An incident tradutor Turco
1,460 parallel translation
We're looking for eyewitnesses to an incident at the railway station last night.
Dün gece tren istasyonundaki bir olay için görgü tanığı arıyoruz.
At today's press conference held by the celebrities there was an incident.
Bugün ünlülerin düzenlediği basın toplantısında bir olay meydana geldi.
- I had an incident with a tool at the workshop.
Atölyedeki aletlerden biriyle küçük bir kaza.
It's believed that this case... is related to an incident that happened at 11 am this morning.
İnanılıyor ki bu vaka bu sabah 11'de olan olayla ilgili.
We've had a report of an incident in Serbia.
Sırbistan'da özel bir durum olduğuna dair bir rapor aldık.
An incident at the Board of Trustees dinner...
Vekiller Kurulu Yemeği'ndeki olay...
It's just... an incident in the woods.
Sadece... ormanda bir kaza geçirdim.
Several weeks ago, Andy Bernard had an incident.
Birkaç hafta önce, Andy Bernard bir kaza geçirdi.
We're not gonna start an incident over someone not even the Chi-Coms care about.
Çinlilerin bile umursamadığı bir olay için uluslararası bir operasyon başlatmayacağız.
It involved an incident between my wife and myself, so my reporting on it would be a conflict of interest.
Bu eşimle benim arasında geçen özel bir durum bundan dolayı araştırmam ilginçlikerin çatışması şeklinde olacaktır.
There was an incident.
Bir hadise olmuştu.
And on that same note, an incident worthy of a comic book or a Hollywood picture, a brutal armed robbery was foiled by a strange masked man
Aynı saatlerde Hollywood filmlerini aratmayacak bir olay gerçekleşti. Silahlı soyguncular... yabancı bir maskeli adam tarafından engellendi.
Because an incident like this
Çünkü bu tür olaylar,
There was an incident.
Bir olay oldu.
I must revisit an incident which puts her in a sympathetic light to see if it parses out the same way this time around.
Ona sempati duyduğum bir olayı yeniden yaşamalıyım bakalım bu defa da öyle mi hissedeceğim.
There's been an incident on US property.
Amerikan mülkünde bir kaza var.
So they needed to create an incident to affect public opinion.
Bu yüzden kamuoyunu yönlendirmek için bir hadise yaratmaya ihtiyaç duydular.
I've got an incident here, a 512.
Burada bir 512 durumu var.
Strange reports are coming in about an incident that sounds like something out of science fiction.
Bir inşaat alanında meydana gelen olayla ilgili elimize geçen garip raporlar bilim kurgu hikayelerinden fırlamış gibi görünüyor.
All right, I admit I may recall an incident involving a hair clip of mine being turned into a slingshot where in which I might have overreacted a little bit, and,
Pekala, galiba ufak bir hadise hatırlıyorum. Olay erkek kardeşimin saçımı çekmesiyle başlamıştı önce ki biraz aşırı tepki vermiş olabilirim, onu tam üç saat boyunca dolaba kitlemiştim.
Sir, there's been an incident.
Efendim, bir olay oldu.
There was an incident that happened at your house this morning.
Bu sabah evinizde bir vaka gerçekleşti.
You know what? It does remind me of an incident from my own youth.
Bu bana kendi gençliğimde başıma gelen bir olayı hatırlattı.
I want to report an incident.
Bir ihbarda bulunmak istiyorum.
This case concerns Stuart Clive Shorter. Affray, disorderly conduct, resisting arrest, an incident at the accused's flat.
Bu davada Stuart Clive Shorter'ın huzuru bozan eylemleri tutuklanmaya karşı koyma ve suçlunun dairesindeki olay karara, bağlanacak.
An incident of this nature should never have happened.
- Böyle bir olay asla olmamalıydı.
She was involved in an incident back in 02.
2002'de bir hadiseye karışmış.
There was an incident.
Bir kazaydı.
There's been an incident that I'm investigating, and I need to ask you some questions, so I was hoping you may help me clear up a few of the... inconsistencies.
Araştırmam gereken özel bir durum oldu. Sana bazı sorular sormam gerek. Bazı tutarsızlıkları aydınlığa kavuşturmamda bana yardımcı olacağını umuyorum.
The scans show a dramatic increase in synaptic interaction throughout all the sections of Rodney s brain much higher than normal human levels. There was an incident at S.G.C. just over a year ago.
Bir yıl önce YKK'de bir olay vardı.
Looks like this is an isolated incident.
Anlaşılan bu izole bir vaka.
He got in an off-duty incident.
Görev-dışı bir olay yüzündenmiş.
No. An inciting incident.
Kışkırtıcı hareket.
I've heard people say that what happened in Abu Ghraib is an isolated incident, and I have to just shake my head and say, "Are we on the same planet?"
İnsanların Abu Ghraib'in yalıtılmış bir vak'a olduğunu söylediklerini duyuyorum,... ve başımı sallayarak onlara söyle diyorum, "Aynı gezegende mi yaşıyoruz?"
If it had been an isolated incident, maybe, But first the family, now this?
Eger bagimsiz bir kaza olsaydi belki ama once o aile simdi de bu.
An awful incident, everyone is trying to forget about it.
Kötü bir olay, herkes unutmaya çalışıyor.
Calleigh's blood-alcohol was a point-oh-four an hour after the incident.
Calleigh'nin kanındaki alkol oranı olaydan bir saat sonra 0,4'tü.
"Why has the family of one of grandview's slain soldiers " petitioned the pentagon for an investigation into the incident? Stay tuned. "
"Neden katledilen Grandwiev askerlerin aileleri olay ile ilgili soruşturma açılmasını talep etti?" "Bizde okuyun."
New sam is a good person who, just in an isolated incident, made a rash decision, committed a small crime to save her dear father's heart.
Bu yeni Sam iyi biri, Sadece garip bir kazada, düşüncesiz bir karar verdi.. böylelikle babasının kalbini kırmamak için, küçük bir suç işlemiş oldu.
The United States official declaration of war on North Vietnam in 1964, came after an alleged incident involving US destroyers being attack by North Vietnamese PT boats in the Gulf of Tonkin.
Birleşik Devletler, Kuzey Vietnam'a resmi olarak 1964 yılında savaş ilan etti, yani Tonkin Körfezi'nde Vietnam PT botlarının A.B.D destroyerlerine saldırdığı iddiasından hemen sonra.
The magistracy opens an investigation on the grave incident. "
Savcılık soruşturma başlatıyor...
- It is an internal incident.
Bu bizim olayımız!
This is an international incident just waiting to happen.
Bu uluslararası ciddi bir olay.
It's an isolated incident.
Bu ayrı bir olay.
There was an incident at the restaurant.
Restoranda olay çıkarttı.
This is clearly an isolated incident.
Bu tam anlamıyla emsali olmayan bir hadise.
This was an on-duty incident.
Bu görev sırasında olan bir olaydı.
We had an incident the other day.
Geçen gün bir olay yaşandı.
The White House is telling me if the Chinese get a hold of this sub-circuit board we'll have an international incident.
Beyaz Saray, bu alt devre levhasının Çinliler'in eline geçmesi durumunda uluslararası bir sorunla boğuşmak zorunda kalacağımızı söyledi.
So, we're permitted to provoke an international incident just to liberate one of our own operatives?
Demek, sırf bir elemanımızı kurtarmak uğruna uluslararası bir hadise çıkartmamıza izin verildi yani?
There's an international incident brewing and I think that you might be able to help defuse it.
Uluslararası bir olay patlak vermek üzere ve bence tansiyonu sen düşürebilirsin.
incident 80
incidentally 264
an invitation 24
an innocent man 28
an interview 25
an indian 21
an in 17
an intervention 30
an innocent 18
incidentally 264
an invitation 24
an innocent man 28
an interview 25
an indian 21
an in 17
an intervention 30
an innocent 18