And before i knew it tradutor Turco
205 parallel translation
And before I knew it, I was married... ... to this pillar of the mortgage, loan and trust.
Bir de baktım ki bu tefeciyle evlenmişim.
I happened to mention I was a bit nervy... and before I knew it I'd agreed to spend a few days with her.
O'na Biraz gergin olduğumu söylemiştim... ve birkaç gün onda kalmayı kabul etmiştim.
I got in the same old routine and before I knew it I was on it again.
Aşina olduğum eski rutine geri döndüğümden tekrar başladım.
I saw you, I wanted you and before I knew it, I was Alexander Dumas.
Seni gördüm, seni istedim ve bu isteğimden önce, Alexander Dumas oldum.
I seemed lost after that, and before I knew it, I was his.
Ondan sonra kendimi kaybetmiştim ve farkında olmadan onun oluvermiştim.
And before I knew it, there were two circles, dancing, you know... one dancing clockwise, the other dancing counterclockwise... with this rhythm mostly from the waist down.
Ben daha farkına varmadan, iki çember oluşmuş, dans ediyordu biri saat yönünde, diğeri saat yönünün tersinde dans ediyorlardı bu belden aşağı ritimle beraber.
And then one thing led to another and before I knew it, we were shopping.
Sonra herşey üst üste geldi ve en sonunda alışverişe gittik.
I started making some calls last night, and before I knew it... practically all of Springfield was offering to help.
Son gece telefonlar etmeye başladım. Ve farkına bile varmadan neredeyse tüm Springfield yardım teklif etti.
And before I knew it... you had control of the channel changer.
Ve ben ne olduğunu bile anlamadan... uzaktan kumanda senin eline geçmişti.
l-I just took one step, a step that seemed perfectly reasonable, and that step led to another and another and before I knew it, I was involved in something I didn't know how to handle.
Ben sadece, iyi bir neden dolayı bir adım attım, ve bu adım, başka bir adım atmam neden oldu, ve farkına vardığımda, karıştığım bu işle başa çıkamayacağımı anladım.
And before I knew it, I'd lost $ 40. I'm so embarrassed.
Ondan sonra çok utandım.
One drink turned into many, and before I knew it I was dragging my tired, yet single and fabulous ass home at dawn.
Bir içki pek çok içkiye dönüştü, sonrasında tek hatırladığım yorgun, bekar ve güzel kıçımı eve sürüklediğim.
In fact... pretty soon, I found that there were plenty of other things to keep me occupied. And before I knew it,..... I found that love, like grief,..... tends to fade away..... and be replaced by something more exciting.
Kısa süre sonra beni meşgul edecek bir sürü şey buldum, ve önce, aşkı buldum, keder gibi... silinmeye başlayan ve daha ilginç şeylerle yer değiştiren.
and before I knew it he was doing it every day.
Ondan sonraki gün de. Bir baktım, bunu her gün yapmaya başlamış.
And before I knew it, I had all these friends.
Kısa sürede bir sürü arkadaşım oldu.
The teacher asked a question, and before I knew it...
Öğretmen bir soru sordu ve farkına varmadan...
D and before i knew it, i was really suck
Farkına varamadan, bu vajina konusuna kapıldım..
I don't know how it started, but--but--but she said something about things not going well with her and Stuart, you know, like, he's old and everything. And before I knew it, I said, yeah, and what if you guys do wanna have kids- - I just thought of that one right there on the spot- -
- Nasıl başladı bilmiyorum ama Stuart'la iyi gitmeyen bir şeyler olduğundan bahsetti yani yaşlı olduğundan falan ve farkında olmadan evet dedim ve ya çocuk yapmak isterseniz diye sordum.
I drank way too much... and before I knew it we... tussled.
Çok içtim... ve farkına varmadan... yatıverdik.
And before I knew it, guys from Con Ed had jumper cables in my head and the rest was...
Ne olduğunu anlayamadan elektrik şirketinden insanlar başıma kablolar yapıştırmaya başlamıştı ve...
" I entered the Cafe Flore, and before I knew it
Café Flore'a girdim.
I started running, and before I knew it, I was out here.
Koşmaya başladım ve sonra bir baktım buradayım.
And I'd just left the bridge to go down to get a pot of tea and before you knew it, that orangatang at the wheel runs the nose right in the mud bank.
Bir çaydanlık çay almak için kaptan köşkünden ayrılmıştım ki dümendeki orangutan bir anda gemiyi çamura sapladı.
I knew I had hold of a red-hot poker... and the time to drop it was before it burned my hand off.
Sıcak bir poker eliydi ve elimi yakmadan bırakmak gerekirdi.
I wanted it that way but when I saw you in the wickiup and you touched me and you prayed for me I felt bad being alone and I knew that I needed to see you again before I left so that I could find out if it was the same as last night.
Ben öyle istediğim için. Ama çadırda seni gördüğümde ve bana dokunduğunda ve benim için dua ettiğinde yalnız olduğuma üzüldüm. Ve gitmeden önce seni yeniden görmem gerektiğini biliyordum.
My wife and I, for three days, have been telling what we knew. We've been before every committee and commission in Washington. It's time we did something.
Üç gündür karım ve ben D.C.'deki her komisyonun sorularına cevap veriyoruz.
The knocker woke me up and I knew it was Michael even before I got downstairs.
Kapı tokmağı beni uyandırdı daha aşağı inmeden Michael olduğunu biliyordum.
It is why I said before that I thought that no one but Nicholas and myself knew about this.
Zaten size bu yüzden, bunu Nicholas ve benden başka hiç kimsenin bilmediğini sanıyordum, dedim.
Yes, but he was here before, and it aroused my suspicions then, so when I knew he was in Moscow again, I had him picked up.
Evet, fakat önceden buradaydı ve o zaman şüphe uyandırmıştı bende tekrar Moskova'da olduğunu öğrenince yakaladım.
Lots of times before, if you were afraid and I never knew it.
Bunca zamandır korkuyordun ama bunu bilmiyordum.
Before I knew it, my old fear of flying evaporated, and I spent all the money I had left on 24 cases of beer.
Bir anda uçuş korkum yok oluverdi ve kalan bütün paramı 24 kasa biraya yatırdım.
There are plenty of girls, and i knew it wouldn't take long before i met one of them.
Bir sürü kız var ve, onlardan birini bulmak için bile uğraşmadım.
Your husband offered me one, and I took it before I knew what it was.
Kocan bir tane önerdi ve ben ne olduğunu bilmeden kabul ettim.
I liked it before I even knew who Martha Paxton was and, frankly,
Onu gördüğüm anda beğendim. Martha Paxton'ın olduğunu bilmeden önce beğendim.
Before I knew it, every charlatan and shitheel was imitating me.
Sonrasında her şarlatanın ve pisliğin beni taklit edeceğini biliyordum.
Photos piled up without me even realizing it, and then before I knew it, it was all over.
Benim olmadığım fotoğraflar anlayamadan dağ gibi birikmişti farkına vardığımdaysa iş işten geçmişti bile.
Before I knew it, we were side by side, his fingertips slowly tracing the line of my knee and then gently moving up my outer thigh.
Tanışmadan önce, yanyanayken parmakları yavaşça dizlerime inip nazikçe kalçalarıma çıktı.
If it's a woman, I'll chat her up... and we'll be off before you knew it.
Kadınsa hoş sohbetimle büyülerim ve işi şipşak çözmüş oluruz.
And three days before she was to be shipped back home I knew it was now or never.
Ve onun evine dönmesinden üç gün önceydi. Biliyordum, şimdi ya da asla.
Before I knew it, I was here and my home planet was there.
Bunu bilmeden önce, ben buradaydım, ve gezegenim oradaydı.
I knew it was him, because he was always around and I kept seeing him before, months before he came into my room, but...
O olduğunu biliyordum çünkü sürekli etrafta dolaşıyordu. Hep görürdüm. Odama gelmeden aylar önce biliyordum.
He chatted me up at The Ox and Lamb, and we were off on a walk before I knew it.
Ox ve Lamb'de öylesine sohbet ettik ve kendimi hatırlamadan önce sokakta yürüyorduk.
Before I knew it, I was wired at the Garden... and I never missed a Rangers or a Knicks game.
Sonra bir de baktım ki Garden'a bağlıyım. Ondan sonra hiçbir Rangers ya da Knick maçını kaçırmadım.
I guess I shouldn't have done that or something, because he yelled "faggot" at me, or something, and then before I knew it, there was somebody else.
Galiba bu yanlış oldu. Çünkü bana "ibne" diye bağırdı.. Ve ben ne olduğunu anlamadan biri daha geldi.
It just so happens that I was on my way home before you made your rude suggestion and I would be happy to continue on my way if I only knew which way to go.
Zaten sen böyle kaba davranmadan önce de eve gidiyordum. Evime gitmeyi çok istiyorum. Ama nereden gideceğimi bilmiyorum.
And then I got really busy with the movie and then, before I knew it, you know, a year had passed.
Bir baktım aradan bir sene geçmiş. Seni filmin galasında görmeyi umuyordum.
It's what I know in my bones... as my father knew, and his father before him!
Bu benim, babamın ve ondan önce onun babasının kemiklerine işlemiş bir bilgi.
And then, before I knew it we just- - we just sorta...
- Kim olduğunu biliyorum! Bildiğini sanıyorsun, ama bilmiyorsun. - O değil-
- lf l knew it wouldn't work out for you and I, before we were together, would I have done it?
- Eğer birlikte olmadan önce bunun ikimiz için de yürümeyeceğini bilsem bile yine de yapar mıydım?
And you're right, being a director is a child's dream and that's how I know that it's real, because it's what I wanted to do before I knew how to be scared or cynical.
Yönetmen olmak çocukluk hayalimdi. Bu yüzden gerçek olduğunu biliyorum. Çünkü korkak ya da alaycı olmadan önce yapmak istediğim buydu.
We'd already worked at his place before so we knew him... and that's why I thought it was completely harmless.
Daha önce de orada çalıştığımız için adamı tanıyorduk... bu yüzden bu işin tamamen zararsız olduğunu düşündüm.