And i'm really tradutor Turco
11,195 parallel translation
I'm really, really happy and I want to say thanks to everybody who never stopped believing in me when I was in a difficult moment.
Gerçekten, gerçekten çok mutluyum. Ve herkese teşekkür etmek istiyorum. Zor zamanlar geçirirken bana inanmayı bırakmayan herkese teşekkürler.
That's really interesting, actually, because I think it was you and I over a plate of nachos at the Clippers-Spurs game when you told me that a meal is all about the person you're sharing it with.
Çok tuhaf çünkü sanırım Clip pers-Spurs maçı izleyip cips yerken bana yemek konusunda önemli olan onu paylaştığın kişidir demiştin.
I walked around with Ike today, and it's really amazing how generous people get with their footage when you can stick an FBI badge in their face.
Bugün Ike ile dolaştım da yüzlerine FBI rozeti tutunca insanların güvenlik kamerası görüntülerini verirkenki cömertlikleri çok şaşırtıcıydı.
I have to get something off my chest, and it's been really tearing me up.
Size bir şey itiraf etmem lazım. İçim içimi yedi.
They really are beautiful, and I'm just so proud of you.
Bunlar gerçekten çok güzel. Seninle gurur duyuyorum.
And do I really have to lather, rinse, and repeat, or is that just a scam? " Really, Frankie?
Ve gerçekten yazdığı gibi iki kez köpürtüp durulamalı mıyım yoksa bu bir aldatmaca mı? Gerçekten mi Frankie?
You know, it's so funny that she's so angry because I've tried to tell her repeatedly that you and I are just friends and that I'm really on the hunt for, like, cute, single guys, you know.
Sinirlenmesi çok saçma. Çünkü ona devamlı ikimizin sadece arkadaş olduğunu ve benim şirin bekâr bir erkek aradığımı anlatmaya çalıştım.
It's gonna be full-on! And I really want you to be there,'cause you're the coolest person I think I've ever met.
Sıra dışı olacak ve senin de gelmeni isterim çünkü sanırım sen tanıdığım en havalı kişi olabilirsin, bu yüzden gelmeni isterim ama pek istemediğini hissediyor gibiyim.
And I'm taking abnormal psych at the JC, and I think... you would make, like, a really good paper.
JC'de anormal psikoloji dersi alıyorum. Bence iyi bir ödev olursun.
But I'm cool, and that's what really matters.
Ama harikayım. Önemli olan da bu.
I just really need a pinot and some salty chocolate right now.
Cidden şu an üzüm ve tuzlu çikolataya ihtiyacım var.
Sometimes, when I'm really frustrated and need to clear my head,
Bazen, çok yılmış olduğum zamanlarda kafamdaki düşünceleri atmak için,
Okay, I'll - - I'll put her in back, and, um, don't worry - - She's really friendly.
Keçiyi arkaya koyayım. Merak etme, çok uslu gerçekten.
- Yeah, and I keep saying to you, Mother, that feels really permanent and I need this to be a temporar...
- Evet, benim de sana söylemem gereken bir şey var, anne. Cidden bu kalıcı hissettiriyor. Ve geçici olmam için ihtiyacım var.
And on one really windy night, I put you down to sleep, and I heard these noises.
Ayrıca çok rüzgarlı bir gecede, seni yatırdım, bazı sesler duydum.
I just wanted to say I'm really sorry about what happened at the hospital, and I am truly sorry for your loss.
Hastanede olanlar için çok üzgün olduğumu söylemek istiyordum. Tekrar başınız sağ olsun.
One, if you had asked me I would have told you that Jane does not share my faith, and two, she's a really good kid.
Birincisi, şayet sorsaydın sana... Jane'nin benimle aynı inancı paylaşmadığını söylerdim. İkincisi ; kızım iyi biridir.
I'm working on a project and I really think that I could... open up...
Bir proje üstünde çalışıyorum ve gerçekten katkı sağlayacağını...
It really wasn't fair for me to leave Tucson without saying good-bye to you, and I'm-I'm sorry.
Sana bir hoşça kal bile demeden gitmek gerçekten uygun olmadı. - Çok özür dilerim.
I began to see life differently, and... it really concerned me.
Yaşama daha farklı gözlerle bakmaya başladım. Ve beni gerçekten kaygılandırdı.
And then I met Ryan online and that was really exciting for me.
Daha sonra internette Ryan ile tanıştım ve benim için oldukça heyecan verici.
Okay, look, I really have changed, and I'm excited to prove it.
Pekâlâ, dinleyin, gerçekten değiştim ve bunu kanıtlamak için sabırsızlanıyorum.
When I was 6 months old, my mom died, and my dad was... was never really around much.
6 aylıkken annem öldü ve babam pek babam pek yanımızda olmadı.
And that girl - - my brain said I should help you, but I-I didn't really feel anything... For you or her.
O kız, beynin size yardım etmemi söyledi ama o ya da sizin için hiçbir şey hissetmedim.
Listen, I'm here voluntarily, and I appreciate everything the FBI does for our country, but do I really look like a drug dealer to you?
Bakın, buraya gönüllü olarak geldim ve FBI'ın ülkemiz için yaptığı her şeye minnettarım, ama uyuşturucu satıcısına benziyor muyum?
I'm really stressed out about it but I figure, like, all the work will pay off and... Yeah.
- Evet.
Is that really why I'm here and she's not?
Gerçekten, neden ben buradayım da o yok?
And I'm really sorry and I will give up my job.
Görevimi bıraktığım için özür dilerim.
I didn't really get to know my father for real, from the heart, to open up and tell him things.
Babamı gerçekten yürekten tanımadım, ona açılıp bir şeyler anlatamadım.
They all hang on my every word, and I'm gonna use my power to finally get what this town really needs.
Hepsi bir sözüme bakıyor. Bu gücümü şehrin ihityacı olan şeyi elde etmek için kullanacağım.
And I'm going to use my power to finally get what this town really needs.
Bu gücümü de şehrin şehrin ihtiyacı olan şeyi elde edebilmesi için kullanacağım.
He seemed really taken aback, so that's why the phone call cut off and I couldn't contact him after that.
- Sanırım iyidir. - İyi olan ne? Çin'de yaşamak.
She does very inappropriate things to kitten posters, and I don't know if you have any jurisdiction over this, but I really don't think she should be a nurse.
Uygunsuz posterler astı, buna yetkin var mı bilmiyorum ama gerçekten hemşire olmaması gerektiğini düşünüyorum.
But he's still wearing the other half of this necklace, and I'm guessing it's not because he really likes sparkly things.
Ama yine de sendeki kolyenin diğer yarısını takıyor ışıltılı şeyleri sevdiğini tahmin ediyorum.
And that's really it, Jimmy. I want to help all of you however I can.
Hepinize elimden geldiğince yardım etmek isterim.
Listen, um, you're a really great guy, and I really admire your commitment to the health of your wrist tendons.
Sen harika bir adamsın ve bilek tendonlarının sağlığına olan bağlılığına gerçekten hayran kaldım.
She's strong and brave and courageous and really special, and I love her like my own, and someday she's gonna make a great mom.
Güçlü, cesur yürekli ve gerçekten özel biri. Onu kendi kızım gibi seviyorum. Ve bir gün ondan harika bir anne olacak.
Thanks for coming in, but I think I should warn you that we have a sort of Lockhart / Agos / Lee type here and you're not really it.
Geldiğin için teşekkür ederim ama seni uyarmam gerekiyor,... burada bir çeşit Lockhart / Agos / Lee tarzımız var ve sen o tarzda değilsin.
I'm really happy for you and your husband.
Siz ve eşiniz adına gerçekten çok sevindim.
Plus I drank a Double Dr. Shaz before we left the apartment, and I really have to pee.
Ayrıca evden çıkmadan önce Double Dr. Shaz içtim... -... ve cidden işemem lazım.
But Tandy and I won't be far behind, and... and, if I'm being honest, getting to watch you have a baby first will really calm my nerves.
Tandy ile ben de yakın zamanda bir tane yaparız. Doğrusu ilk bebeğin sende olduğunu görmek beni biraz rahatlattı.
Oh, sorry, bud, for throwing such a tizzy, but, you know, the stakes are really high here and I'm just not myself.
Telaşlı bir şekilde attığım için üzgünüm ahbap ama burada risk oldukça büyük ve ben de kendimde değilim. Sorun değil.
You see, I've always prided myself on good communication and divisional transparency, so you can imagine I wasn't happy when I learned information had been omitted from Brian Finch's medical records. Really?
İyi iletişimim ve birim şeffaflığı konusunda her zaman kendimle gurur duydum yani tahmin edebileceğiniz gibi, Brian Finch'in tıbbi kayıtlarından çıkarılanları öğrenince pek mutlu olmadım.
I know that this is a really tight bunch and it is easy to feel stuck outside, but once they get to know you, you have friends for life.
Birbirimizle çok samimiyiz. Kendini fazlalık gibi hissettiğini biliyorum ama seni bir kez tanıdılar mı hayat boyu arkadaşları olursun.
He, uh, asked me to dinner to talk, and I'm trying really hard not to get too excited about it.
Konuşmak için yemeğe çıkmak istedi. Fazla heyecanlanmamaya çalışıyorum.
Rebecca, I've really looked within and thought about everything and... I've made my choice.
Rebecca içime döndüm ve her şeyi düşündüm ve seçimimi yaptım.
I'm really happy you and Amy are back together.
Günümüz Amy'yle barışmanıza çok sevindim.
And I'm really worried someone's gonna steal my snacks.
Millet yiyeceklerimi çalacak diye çok korkuyorum.
I remember when I was a little girl in my aunt's kitchen, and she started chopping the cilantro really loud so that we couldn't hear the noise.
Hatırlıyorum da, küçükken teyzemin mutfağındaydım ve biz silah seslerini duymayalım diye yüksek sesle kişnişleri doğramaya başlamıştı.
Honey, I know you've been working really hard lately, and I-I appreciate any time I can get with you.
Tatlım, son zamanlarda çok çalıştığının farkındayım. Seninle geçirdiğim her an benim için değerli o yüzden.
And I'm not really into fun.
Eğlenmekle pek aram yoktur.
and i'm really sorry 62
and i'm proud of you 44
and i'm grateful 35
and i'm starving 33
and i'm very sorry 29
and i'm not gonna lie 17
and i'm an alcoholic 48
and i'm so sorry 99
and i'm 661
and i'm done 46
and i'm proud of you 44
and i'm grateful 35
and i'm starving 33
and i'm very sorry 29
and i'm not gonna lie 17
and i'm an alcoholic 48
and i'm so sorry 99
and i'm 661
and i'm done 46