And i will never tradutor Turco
2,069 parallel translation
And I will never agree to that.
Ve ben bunu asla kabul etmeyeceğim.
I'm 26 years old and I will never have a baby.
26 yaşındayım ve hiç çocuğum olmayacak.
And I will never die, but they want me to leave.
Asla ölmeyeceğim. Ama onlar yine de terk etmemi istiyor.
You are a horrible human being, and I will never feel sorry for you again.
Sen korkunç bir insansın ve bir daha asla senin için üzülmeyeceğim.
Rodrick and I will never, ever be friends again.
Rodrick ve ben bir daha arkadaş olamayız.
My son abandoned his child, I legally adopted her, and I will never let him see Catherine.
Oğlum çocuğunu terketti, ben kızını resmi olarak evlat edindim ve onun Catherine'i görmesine asla müsaade etmeyeceğim.
Well, my son abandoned his child, I legally adopted her, and I will never let him see Catherine.
Oğlum çocuğunu terketti, ben de onu yasal olarak evlât edindim, ve onun Catherine'i görmesine asla izin vermeyeceğim.
And I will never forget this.
Şunu hiç unutmuyorum.
Well, I never have and I never will.
Kimseye söylemedim ve söylemeyeceğim de.
You know that this will never happen again... now that you and I are... you know really a team.
Gerçekten bi daha olmayacak Biz bir takımız.. bi daha olmayacak
For fear of that, I still will stay with thee. And never from this palace of dim night depart again.
İşte bundan korktuğum için sonsuza dek yanında kalacağım,
I've never caught a spy, and I probably never will.
Hiç casus yakalamadım, muhtemelen yakalaymayacağım.
And I never will.
Ben hayatta konuşmam.
And in any case, I'm sure it will never come to that.
Ve her halükârda eminim ki bu iş daha fazla uzamayacak.
AND I will never, ever rub your dirty feet again.
Ve o kirli ayaklarını bir daha asla ovmayacağım. - İyi.
I never agreed to drop anything. I've called 50 firms and no one will touch it.
15 tane şirket aradım ve hiçbiri bulaşmak istemiyor.
And I hear the songs he writes, and I understand that I will never write... great lyrics, and that my real talent, is to drink
Sonra onun yazdığı şarkıları dinliyorum ve asla harika sözler yazamayacağımın farkına varıyorum ve benim yeteneğim çoğunlukla içkiye dayanıyor.
As Dave and I have never met, I will need you to describe him for me.
Dave'le hiç karşılaşmadığım için, onu bana tarif etmen gerekiyor.
I'm going to give you one more chance to be honest with me, or I will take your baby away, and you will never see it again.
Bana dürüst olman için bir şans daha vereceğim. Yoksa bebeği alacağım ve bir daha göremeyeceksin.
I don't dispute that. But there's something you and Blaine will never have, and that's chemistry.
Bundan şüphem yok ama Sen ve Blaine'in asla elde edemeyeceği bir şey var birbirinize hissedeceğiniz cazibe.
♪ And I wrote 200 letters I will never send. ♪
♪ Ve 200 mektup yazdım asla gönderemeyeceğim ♪
And maybe I never will.
Ve belki bir daha hissetmeyeceğim.
And I never will.
Ve asla geçmeyeceğim.
And with you by my side, I will never be alone.
Sen yanımda olduğun sürece asla yalnız olmayacağım.
No one knows why the early settlers called it that, and I suppose we never will.
Eskilerin buraya neden bu ismi verdiğini kimse bilmiyor ve sanırım nedenini hiç bilemeyeceğiz.
Oh, I ain't mad, and I never will be again... thanks to your wonderful, wonderful...
Kızmadım tabii ve bir daha hiç kızmayacağım, her şeyi senin o muhteşem ilacı...
Dr. Zander, you made me see my life through Bart's neck, and I swear, I will never, ever strangle my boy again.
Dr. Zander, olaylara Bart'ın boynundan bakmamı sağladınız ve bir daha oğlumu asla boğazlamayacağıma söz veriyorum.
I'm sorry, but I don't love you, Milhouse, and I never will.
Üzgünüm ama seni sevmiyorum Milhouse ve hiçbir zaman sevmeyeceğim.
And there's a hole in my heart so big I feel it will never be... healed.
Kalbimde öyle büyük bir boşluk var ki hiçbir zaman dolmayacak.
- Will phoned me to tell me something passionate, and I never heard it.
Will bana tutkulu bir şey söylemek için telefon etti ama ben dinleyemedim.
And I never will.
Asla vazgeçmeyeceğim de.
Last night, when everyone else doubted you, I never did. Not for a second. And I never will.
Dün gece partide diğer herkes senden kuşku duyduğunda ben hiç duymadım, bir saniye bile ve hiç duymayacağım da.
And I promise you this will never happen again.
Bir daha asla olmayacak.
You have my word as your roommate, and that is a bond I will never violate.
Oda arkadaşın olarak söz veriyorum, aramızdaki bu bağı asla bozmam.
And I'm sure it will never be a problem.
Eminim hiçbir sorun çıkmayacaktır.
Wasn't fit to have you, but I will never run and hide
Wasn't fit to have you But I will never run and hide
I walk away from here now, there is no deal, and there never will be.
Eğer buradan gidersem, anlaşma filan olmaz, ne şimdi ne de ileride.
So from now on, I'm just the third assistant director, and we will never look at each other again.
Şu andan itibaren, sadece üçüncü yönetmen asistanıyım, ve asla tekrar göz göze gelmeyeceğiz.
Never my ears have ever heard why I was born and therefore I will die.
Kulaklarım hiç böyle güzel müzik duymadı duymayacak da.
Now, Judith and I hope she won't mind me telling you this - will give you a tit-wank you'll never forget!
Ve Judith, bunu söylememe kızmaz umarım memeleriyle unutamayacağın şekilde işini görüyor.
I promise you it will never happen again, and it didn't mean anything.
Söz veriyorum bir daha olmayacak. Ayrıca hiç bir anlamı yoktu.
And I will make sure that your husband and your little girl are taken care of. And they will never have to know...
Ben de kocanın ve kızının iyi olduğundan emin olacağım.
You and I want different things. And you say that you're okay with that, but you're not, and you never will be.
Sen ve ben farklı şeyler istiyoruz ve bunun, senin için sorun olmadığını söylüyorsun ama öyle değil ; hiçbir zaman da olmayacak.
I mean, she's an agoraphobic and a vegan, which means she will never leave her room or eat your cheese.
Agorafobik ve vejeteryan bu da demektir ki asla odasından çıkmaz ve peynirini yemez.
But if I go with you now, my soul will never be happy, and I... I can be, thanks to you.
Şimdi seninle gelirsem ruhum ebediyen mutsuz olacak ama sayende mutlu olabilirim.
No, and I never will be!
Hayır, asla da olmayacağım!
I'm as upset as you are, and I promise you, I will never let her get in harm's way again.
Senin olduğun kadar ben de üzgünüm ve sana söz veriyorum, bir daha asla başının belaya girmesine izin vermeyeceğim.
Those two people will never have that chance again, and I wanna know who took it away from them.
- Bu insanlar bir daha bu şansı bulamayacak, - ve bende bunu kim ellerinden aldıysa bilmek istiyorum.
I have been married to that man for 15 years and he will never change.
Onunla 15 yıl evli kaldık ve o asla değişmeyecek.
I never told a soul about your role that night, and I never will.
O gece yaptığını kimseye söylemedim. Asla da söylemeyeceğim.
I'm gonna get in there, seduce Sharon Old Norse style, bed her down, and Adam will never want a piece of her again.
Adam bir daha onu görmek istemeyecek.
and i 3645
and i will 353
and i'm proud of you 44
and i'm grateful 35
and i said yes 53
and i'm starving 33
and i'm very sorry 29
and i'm not gonna lie 17
and i'm so sorry 99
and i'm an alcoholic 48
and i will 353
and i'm proud of you 44
and i'm grateful 35
and i said yes 53
and i'm starving 33
and i'm very sorry 29
and i'm not gonna lie 17
and i'm so sorry 99
and i'm an alcoholic 48
and i'm 661
and i'm really sorry 62
and i'm done 46
and i'm sorry 950
and i'm glad 37
and i'm like 248
and i'm tired 39
and i'm thinking 69
and i'm telling you 167
and i'm happy 32
and i'm really sorry 62
and i'm done 46
and i'm sorry 950
and i'm glad 37
and i'm like 248
and i'm tired 39
and i'm thinking 69
and i'm telling you 167
and i'm happy 32