Actors tradutor Turco
2,502 parallel translation
Weakness is something that a lot of actors, I think, are afraid to play.
Zayıflık, birçok aktörün oynamaktan çekindiği bir şey.
I've seen a ton of actors around John just give it a couple of minutes and you just see them go, " Holy shit.
John'un yanındaki bir sürü aktörün, bir-iki dakika sonra "Vay canına, neydi bu? Ne yapıyor bu böyle?" "Bunu nasıl yaptı?" demeye başladığına tanık olmuştum.
Other actors either rose to the occasion or they didn't.
Başka aktörler işi ya layıkıyla yaparlardı, ya da yapmazlardı.
I think Al is one of the great actors of my generation and John gets a big assist.
Al benim neslimin en iyi aktörlerinden biri,.. ... John'a da çok yardımcı oldu.
I learned about when Michael and I were meeting with actors and I was reading with some actors.
Michael'la beraber aktörlerle görüşüyor, okuma yapıyorduk.
Certain actors maybe will push it too much or they're over the top or under, or not knowing kind of what they're doing.
Bazı aktörler fazla zorlayıp abartıyorlar, ya da gerektiği kadar zorlamıyorlar, ya da ne yaptıklarını bilmiyorlar.
Do the people here know? The actors?
Buradaki insanlar biliyor mu?
You know, I once had actors play out the testimony from a rape case in front of 30 federal judges.
Bir zamanlar 30 federal jüri üyesinin önünde bir tecavüz davasında....... ifade veren oyuncular vardı.
- All the professional actors write their lines down on each other's clothing.
- Bütün profesyonel oyuncular satırları birbirlerinin elbiselerine yazarlar.
I guess we're both good actors.
İkimizde iyi oyuncuymuşuz.
This is about "mackenzie falls" thinking they're so much better than us Just because they're "real actors" on a drama
Bunun sırf gerçek bir dramada oynuyorlar diye kendilerini daha iyi bir oyuncu sanmalarıyla alakaları var.
Several of the students crossing the quad here were actors in a play.
Bahçeden geçen öğrencilerin bir kısmı tiyatroda oynuyordu.
- Why is it that actors- - - bye.
- Aktörler neden... - Güle güle.
However, these producers were interested only in famous actors saying funny things, and nothing else.
Her nasılsa, yapımcıların ilgisini çekti ama ünlü aktörler dalga geçiyordu.
You stole my actors too, huh?
Aktörlerimi çalarsın, ha?
You probably worry how to find actors for such movies.
Muhtemelen bu tür filmler için aktör bulamayacağından endişe ediyorsun.
- If we make these movies, the actors will only be volunteers, who've already chosen to kill themselves.
- Bu filmleri yaparsak,... aktörler gönüllü olacak, zaten öldürülecekler seçilecek.
I mean, we were terrible actors, but... the scene, it was incredibly romantic.
Aslında berbat rol yapıyorduk. Ama... Sahne oldukça romantikdi.
A rule clearly followed by many of the actors in your film collection.
Film koleksiyonunuzdaki birçok aktör tarafından da uygulanan bir kural bu.
Theater was empty by 11 : 00. Where were you? At a party with some of our actors.
Oyuncularımızdan bazılarıyla birlikte bir partide.
Waltrip agreed to reenact that night for us with the help of our Inside Probe actors.
Waltrip o geceyi bizim için tekrar gözünde canlandırdı. Bizim aktörlerimiz de ona yardımcı oldu.
My point is, you have to remember, musicians, actors, models... these are people with flaws and such.
Anlatmak istediğim şu, müzisyenlerin oyuncuların, modellerin de bazı kusurları vardır.
Here you could meet anybody who mattered, painters, actors, writers, musicians.
Sanat ve gösteri dünyasının ünlü isimleri bir aradaydı. Ressamlar, oyuncular, yazarlar, müzisyenler...
One of those French directors who could get the actors and funding he wanted to do as he wanted.
Hem oyuncu hem de yapmak istediğini yapabilmek için gerekli olan parayı bulabilen Fransız yönetmenlerden biriydi.
Clouzot demanded extremely detailed preparation so that when he was on the set he could focus almost exclusively on the actors'performance.
Clouzot, çok kesin bir hazırlık safhasını şart koşuyordu. Bu sayede çekimler sırasında yalnızca oyuncuların oyunuyla ilgilenebiliyordu.
Which means we had to make up the actors grey, so that once reversed, they were pink.
Herkese gri-yeşil makyaj yapılması gerekmişti. Böylece inversiyon sonrasında pembe görüneceklerdi.
actors covered in sequins or olive oil, blue lipstick, multicolour makeup.
Deruelle, oyuncuları payete ya da zeytinyağına buluyor, mavi ruj kullanıyor,.. ... çok renkli makyaj yapıyordu.
So there was tension, but nothing compared to what the actors had to endure.
Fakat oyuncuların yaşadığı gerginliğe kıyasla hiçbir şey sayılmaz bu.
For endless days, in the heat of the Boulogne sound stages, Clouzot tried to fit his actors into strange kinetic images.
Clouzot bitmek bilmeyen uzun günler boyu, Bolonya setlerinin sıcağında oyuncularını tuhaf, kinetik görüntülere eklemlemenin yollarını arar.
On top of which, the actors arrived a bit tense because they knew Clouzot's reputation of being hard on the actors.
Üstelik oyuncular hâlihazırda biraz gergindi. Clouzot'nun oyunculara sertliği nam salmıştı.
He wanted his ideas to come through his actors, that the actors translate and interpret his ideas.
Oyuncuların, aklındakileri tastamam anlamasını ve aynen hayata geçirmesini istiyordu. Bu da her zaman kolay olmuyordu.
And despite the general confusion, his directing of the actors became increasingly demanding.
Genelde birbirlerini anlayamamalarına rağmen Clouzot oyuncularına karşı daha talepkar bir tavır takınır.
So for a few more days, Clouzot wrote new scenes and shots every night for the actors he had at hand.
Böylece birkaç gün boyunca Clouzot akşamları elindeki oyuncular için yeni sahneler ve planlar yazmakla geçirir.
Several actors were there, including Romy Schneider.
Epey bir oyuncu vardı. Çok iyi hatırlıyorum, Romy Schneider vardı.
I need, like, a bunch of other actors too.
Bir sürü aktöre ihtiyacım var.
But I think we should keep it to just the actors, I don't want to end up sitting next to someone from wigs.
Ama bence sadece oyuncular gelmeli, diğer sahne elemanlarıyla yanyana oturmak istemiyorum.
The actors are come hither, my lord.
Oyuncular geldi efendimiz.
The best actors in the world, either for tragedy, comedy, history, pastoral, pastoral-comical, historical-pastoral, tragical-historical, tragical-comical-historical-pastoral, scene individable, or poem unlimited.
Dünyanın en iyi oyuncuları : Tragedyada, komedyada, destanda, pastoralde, pastoral komedyada, destansı pastoralde, tragedyamsı destanda, tragedyamsı, komedyamsı, destanımsı pastoralde. tek sahneli, çok sahneli bütün oyunlarda.
I'm like one of those soap opera actors with amnesia.
Benim için onlar hafızasını kaybetmiş birer opera oyuncusu gibidir.
I thought actors were bad, but models are so much worse.
Ben aktörlerin kötü olduklarını düşünürdüm ama mankenler ondan da betermiş.
Your client has gone from inside the Actors Studio to outside of Coco de Ville doing blow with somebody else's boyfriend.
Müşterin Actors Studio'dan Coco de Ville'e gidiyor ve başkasının sevgilisine sakso çekiyor.
And Lloyd, that little queen who I welcomed into my home and allowed to play with my children and care for my dog, and who left me for those two scumbags, I would tie him up and allow the entire Screen Actors Guild to anally rape him if not for the fact that I know he would enjoy it.
Ve Lloyd'u, o küçük kraliçeyi evime aldığım adamı çocuklarımla oynamasına ve köpeğime bakmasına izin verdiğim beni o iki pislik için bırakan adamı eğer hoşlanmayacağını bilsem, tüm aktörler birliğine götten siktirirdim.
Ow. I slept with a couple actors on it.
Filmde oynayan bir kaç aktörle yatmıştım.
Sick, twisted, demented actors.
Hasta, çarpık, bozuk aktörler.
I was just worried about the play and the actors. They cross their lines, they could really fall on their face.
Sadece oyun ve aktörler hakkında endişeleniyorum, repliklerini karıştırırlarsa ciddi anlamda kafa üstü çakılabilirler.
Yeah,? ? my favorite actors of all time.
En sevdiğim aktörlerden ikisinin böyle olduğuna inanmak zor.
Unless it's a charity for C-list actors who suck at golf.
Golfte berbat olan 3. sınıf aktörler kurumu değilse tabii.
Yeah, but you can't tell any of the actors.
Evet, ama aktörlerden hiçbirisine söyleyemezsiniz.
We have no actors.
Oyuncumuz yok.
And she would translate what the actors said in English.
Oyuncuların İngilizce söylediklerini çevirirdi.
My source tells me Michael's only considering two actors for the lead :
Hem kaynağıma göre Michael başrol için yalnızca iki aktör düşünüyormuş.