English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ A ] / All alone in the night

All alone in the night tradutor Turco

73 parallel translation
Humans and aliens, wrapped in 2,500,000 tons of spinning metal, all alone in the night.
Onlarla konuşuyormuş. Kosh.
Humans and aliens, wrapped in 2,500,000 tons of spinning metal, all alone in the night.
İnsanlar ve yabancılar, 2.500.000 ton ağırlığında dönen bir çeliğin içine tıkılmış, hiç bitmeyen bir gecenin içindeydiler.
Humans and aliens, wrapped in 2,500,000 tons of spinning metal, all alone in the night.
2,5 milyon ton dönen metal içine sarılmış insanlar ve uzaylılar, gecenin içinde yapayalnız.
A shining beacon in space, all alone in the night.
Uzayın karanlığında, parlayan yapayalnız bir fener.
Humans and aliens, wrapped in 2,500,000 tons... of spinning metal, all alone in the night.
İnsanlar ve yabancılar, 2.500.000 ton ağırlığında dönen bir çeliğin içine tıkılmış, hiç bitmeyen bir gecenin içindeydiler.
I never thought there could be anything worse than being all alone in the night.
Tek başına karanlıkta kalmaktan daha kötü bir şey olabileceğini bilmezdim.
Well, but, drowning out in the ocean, all alone at night...
Okyanusun ortasında, gecenin köründe yapayalnız boğulmuş...
All night I'll be alone in the dark.
Bütün gece karanlıkta yalnız olacağım.
You left me all alone in the middle of the night.
Nankörce çekip gittin! Beni tüm gece yalnız bıraktın.
Well, I remember this night with my dad driving over there to the Shoebridge's all alone, and then getting in a big fight with Ma, because he'd come home at 4 : 00 a.m., and he wouldn't tell her what he was doing or something.
Şey, babam tek başına Shoebridge'lere gitmişti. Sonra da eve sabahın 4'ünde geldiği için annemle büyük bir kavga etmişti. Babam da anneme hiçbir şey anlatmamıştı.
I'm lost in the night, all alone.
Geceleyin kayboldum, yapayalnızım.
Uh... anyway, now that I've got you alone here, Mr. Drake, the real reason I'm filling in for Martin is so that I could tell you what I wanted to tell you all night.
Her neyse, nihayet yalnız kalabildik, Bay Drake. Martin'in yerine geçmemin gerçek nedeni bütün akşam size söylemek istediğim şeyi söyleyebilmekti.
BE ALL ALONE TOGETHER EVERY NIGHT, CUDDLE UP IN BED... MOONLIGHT DANCING ON THE WATER.
Her gece ikimiz yalnızız, yatakta sarılıp yatıyoruz suda ay ışığı dansı yapıyoruz.
Oh, and to make matters even worse, last night, the only thing I could get on television was this movie about this young, beautiful, dark-haired woman, that was all alone in this deserted house.
Bu da yetmezmiş gibi dün gece televizyonda bulabildiğim tek film terk edilmiş bir evde yalnız kalan genç, güzel ve esmer bir kızla ilgiliydi.
When you're alone, late at night in bed, just you and her under the covers, that's all that matters, see?
Gece yarısı yatağınızda yalnızken çarşafın altında ikiniz, sadece bu önemli.
And I'd be up all night with the baby, alone and getting no sleep, then have to get up the next day and work 14 hours to make partner so I can afford the apartment you're watching "Sesame Street" in.
- Ben bütün gece bebekle tek başıma ayakta olurum ve ertesi gün, bütün gün yine ayakta olup günde 14 saat çalışarak, senin bebekle Susam Sokağı'nı izleyebileceğin dairenin kirasını ödemeye çalışırım!
I know. I got halfway home and I decided I didn't like the thought of you two all alone in this house on your last night.
Yolu yarılamıştım ki ikinizin bu geceyi evde yalnız geçirmenize gönlüm razı olmadı. Biliyorum. - Al bir duygusal daha.
You know, l`m afraid to sleep alone... I keep thinking people are breaking in. I lay awake all night... thinking of death and the blackness of the abyss.
Eve birilerinin girdiğini sanıyorum. Ya da ölümü, karanlığı, hayatın anlamsızlığını düşünüyorum.
The point is, it was- - it was ladies night, and there were all these couples, and romance was in the air, and I was just sitting there alone.
Konu şu ki, Kadınlar Gecesi'ydi, etrafta bir sürü çift vardı hava romantizm kokuyordu. Bense tek başıma oturdum.
He was out all alone in the middle of the night.
Gecenin yarısı tek başınaydı.
I will cruise around all weekend killing alone people in the night, then move along to kill again until I am done with a dozen people over the weekend.
Bütün hafta sonu gezip gece tek başına olan insanları öldürürüm sonra tekrar öldürmek için harekete geçeceğim ta ki hafta sonu bir düzine insan öldürene kadar.
In fact, considering... the number of hours I work, sometimes all night... I'd be a hell of a lot happier if I knew Deb wasn't in the house alone.
Aslında iş saatlerimi düşünürsek, özellikle de geceleri, Debbie'nin evde yalnız olmadığını bilmek beni mutlu ederdi.
It was just you and me, all alone, late at night, here in the ICU?
Gecenin bir yarısı, yoğun bakımda, sadece sen ve ben.
Especially when you've given your heart to someone who barely knows you exist. Who insists on plowing through strange, stupid women who could never love him the way you do leaving you to stand outside alone in the night wishing with all your heart that he would come to his senses and realize that his true happiness lies with you and no one else but knowing all the while that it will never happen because he's a selfish, immature, heartless jerk.
Özellikle de senin var olduğunu bile bilmeyen, onu asla senin gibi sevemeyecek yabancı ve aptal kadınlarla düşüp kalkmakta ısrar eden, aklı başına gelir de gerçek mutluluğun başkasında değil sende olduğunu anlar diyerek geçirdiğin geceler boyu seni dışarıda tek başına bekleten, ama bir yandan da o, bencil, olgunlaşmamış kalpsiz bir serseri olduğu için...
The movie is inspired by the book "Autumn Ball" by Mati Unt and dedicated to all the men with gentle heart and weak liver who stand alone in the night in underwear.
Bu filmin ilham kaynağı Mati Unt'un "Autumn Ball" adlı kitabıdır ve gece iç çamaşırıyla yalnız olan hassas kalpli ve zayıf ciğerli tüm adamlara adanmıştır.
You came here all alone in the middle of the night. Was there something else you wanted to say to me?
Gece yarısı tek başına buraya geldin bana söylemek istediğin başka bir şey mi vardı?
When you're all alone at night, you're in the shower, where does your mind take you?
Geceleri yalnızken, duştayken, aklın seni nerelere götürüyor?
What's the idea leaving a lady all alone in the middle of the night?
Nasıl olurda gecenin ortasında bir bayanı yalnız bırakabilirsiniz?
So tell me late at night when you're all alone in that big hotel suite and the adrenaline of the cheers from the crowds have long subsided and all you are left with are the haunting sounds of your son singing "On and On"...
Anlat bakalım gecenin bir yarısı, kendi başına büyük bir otel odasında kalabalığın haykırışlarının heyecanıyla tek duyduğun, o lanetli seslerken şarkıyı söyleyen oğlunun sesi "On and On"...
For the night of the Gala and that night alone will they all be in bloom.
O gecede hepsi Gala için çiçek açmış olucak.
Can you imagine being up here in the middle of the night, all alone?
Gecenin köründe burada olduğunu düşünebiliyor musun? Tek başına hem de?
Do you and Sarah were in the apartment - all night alone?
Sen ve Sarah tüm gece boyunca bu dairede miydiniz?
It would take at least three people to rob the vault in 15 minutes, but one woman could do it alone if she had all night.
Kasayı 15 dakikada soymak üç adam gerektirirdi ama bir kadın tüm gece boyunca oradaysa yalnız başına soyabilirdi.
We don't have enough MP-s to legally hold all the fucking interesting people we got, let alone the two who came in last night.
Elimizde daha fazlasını kontrol edecek askeri polisimiz yok. Bu yetmezmiş gibi.. dün gece iki tane daha getirdiniz.
And with everything that's happened and this lawsuit keeping it all alive, maybe she just... worried that the slightest little thing is gonna make you run off to that trailer and leave her alone in the house you gave her, not sleeping at night because whichever room she lays down in, she just can't get away from the fact that you're just not there.
Tüm bu olanlar yüzünden ve bu dava onları taze tuttuğu için belki de en ufak bir şey, onu geceleri hangi odada yatarsa yatsın orada olmadığın gerçeğinden kaçamadığı için uyuyamayacağı o evde bir başına bırakıp karavanına kaçmana neden olur diye korkuyordur.
Tonight I'll take her to the Rammer Jammer and get Wally to tell her all about the new sneeze guards on the salad bar, and then tomorrow night is the tree lighting in town square, so not a second for us to be alone.
Bu gece O'nu Rammer Jammer'a götüreceğim... ve Wally'den O'na salata barındaki yeni aksırık önleyicileri... anlatmasını isteyeceğim... yarın da... kasaba meydanında ağaçlar... ışıklandırılacak yani... bir an bile yalnız kalmayacağız.
Well, that's because late at night when I'm all alone, I put my face in the fire.
Geceleri yalnız kaldığımda, yüzümde ateş gezdiririm de ondan.
♪ In the all-night city
- Alone Too Long #
He'd be locked in his study all day and night, except for when he came out for food, but he usually ate at his desk, so I was alone most of the time.
Yemek yediği zamanlar hariç, tüm gününü odasında geçirirdi ki çoğu zaman kendi masasında yerdi. Yani genelde hep tek başımaydım.
Nobody's safe, especially not at night in the dark, anything can get you, and you're up here all alone...
- Kimse güvende değildir. Özellikle de geceleri, karanlıkta her şey sana ulaşabilir. Sense burada yapayalnızsın.
you're not singing in front of all those people, you're alone at the Kwik-E-Mart in the middle of the night.
sen tüm o insanların önünde şarkı söylemiyorsun da, gecenin bir yarısı Kwik-E-Mart'da yalnız başınasın.
You are not leaving me all alone, millions of years in the past, in the middle of the night!
Beni yalnız bırakmayacaksın. Geçmişte milyonlarca yıl önce gecenin ortasında hem de.
Why would you say that to me right now, in the middle of the night when I'm here all alone?
Bunu neden söyledin ki bana şimdi? Burada gecenin bir yarısı yapayalnızken?
This is gonna be so awesome, just hanging with the bros, playing "Counterstrike" all night alone in the woods.
Harika olacak, bütün kardeşlerle beraber ormanda tüm gece Counter Strike oynayacağız.
You can't spend the rest of your life alone, dressed in black, listening to angry music, and staying up all night.
Ömrünüzün geri kalanını karalar giyerek ve sabahlara kadar ayakta kalıp ve öfkeli müzikler dinleyerek yapayalnız geçiremezsiniz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]