Allow me to demonstrate tradutor Turco
53 parallel translation
Allow me to demonstrate, sir, please.
Sergilememe izin verin, efendim, lütfen.
- Never mind. Allow me to demonstrate.
Boş ver... ben gösteririm.
Allow me to demonstrate centrifugal force.
Merkezkaç kuvvetini sizlere ispat etmeme izin verin.
Allow me to demonstrate.
Göstermeme izin verin.
- Allow me to demonstrate.
- Göstermeme izin verin.
Allow me to demonstrate.
Dur sana canlandırayım.
Allow me to demonstrate.
İspatlamama izin verin.
Allow me to demonstrate.
Göstermek için müsade et.
Mr President, allow me to demonstrate... the awesome lethality of the Alan Parsons Project.
Bay Başkan, size... the Alan Parsons Project'in inanılmaz gücünü göstermeme izin verin.
Allow me to demonstrate.
Bırak göstereyim.
Oh. Allow me to demonstrate.
Bakın göstereyim.
Allow me to demonstrate the Woodchopper style!
Bu benim odun kırma stili hareketim!
- Allow me to demonstrate.
- Tanıtmama izin verin.
Allow me to demonstrate the awesome speed of the c815, using... one of your - -
Teknik kullanım kılavuzlarını kullanarak C815'in müthiş hızını..
Allow me to demonstrate.
İzin ver göstereyim.
That's right, allow me to demonstrate.
Katılıyorum, izin verirsen göstereyim.
Allow me to demonstrate.
İzninle göstereyim.
Allow me to demonstrate.
Peki, uygulamalı olarak göstereyim.
Allow me to demonstrate trying.
Denememe, ispat etmeme izin ver.
- Here, allow me to demonstrate.
- İzin verin göstereyim.
Allow me to demonstrate.
Dur sana göstereyim.
Okay, allow me to demonstrate.
Pekâlâ, izin ver göstereyim.
Allow me to demonstrate.
İzninle küçük bir gösteri yapayım.
Allow me to demonstrate.
Çok kolay. Hemen size gösteriyorum.
Allow me to demonstrate.
İspatlayayım.
Allow me to demonstrate. Oh.
Müsaadenizle göstereyim.
Allow me to demonstrate.
Dur göstereyim.
Allow me to demonstrate.
Canlandırma yapmama izin ver.
Please, allow me to demonstrate.
Lütfen kanıtlamama izin ver.
Allow me to demonstrate.
İziz verin göstereyim.
And if you'll allow me to demonstrate, this is our newest model.
En yeni modelimizi göstermeme izin verirseniz.
Allow me to demonstrate.
Müsade et bunu kanıtlayayım.
Now if you'll allow me to demonstrate my newfound mobility,
İzin verirseniz yenilenmiş hareket etme özelliğimi göstermek isterim.
Allow me to demonstrate on a smaller scale.
Küçük bir ölçüde göstermeme izin ver.
Please, allow me to demonstrate.
Lütfen, izin ver göstereyim.
Okay. Charlie, allow me to demonstrate.
Charlie, Anlatmama yardım et.
Allow me to demonstrate with this trap that I built.
İzin verin kurduğum bu tuzakla örneklendireyim.
Allow me to demonstrate something for you that I like to call "La Runkle."
Sana bir şeyi örnekle göstereceğim müsade edersen. Bunun adı "la runkle".
Please, allow me to demonstrate my gratitude.
Lütfen, minnettarlığımı göstermeme izin verin.
Allow me to demonstrate.
Bana göstermek izin verin.
So allow me to demonstrate something more helpful to our cause.
Bu yüzden sana, amacımıza daha çok yardımcı olacak bir şey göstereyim.
It's an integral part of the case... and if the court will allow me to proceed, I'll so demonstrate.
Bu davayı ilgilendiren bir soru. Eğer mahkeme devam etmeme izin verirse bunu göstereceğim.
Allow me to demonstrate.
- Göstermeme izin verin - yine başlıyoruz
Allow me to demonstrate this vacuum cleaner.
Lütfen size şu süpürgeyi tanıtmama izin verin.
Well, not yet, but if you'll allow me a moment of your time to demonstrate, I think you'll find that this is one item you simply cannot live without.
Henüz ilgilenmiyor olabilirsiniz, ama bir dakikanızı size anlatmam için ayırabilirseniz, bunun onsuz yaşayamayacağınız bir şey olduğunu anlayacaksınız.
Allow me to demonstrate.
- Göstermeme izin ver.
Allow me... to demonstrate my superpowers.
- Sen neye bakıyorsun? Dişlerin olmadan nasıl görünürdün diye düşünüyorum.