All i know is tradutor Turco
7,660 parallel translation
Look, all I know is a fella comes in here two, three times, uses the phone outside.
Bakın tek bildiğim, iki üç kere geldi. Dışarıdaki telefonu kullandı.
All I know is that today you risked your life for Hayley and for Hope, so you have to take my forgiveness.
Bildiğim tek şey bugün hayatını Hayley ve Hope için riske attın. - O yüzden affediyorum.
All I know is, Klaus will do whatever he has to do for...
Tek bildiğim şey Klaus'un mecburen...
All I know is I wasn't strong enough to save my son.
Bildiğim tek şey, oğlumu kurtaracak kadar güçlü olmadığım.
- All I know is that the army showed up the next day And confiscated all of our research.
Bildiğim tek şey, ertesi gün ordu gelip tüm araştırmamıza el koydu.
Um, ( chuckles ) all I know is that family is a blessing, so the more the merrier, I'd say.
Tek bildiğim ailenin kutsal bir şey olduğu ve ne kadar çok olursa o kadar iyi olacağı.
All I know is that he's invited us down here For some kind of celebration tonight.
Tek bildiğim kutlama gibi bir şey için bizi buraya davet ettiği.
All I know is they're the ones who drained my bank account a few days ago.
Tek bildiğim geçen gün banka hesabımı kuruttular.
All I know is Jackie's done everything right.
Tek bildiğim Jackie için her şey harika gidecek.
All I know is the only person that knows I've been working with you is my sister.
Tek bildiğim şey şu, sizinle çalıştığımı bir tek kardeşim biliyor.
All I know is now that you're here, everything's gonna get awesome.
Tek bildiğim sen buradayken her şey harika olacak.
But all I know is, I really like this girl, okay?
Tek bildiğim, bu kızdan gerçekten hoşlanıyorum tamam?
All I know is McGinnis wiped the floor with him.
Tek bildiğim, McGinnis'le birlikte yeri temizlediler.
All I know is you wouldn't be this mad if you didn't feel guilty about something!
Tek bildiğim, eğer bir şey hakkında kendini suçlu hissetmeseydin bu kadar çok sinirlenmezdin!
All I know is, R.E.M. goes on in less than an hour, and I should be there writing about the preshow.
Tek bildiğim, R.E.M. bir saatten kısa bir süre içinde başlayacak ve gösteriden önceki olayları yazmak için orada bulunmalıyım.
All I know is that when you stood up to my brothers, that was you, not some crazy-ass serum, you.
Tek bildiğim, abime karşı durduğunda bunu yapan sendin. Bir serum değildi.
All I know is that those worms were nasty, and it's awesome to have you guys back.
Tek bildiğim bu solucanların kötü olduğu, ve sizi yeniden görmek ne güzel.
All I know is what I saw.
Tek bildiğim gördüklerim.
I don't really know what it is, But somehow that meteorite is connected to all of this.
Ne olduğunu tam olarak bilmiyorum ama o meteor bir şekilde tüm bu olanlar ile bağlantılı.
I know this is all really fast, but if you want this,
Her şeyin çabucak olduğunun farkındayım. Eğer bunu istiyorsan iki saat sonra görüşelim.
I mean, I know Sara used to smile and--and laugh, but when I close my eyes and I try and picture it, all I see is the way that I found her.
Sara gülümserdi kahkaha atardı biliyorum ama gözlerimi kapatıp onu hayal etmeye çalıştığımda tek gördüğüm onu bulduğum şekli.
You know, every time I close my eyes, all that I can see, all that I can hear, feel is... just the fall.
Gözlerimi her kapadığımda tek görebildiğim tek duyabildiğim, hissedebildiğim şey sadece düşüş.
For three years now, all I've wanted is to know the truth.
Üç yıldır tek bilmek istediğim, gerçekti.
Don't think I don't know what your act is all about.
Rol çekme sebebini bilmediğimi sanma.
All I mean is... it's impressive, you know.
Asıl anlatmaya çalıştığım şey etkileyici olduğu. Sen etkileyici birisin.
Oh, I know what this tomfoolery is all about.
Bu maskaralığın sebebini biliyorum.
And I don't even know if I really know what love is you know, except a thing that I fuck up all the time.
Aþkýn ne olduðunu bilip bilmediðimden bile emin deðilim. Yani sürekli içine ettiðim bir þey olmasýnýn dýþýnda.
And all day today when everything in my family is just falling apart I just kept wishing you were with me, and that's what I know.
Bugün ailemle ilgili hiçbir mesele yolunda gitmiyorken keþke yanýmda olsaydýn diye düþünüp durdum. Bildiðim tek þey bu.
For all I know, i- - i come to my place of business and there is an out of town band locked in a room with an unregistered firearm.
Bildiğim kadarıyla iş yerime geldim ve şehir dışından gelen bir grup elinde silahla odaya kitlenmişti.
No, not right now, but the clock is ticking, Kimmy. And I do happen to know all the richest bachelors in Manhattan.
Şimdi aramazsın tabii ama zaman işliyor Kimmy ve ben Manhattan'daki tüm bekar zenginleri tanırım.
All I really know is he's a yacht-owning architect.
Tek bildiğim yatı olan bir mimar olduğu.
I know Captain Warren's policy is to send all mountain calls to the bottom of the responder cue.
Dağdan yapılan çağrılara bütün ekipleri göndermek Yüzbaşı Warren'nın prensibiydi.
All The Company and most of the Rack would kill to know what I know is on that ship.
- Şirket'in tamamı ve RAC'in çoğunluğu o gemide olduğunu bildiğim şeyi öğrenmek için adam öldürür.
You know, I just used to get pushed around at work, and then I just started to dominate, and now it's all happening.
İş yerinde itilip kakılmaya alışmıştım sonra ben de ağırlığımı göstermeye başladım şimdi de işe yarıyor işte.
- You're all spending so much time trying to figure out if I'm a killer when we already know somebody who is.
- Katilin kim olduğunu bilmemize rağmen benim katil olup olmadığımı anlamak için onca zaman harcıyorsunuz.
I know how messed up all this is, but I am here now.
İşlerin nasıl karıştığını biliyorum... -... ama şimdi buradayım?
I know how messed up all this is,
İşlerin nasıl karıştığını biliyorum...
I want to know what's going on with you. All I can think is...
Ben sana ne oluyor bilmek istiyorum.
All I know right now is that that heart is out there somewhere.
Şu an bildiğim tek şey bu kalp dışarıda bir yerlerde.
I came here to let you know that all is kosher between us.
Aramızda hiçbir dargınlığın olmadığını haber vermek için geldim.
Problem is, all we know is that she was taken by the same powered man who took Raina and Cal.
Sorun şu ki bildiğimiz tek şey onu götürenin Raina ve Cal'i götürenle aynı kişi olması.
All I want to know is, how do I get rid of it?
Sadece nasıl kurtulacağımı bilmek istiyorum.
You know, the only thing I remember from Sunday school... is the martyrs... the saints, the saviors... they all end up the same way.
Pazar okulundan hatırladığımı tek şey şehitler azizler, mesihler. Hepsinin sonu aynı oluyor.
I mean, my gosh, how perfect is that? Uh-huh. I was telling Guy that we did not have an officiant yet, and he told me he's performed weddings all over the world, and you know,
Tanrım ne kadar mükemmel değil mi? Biz daha Guy'a nasıl bir tören yapacağımızı söylememiştik ve o dünyanın en iyi tören yönetisi olduğunu söyledi ve biliyorsun Sol pan-kültürel bir tören yapmak istiyor, bu yüzden...
And I want you to know that I love you. And all I want for you is to be happy.
Seni sevdiğimi bilmeni istiyorum ve tek istediğim senin mutlu olman.
Look, all I wanted you to know is that I had nothing to do with Becca calling off your wedding, but after spending some time with you tonight, it's clear she made the right decision.
Bak, bilmeni istediğim tek şey Becca'nın düğünü iptal etmesine benim yaptığım bir şey yoktu, ama seninle biraz zaman geçirdikten sonra anladım ki doğru kararı vermiş kız.
When I go talk to the family and friends of a murder suspect somebody I know is guilty and I tell them the person they love is a killer guess what they all say.
Suçlu olduğuna inandığım bir cinayet zanlısının ailesiyle ve arkadaşlarıyla konuştuğumda onlara sevdikleri kişinin bir katil olduğunu söylerim. Bil bakalım onlar ne derlerdi?
♪ Of a newborn child ♪ You probably all know that, um, the last few weeks have been weird for me, and I'm still trying to understand why this is happening.
Büyük ihtimalle hepiniz son birkaç haftanın benim için garip geçtiğini biliyorsunuzdur ve ben de hala bunun neden olduğunu anlamaya çalışıyorum.
I know you haven't seen all of the footage, but your light comedy performance in Guys and Dolls is really terrific, Marlon.
Görüntünün tamamını izlemediğini biliyorum. Ama Gönül Yolu'ndaki... hafif komedi türündeki rolün muhteşem.
You know, Dad, all I want in life is peace and quiet.
Biliyor musun, Baba hayatım boyunca istediğim tek şey huzur ve sessizlik.
Listen, I know you say all your violence is behind you.
Dinle, Tüm çatışmanın arkasında senin olduğunu biliyorum
all i know is that 26
all in good time 135
all is bright 16
all is lost 36
all in all 173
all in order 16
all is well 128
all in a day's work 35
all in due time 19
all i ever wanted 16
all in good time 135
all is bright 16
all is lost 36
all in all 173
all in order 16
all is well 128
all in a day's work 35
all in due time 19
all i ever wanted 16
all i'm saying is 353
all in favor 76
all is calm 29
all i need 22
all i want 30
all i'm saying 76
all is good 22
all i ask 19
all i know 78
all i can say 16
all in favor 76
all is calm 29
all i need 22
all i want 30
all i'm saying 76
all is good 22
all i ask 19
all i know 78
all i can say 16