And don't say tradutor Turco
4,388 parallel translation
This guy and another guy, they get into a beef over, uh, I don't know, let's say a broad at the reception.
Muhtemelen bu adam ile başka biri arasında henüz bilmediğimiz bir sebepten ötürü anlaşmazlık çıktı.
Hayden may have conned any number of people, and all it takes is one easy mark with ties to a gang or organized crime, so we don't have a moment to waste.
Hayden belki çok sayıda kişiyi kandırmış olabilir ve tek ihtiyacı olan bir çeteyle ya da organize suçla küçük bir bağlantı bulmak. Harcayacak vaktimiz yok.
And I don't... know how to say this, but, um, lately, I...
Ve ben... Bu demek biliyorum, ama, um, son zamanlarda, ben..
So all I do is score once, and then I don't come to the wedding?
- Doğru duydun. Yani tek yapmam gereken sayı yapmak, böylece düğüne gelmeyeceğim, değil mi?
I know what he went to do, and I can truthfully say I don't know where he went to do it.
Ne yapmaya gittiğini bilmiyorum. Ne yapmak için gittiğin bilmediğimi dürüstçe söyleyebilirim.
- and say, "have at it?" - I don't know, Mom.
Sıradan iç çamaşırı mı giyeceksin yoksa kıyafetlerini çıkarıp "buyur" mu diyeceksin?
Senator, I don't have a daughter and I can't imagine what you're going through.
Sayın Senatör, benim kızım yok ve başınıza gelenleri tahmin bile edemem.
Now, if this keeps going this way and we can't communicate, and we've been over this- - you never say what you mean, and if this is the way it's gonna be, then I don't know how we're ever gonna- -
Şimdi, bu şekilde devam edeceksek, iletişim kuramayacaksak ve bunlar devam edecekse, ne istediğini söylemeyeceksen, ve eğer böyle olacaksa o zaman nasıl davranacağımı bilmiyorum.
And sometimes people don't like that, and it makes them say crazy things.
Ve bazen bu insanların hoşuna gitmez ve acayip şeyler söylemelerine sebep olur.
And I can't say that I don't want him to.
Ayrıca ben de yapmasını istemediğimi söyleyemem.
If you don't wanna go and look at wedding venues this weekend, then just say so.
Bu hafta sonu düğün mekanlarına bakmak istemiyorsan, söyle gitsin!
so i'd just like to say i am happy to be here with my family- - my super-weird family with two black dads and two latina daughters and two white sons and gina and- - i don't know what you are,
Burada mutlu olduğumu söylemek isterim... Ailemle birlikte. Süper garip ailemin iki siyahi babası, iki latin kızı, iki beyaz oğlu ve Gina'yla birlikte...
I don't know, I'd say somewhere between 1846 and 1860.
Bilmem, 1846'le 1860 arasında bir yerde.
And if I may, Your Honor, if you don't feel that you can judge fairly...
Eğer izin verirseniz Sayın Yargıç, eğer adil yargılayabileceğinizi düşünmüyorsanız...
To hear you say those things and know that you meant them. You don't know how much I've longed for that.
O şeyleri söylediğini duymayı ve gerçekten öyle düşündüğünü bilmeyi ne kadar beklediğimi bilemezsin.
Go where? Don't say such nonsense and just attend school.
Saçma sapan konuşmayı bırak da okuluna devam et.
"Aloof" and "standoffish" are synonyms. - You don't need both.
"Soğuk" ve "uzak" eşanlamlı sayılır, aynı cümlede kullanamazsın.
I've never been all that nice to you, and I don't really get whatever's... going on with you, but I have to say, there's a part of me that really admires it.
Hiçbir zaman sana iyi davranmadım ve seninle ilgili şeyleri anlamıyorum ama kabul etmeliyim ki bir parçam hep sana hayranlık duymuştur.
I don't know how much longer he has, but I suggest that you all go in and say your good-byes.
Ne kadar zamanı kaldığını bilmiyorum ancak size içeri girip ona veda etmenizi öneririm.
It teaches her that you lie to get out of a tricky situation, and anyway, for him, you know, he's gonna have to figure out, you don't have a girlfriend just because you say you like her.
Karmaşık durumlarda yalan söyleyerek kaçmasını öğretmişsin. Neyse, onun için... Bir yolunu bulacaktır.
If you want to get drunk with your friends and you don't want me coming, you can just say that, Kingsley.
Eğer arkadaşlarınla sarhoş olmayı Ve gelmemi istemiyorsan söyle bunu, Kingsley.
Why don't I go to the loo and then come and find you outside and then we can say goodbye outside?
Sen dışarda beklesen de tuvalete gidip gelsem sonra seni uğurlasam olur mu?
Please don't worry Minister, and you too, Lord An.
Lütfen endişelenmeyin sayın bakan, siz de, Lord An.
Anyway, a bunch of us got together and beat him with a grill lid and windshield wipers, and let's just say, uh, he don't do chick stuff no more.
Her neyse bir kaçımız bir araya geldik ve ızgara kapağıyla ve cam silecekleriyle onu dövdük. Artık karı kılıklı biri gibi davranmadığına eminim.
I'm so sorry, and I-I don't know how else to say it.
Özür dilerim başka ne diyeceğimi bilmiyorum.
And I say, yeah, in a few centuries, we'll have almost all these technologies. I don't think we could ever become Time Lords.
Bir zamanlar bilim kurgu bizden çok uzaktaydı, hiç ulaşamayacağımız bir dünya gibiydi burası.
Don't just say yeah and then don't come.
Evet deyip gelmemezlik yapmayın.
I don't think I'm adding two and two together and getting five, when I say, "Will he actually kill himself?"
2 ile 2'yi topladığımda 5 elde edeceğimi sanmıyorum söylemek istediğim Gerçekten kendini öldürebilir mi?
And don't go if I say don't go.
Gitme diyorsam gitme!
And don't you do that thing that girls always do where you say you're going to the bathroom and actually leave.
Ve siz de kadınların hep yaptığı gibi lavaboya gidiyorum diyip gerçekten gitmeyin.
And don't say anything to anyone.
Ve kimseye bir şey söyleme.
We'd sit in our room and the sun would go down and you'd say, "Don't light a candle yet."
Odamızda otururduk ve güneş batınca bana şöyle derdin : "Daha mumu yakma."
Or I could say, "Pass that pickle." And you could say, I don't know.
Ya da "Şu turşuyu ver" desem, dersin ki- -
- Why don't you come down and say hi.
- Gelip merhaba desene. - Tamam.
I know, but when people ask me if I paint, I don't know how to answer and it would be nice to have the pride of being able to say, "That's mine."
Biliyorum ama insanlar resim yapıp yapmadığımı sorduğunda ne cevap vereceğimi bilemiyorum. "Bu benim resmim" deme gururuna haiz olmak çok hoş olurdu.
I think that if a group of people can watch me jump off a building and be successful, they can say, "Well, I probably don't want to do that but maybe I could bowl that perfect 300 game."
Sanırım beni binadan atlayıp başarıyla yere indiğimi görenler "Herhalde ben bunu yapmak istemezdim" "Ama bowlingde 300 puan alabilirim" diyor olmalılar.
- Why don't you come here and say that?
Buraya gelip söylesene.
Don't make me stand next to your girlfriend for seven days... and then fucking say I'm heavy.
Yedi gün beni sıska sevgilinin yanına koyup sonra ağır olduğumu söyleme.
I'm going to be honest, and don't get mad at me, but I'm going to say what I want to say.
Açık konuşacağım, kızma, ama içimden geleni söyleyeceğim.
I hope I don't die, because I still got a lot more to say, and I know we got to go, so...
Umarım ölmem, çünkü daha söyleyecek çok lafım var, ama gitmemiz lazım, o yüzden...
I don't know what else I can say except that it got really bad, worse and worse.
Her şey çok kötüydü bunun dışında ne söyleyebilirim, bilmiyorum. Daha da kötüye gitti.
Well, it's not, but you know what, don't worry about that. You find our boys and I will figure out a way to make the budget work.
Pek birşey yok, ama dinle, bunu dert etme, sen bizim çocukları bul, ben de bütçeyi ayarlamaya çalışayım.
I can't give you the courage to stand up to me and say you don't give a flying fuck about what I think.
Bana karşı duracak cesareti sana veremem. Bana ne düşündüğümün şeyinde olmadığını söylüyorsun.
You keep trying to get us to say things that we don't wanna say and I don't think we can afford to make so many enemies before we have enough friends.
Söylemek istemediğimiz şeyleri bize söyletmeye çalışıyorsun ve yeterince arkadaş edinmeden bu kadar düşmanla başa çıkabileceğimize emin değilim.
They say no... you take your work of art and stick it where the sun don't shine.
Hayır derlerse sanat eserini al, güneş görmeyen yerine sok.
- Don't say surprising and inevitable.
Sürpriz ve kaçınılmaz deme lütfen!
And I don't know how I'm gonna say goodbye to you.
Sana nasıl veda edeceğimi bilmiyorum.
- You don't say! - It's a great honor and - and and I
Bu benim için büyük bir onur ve yemin billah olsun sizi hayal kırıklıgına uğratmayacağım.
If you don't want to do it, just say so and I'll find someone else.
Halil, yapmak istemiyorsan söyle. Ben de başka birisini bulayım.
I'm about to meet my kid and I don't know what to say to her.
Çocuğumla tanışmak üzereyim ve ona ne diyeceğimi bilemiyorum.
Yes, I already pay a lady to ask me if I need anything and to hear me say that I don't.
Bir şeye ihtiyacın var mı diye sorduğunda hayır demem için bir bayan tuttum bile.
and don't come back 66
and don't worry 302
and don't be late 24
and don't get me wrong 30
and don't forget 164
and don't call me 18
and don't you forget it 37
and don't move 29
and don't 39
don't say i didn't warn you 73
and don't worry 302
and don't be late 24
and don't get me wrong 30
and don't forget 164
and don't call me 18
and don't you forget it 37
and don't move 29
and don't 39
don't say i didn't warn you 73