
Neden iddiaya girmeme izin verdiniz?
! I told you not to take the side action!
- Girme dedim sana!
Or you can action your information online.
Ya da bilgilere internetten ulaşabilirsiniz.
Drastic action must be taken.
Köklü tedbir alınmalıdır.
I can't wait to see it in action.
İş üstünde görmek için sabırsızlanıyorum.
Wrong ; it was about the font Helvetica, and it played like an action thriller.
Hayır, Helvetica yazı tipi belgeseliydi. Ve aksiyon filmi gibiydi.
And... action Holt.
Kayıt, Holt!
Action Holt!
Kayıt, Holt!
Let's show'em some action.
Onlara biraz harekete geçelim.
Cloak themselves in whatever they must in order to move us to action?
Bizi harekete geçirmek için neye dönüşmeleri gerekiyorsa ona dönüştüklerini?
Nor did you take any action to discover who the partners might be.
Ne de bir ortaklarını öğrenmek için bir girişimde bulundunuz.
I am sure there must have been some minor action at the border.
Sınırda çatışmalar olduğundan eminim.
Your Grace, I request permission to join Prince Bagration in this action.
Generalim, Prens Bagration'a bu harekâtta katılmak için izin talep ediyorum.
And... action!
Ve... motor!
And... action!
Kayıt!
And... action!
Ve kayıt!
He's missing in action, he's cut up into tiny pieces, spread out all over LA.
O artık bir görev zayiatı. Parçalara bölünüp Los Angeles'ın her yanına yayıldı.
A person who truly frees himself through action doesn't accept a place at high table.
Eylemde bulunmayı seven insanlar saklanmayı kabul etmezler.
Either we pursue a course of action that will bring down our energy bills and boost manufacturing. Or we continue to bury our heads in the sand and let our land, our water, be commandeered for unsightly and unprofitable wind farms.
Ya enerji faturalarımızı indirecek bir plan bulup üretimi arttırmalıyız ya da başımızı kuma gömmeye devam edip topraklarımızın ve su kaynaklarımızın nahoş ve kârsız rüzgâr çiftlikleri tarafından kullanılmasına izin veririz.
He is a man of action like yourself.
O da aynı senin gibi eylem adamı.
We ran a commercial a few years back... another class-action case.
Başka bir toplu dava için birkaç yıl önce bir reklam yayınlamıştık aslında.
Good bolt-action rifle, if you jammed it, I'd wager you were setting out to do so.
Sağlam bir sürgülüde tutukluk yaşarsan bile bile yaptığına bahse girerim.
And action.
Motor.
Take action! Don't just hide out in your... your Faraday whatever... your cage thing here.
Oturup da bu Faraday midir nedir, kafesinde saklanma.
Mostly, aye, although sometimes an action can change things.
- Çoğunlukla evet. Bununla beraber bazen bir eylem işleri değiştirebilir.
You know, all I hear is talk and talk and more talk about fighting and, uh, war and being a soldier, but I don't see any action.
Tek duyduğum savaşmak, savaş ve asker olmak hakkında konuşmalar, konuşmalar ama hiçbir eylem görmüyorum.
It's because they're not ready for action.
Çünkü eyleme geçmeye hazır değiller.
And, action.
Ve motor.
" will not sustain an independent cause of action in tort.
" Hak iddialarında gerekçe olarak bağımsız olamayacağı,
" of action lies.
" ek sebebi olmaksızın
I took action before he could order it, that's it.
Emir vermeden önce harkete geçtim, bu işte.
Cloaks itself in whatever it must to move you to action.
İçinde seni harekete geçirecek ne varsa kendini örtbas ediyor.
"I don't like this" or "Put in more action".
"Bunu sevmedim" ya da "Daha fazla aksiyon ekle".
Yeah, the Kyle pretty much does it all... deep penetration, variable speed action, gives great backrubs.
Hemen hemen her şeyi yapıyor. En derine ulaşma, değişken hız, mükemmel sırt masajı.
Now she's in the action.
Artık o da bu işin içinde.
I need the research on the class action by 5 : 00 p.m.
Grup davası araştırmasını istiyorum.
How long will I be out of action for?
Aksiyondan ne kadar zaman uzak kalacağım?
Teach it about action and consequence.
Morgan'ın davranışlarını şekillendirebiliriz.
We have decided on a plan of action.
Hakkında bir karar aldık.
It's because of that professionalism that I think you should understand and appreciate our course of action here.
Bu yüzden sen de bizim aldığımız bu kararı anlayıp... bize hak vermelisin diye düşünüyorum.
Implementation of loss protocol in action.
Projeyi sonlandırma işlemi... devrede.
Grassroots action aimed squarely at soliciting donations.
Çim kökleri hareketi Dürüstçe bağış istemeye yönelikti.
Brenda's become a prominent figure in the Mothers Demand Action movement.
Brenda önemli bir kişi oldu Anneler Talep Eylemi hareketinde.
But where's the real action?
Ama gerçek aksiyon nerede?
It's not absurd to the victims of this action and their families...
Bu olayın kurbanları ve ailelerine göre saçma değil.
I'll be looking at disciplinary action over my own dismal failure of authority.
- Her halükârda ben de başarısız eylemim sebebiyle disipline verileceğim.
Action, reaction.
Etki tepki.
See me in action.
Beni çalışırken gör.
"An action committed in anger is an action doomed to failure."
"Öfkeyle yapılan bir eylem başarısızlığa mahkûm bir eylemdir."
Do not take any action on your own.
Kendi başıniîa hâFeket etmeyin.
Robot action figures.
Robot oyuncakları.