And as far as i can tell tradutor Turco
122 parallel translation
I mean, I've never even had close girlfriends and as far as I can tell, neither have you.
Yakın bir kız arkadaşım hiç olmadı. Anladığım kadarıyla senin de olmamış.
And as far as I can tell, there's no evidence that she has ever left the studio.
Ve gördüğüm kadarıyla stüdyodan ayrıldığına dair hiçbir kanıt yok.
And as far as I can tell she's still the same person she's always been.
Onun her zaman olduğu gibi aynı kişi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
And as far as I can tell, you do too.
En az senin sahip olduğun kadar.
You're a good man, Sergeant. You got good instincts... and as far as I can tell, you're a decent supervisor.
İyi birisin, Çavuş, iyi içgüdülerin var ve benim gördüğüm kadarıyla da çok iyi bir yöneticisin.
And as far as I can tell, my life hasn't added up to much more than a shitbag full of empty promises. And I'm not going to put that on you guys.
Benim gördüğüm kadarıyla, hayatım boş hayallerle dolu bir bok torbasından başka bir şey değil.
As for the rest of you, the Daleks will enter the station at Floor 494, and as far as I can tell, they'll head up, not down.
Sizlere gelince, Dalekler istasyona Kat 494'ten girecek. Ve şu kadarını söyleyebilirim ; yukarı çıkacaklar, aşağı değil.
And as far as I can tell, they were all made by a right-handed cutter.
Bana göre hepsini sağ elini kullanan biri yapmış.
His name is Gregory Malina, and as far as I can tell, Katie told
Adı Gregory Malina ve söyleyebileceğim tek şey...
And As Far As I Can Tell, You're Only Getting Better With Age.
Ama aksine, yaşlandıkça daha da iyi olduğunu söyleyebilirim.
Okay, well maybe not centuries, but for, like, a lot and lot of years people have been answering their phone, not knowing who it is and as far as I can tell, no one's died from that.
Belki yüzyıllardır değil ama uzun yıllardır insanlar kimin aradığını bilmeden telefonlarını cevaplıyorlardı ve bildiğim kadarıyla bu yüzden ölen kimse yok.
We've completed our re-entry, and as far as I can tell, we're still in one piece.
Girişimizi tamamladık ve bildiğim kadarıyla tek parçayız.
Trouble is, I've got hundreds, and as far as I can tell, if your license doesn't ping for any prior felonies, you're pretty much gonna pass go and collect 200 Canadian dollars.
Ama sorun şu ki elimde yüzlerce var... ve plakan daha önce işlenmiş bir suçu göstermiyorsa... rahatlıkla Kanada'ya girip çıkabiliyorsun. Haklı.
And as far as I can tell, there would be no medical reason for it.
Söyleyebileceğim kadarıyla beyinsel bir operasyon geçirmesi için bir neden de yok.
And as far as I can tell, it hasn't done them any good.
Ama sana onlara hiçbir yararı dokunmadığını söyleyebilirim.
And as far as I can tell, she's more good than most people ever get in their whole lives.
Ve bildiğim kadarıyla, o birçok insanın olabileceğinden daha iyi birisi.
And as far as I can tell,
Ve bildiğim kadarıyla, söyleyebilirim
What you don't know, and, as far as I can tell, haven't bothered in the least to discover is who they are.
Bilmediğiniz ve öğrenmek için en ufak çaba göstermediğiniz şey ise onların kim olduğu.
And I'll tell you the same thing I told her Which is, as far as I'm concerned the only way she can help you... is by her example By trying to be a model for you In the way she lives her life
Ve ona söylediklerimin aynısını sanada söyleyeceğim şu ki, sana yardım edebilmesinin tek yolu... yaşadığı hayat şekliyle sana örnek olması ile olabilir.
He'll come up for arraignment tomorrow morning and then, as far as I can tell, he'll probably be released on his own recognizance.
Yarın sabah mahkemeye gidecek ve sonra, söyleyebileceğim, muhtemelen kefaletle serbest bırakılacak.
If I told you, you would have felt obligated to tell John and Richard. As far as I can figure,
Anlayabildiğim kadarıyla,
And as far as I can tell, the husband's on the level.
Hayır.
Cos as far as I can tell, we go out, we fly around and we come back.
Çünkü söyleyebileceğim, dışarı çıkıyoruz. Çevrede uçuyoruz ve geri dönüyoruz.
I wasn't privy to any deal you made with my husband. And... as far as I can tell, you never had a contract.
Ama kocamla yaptığın anlaşma için tuvalet değildim ve söyleyebildiğim kadar uzun asla bir sözleşme yapmadın.
As far as I can tell there are still Magog on board and internal defenses won't be restored for another 20 minutes, 17 seconds.
Magog hala gemide ve iç savunma sistemi 20 dakika 17 saniye daha aktif olmayacak.
As far as I can tell, she's perfectly fit, physically and mentally.
Elimde ki değerlere göre, hem fiziksel hem de zihinsel olarak mükemmel durumda.
This is a buyer's market and, as far as I can tell, nobody's buying. But those days are over.
Ama o günler bitti.
And the way she goes on and on about all the people she hates at work, which, as far as I can tell, is everyone.
Bir de durmadan işyerindeki nefret ettiği insanlardan bahsediyor. Ki anladığım kadarıyla hepsinden nefret ediyor.
As far as I can tell, American Embassy is talking to the D.E. A... and I think they're gonna see this as a big misunderstanding...
- Sadece bunu söyleyebilirim. Sanırım beni gerçekten yanlış anladılar.
And even YOU are hardly in the picture, far as I can tell!
Ve sunu soyleyebilirim ki sen de o resmin icinde yoksun!
He doesn't talk much and, as far as I can tell... thoroughly enjoys the way I dress.
Pek konuşmuyor ve kıyafetlerimi çok beğeniyor.
Then as far as I can tell, Hammond and SG-1 have done an extraordinary job under very difficult circumstances.
O zaman tüm söyleyebileceğim, Hammond ve SG-1'in çok zor koşullar altında sıradışı işler yaptıkları.
The Arabs and the Israelis... are perfectly compatible as far as I can tell.
Araplarla İsrailliler söyleyebileceğim kadarıyla tamamen uyumlular.
And far as I can tell, your life revolves around your job.
Anladığım kadarıyla, hayatın işinden ibaret.
As far as I can tell it's a washed id, with a valid social security number and credit card history.
Sana söyleyebileceğim tek şey, geçerli bir sosyal güvenlik numarası ve kredi kartının bulunduğu ve bunun temizlenmiş bir kimlik olduğu.
What? As far as I can tell the only kids in that area who didn't know were Mike Zizzo and the L.O.D.
Söyleyebildiğim kadarıyla bu çevrede bu işten haberi olmayan tek grup Mike Zizzo ve L.O.D'ymiş.
And you know, as far as I can tell, from this equation...
Ve biliyorsun, bu eşitlikten söyleyebileceğim kadar...
we may be ahead now, but that much coverage will make mr. kent a distant memory by election day. and... as far as i can tell... we're out of money.
Şimdi önde olabiliriz, ama bu kadar reklam ile Bay Kent seçim günü eski bir hatıra olacak. Ve... söyleyebileceğim şey... Paramız bitti.
As far as I can tell, she had a bad day and you're going to jail.
Söyleyebileceğim kadarıyla, o kötü bir gün geçiriyordu ve sen hapse gireceksin.
No deployments and, as far as I can tell, she never set foot on a ship.
Hiç tayini çıkmamış, gördüğüm kadarıyla gemiye hiç ayak basmamış.
Claudia seems to be falling apart because of it, and joseph, as far as I can tell, is shrugging it off as weird.
Claudia bu olay yüzünden dağılmış gözüküyordu ve anladığım kadarıyla Joseph bunun garip olduğunu önemsemiyor bile.
That don't exist as far as i can tell And a series of dates.
Eğer aramazsa, onu alıp sorgulayacakmıyız?
And if Vic thinks he can avoid my warnings by ducking calls tell him as far as I'm concerned, he just got it.
Telefonlarıma çıkmayarak uyarılmaktan kurtulamaz, bu bir uyarıydı.
And I'm not crazy in the name of getting on his feet, he's writing in some sort of idea book, which is, as far as I can tell, is just a notebook in which he writes ideas.
Kendi ayakları üstünde durabilmek için Fikir Kitabı diye bir şey yazıyor olması ve bence o şeyin, sadece fikirlerini yazdığı bir defter olması hoşuma gitmiyor. - Dur, ne?
As far as I can tell the first challenge is getting around that wall and then we can worry about crossing the floor.
Gördüğüm kadarıyla ilk engel şu duvar yürümeyi sonra düşünürüz.
And Paul wrote to his brother, and no one threw anything out, as far as I can tell.
... ve Paul da kardeşine yazmış. Kimse hiçbir şeyi atmamış.
I know what my own heart tells me and that is all any man needs to know as far as I can tell.
Kalbimin ne söylediğini bilirim ve... bir adamın neye ihtiyacının olduğunuda bilidiğim kadarıyla söyleyebilirim
And I might even... go so far as to tell you that... when you want to, you can be quite handsome... and extremely charming.
Hatta ben de senin istediğin zaman ne kadar yakışıklı ve çekici olabildiğini söyleyecek kadar ileri gidebilirim.
And as far as I can tell,
Ve gördüğümü kadarıyla ortalıkta bir suç yok.
There's no writing on the back, and nothing to indicate who or where- - at least, not as far as I can tell.
Arkasında yazı yok. Kim veya neresi olduğunu da gösteren bir şey yok.
There were trans am tire tracks found at the scene, And there was a giant explosion, Which, as far as I can tell, is a recurring motif
Olay mahallinde trans am lastik izleri bulundu, ve dev bir patlama oldu, ki bildiğim kadarıyla, bu şaşırtıcı sayıda davanda olan bir şey.