And so on and so forth tradutor Turco
159 parallel translation
And so on and so forth.
Ve falan filân.
Um... we ran the story this morning that you were here at Mrs. Rogers'and enjoying our salubrious winter climate and so on and so forth.
Bu sabah Bayan Rogers'ın Evinde kaldığınızı, sağlık için yararlı kış mevsimimizi beğendiğinizi ve vesaireyi konu alan makaleyi yayımladık. Ve benzeri...
But before we can start awarding ourselves Victoria Crosses and Congressional Medals of Honor and so on and so forth and such like I think I'd better point out that, one : We're on the wrong side of the river.
Ama kendimize Victoria Haçı Kongre Şeref Madalyası falan filan vermeden size ilkin şunu söylemeliyim :
Nibbling the ear lobe, kneading the buttocks, and so on and so forth.
Kulak memesini dişlemek, kalçaları sıkmak, falan filan.
Then you became a hero, married the prom queen... and so on and so forth... until you find yourself exactly where you are.
Bir kahraman olup, balonun kraliçesiyle evlendin ve değişiklikler devam ettikçe kendini olduğun yerde buldun.
You know, they come to me, I sign their petitions, and so on and so forth. If you look at the things we've written. Let's take a look...
Dilbilimde gerçek bir dönüşüm yaratmış, güç politikaları eleştirmenlerinin en tutarlısı olmuştur.
and what he thinks cigarettes are a symbol of and so on and so forth... How do you suppose all those stories got out?
Cosmopolitan dergisi için amcasından "Bir Kadının Evdeki Zihinsel Yeri" başlıklı bir yazı istedi.
May you be allowed to walk freely and without let or hindrance. And so on and so forth, etcetera.
Herhangi bir mani ve istisna olmaksızın, dilediğince hareket edebilesin vesaire, vesaire...
"All men created equal," "inalienable rights," "life, liberty," and so on and so forth?
"Tüm insanlar eşittir," "değişmez haklar," "hayat, özgürlük," vesaire.
People who can feed their children tonight so those children can grow up and have children of their own and so on and so forth.
Çocukları büyüsün ve kendi çocukları olsun diye. İşte böyle.
I know that chocolate secretes endorphines and so on and so forth.
Çikolatanın vücutta endofin salgılanmasına yol açtığını vesaire ben de biliyorum.
All right, uh, now, if your team captures a player, that player then plays for that team and so on and so forth.
Takımınız bir oyuncuyu yakalarsa oyuncu artık takımınızda oynar. Birtakım tüm oyuncuları yakalar ya da birisi ciddi biçimde sakatlanırsa oyun biter. Oyun böyle devam eder.
and what he thinks cigarettes are a symbol of and so on and so forth...
"Sigara neyi simgeliyor?" gibi çeşitli tartışmalar.
And so on and so forth.
Vesaire vesaire.
Man only beats himself... and so on and so forth.
İnsan sadece kendini yener.
Polly... gentlemen... before you stands a man whom the king, in his unfathomable wisdom, elevated high above his fellow men. And yet this man remained my friend through every storm, and so forth and so on.
Polly baylar önünüzde duran bir adam ki kralımız akıl almaz bilgeliğiyle diğer adamların üstüne yükseltti ama bu adam tüm fırtınalarda arkadaşım olmaya devam etti vesaire, vesaire.
Everything is here, from the observed routine of the personnel to the alarm system, the type of locks on doors the age and condition of the main safe and so forth, so forth.
Her şey burada, çalışanların sıkı takip edilmiş alışkanlıklarından alarm sistemine, kapılardaki kilitlerin türlerinden Kasanın vaziyeti ve yaşına... Vesaire vesaire...
So she put on about a half pound of makeup, fixed it up with a veil... and set forth to see DeMille in person.
Yüzüne yarım kilo makyaj sürdü, bir tülle gizledi ve DeMille'i görmek için yola çıktı.
From now on, it's hard work and promotion and so forth.
Bundan böyle çok çalışacağız ve bolca tanıtım yapacağız.
Percentage on commissions, and so forth.
Komisyon yüzdeleri, vesaire vesaire.
And a man could get rich on the "and so forth." Is that it?
Ve bir erkek bu "vesaire" lerden zengin olabilir, değil mi?
Officier de la Légion d'Honneur, Chevalier de Marche, so forth and so on.
Officier de la Légion d'Honneur, Chevalier de Marche, ve saire, ve saire.
On top of that, I'm so flat-footed, when I get out of the bathtub, somebody has to rock me back and forth to break the suction.
En kötüsü, o kadar hantallaşmışım ki banyodan çıktığımda üzerimdeki suyun dökülmesi için birinin beni sarsması gerekiyor.
Instead, people blamed absolutely everything on Léon Blum, the Front Populaire and so forth.
Bunun yerine, insanlar tüm suçu Léon Blum'a Halk Cephesi'ne falan yüklediler.
It was about 5am our time, I suppose about midnight his time, to ask what was happening - was the government still in office and what was going on, and so forth.
Orada gece yarısı olduğunu tahmin ediyorum. - ne olduğunu sormak içindi, hükümet hala ofiste mi, ve neler oluyor falan.
We have our meats and Yorkshire puddings and so forth - they lived on rice.
Bizim kendi etlerimiz ve Yorkshire pudinglerimiz vardır onlar ise pirinçle yaşıyorlardı!
And so it still goes on like that back and forth one after the other.
Gidiş-gelişler böylece sürdü gitti.
Whenever she's at our place... she starts reeling off, here's Sanju's room, this is where we played carrom... so on and so forth.
Bize geldiğinde bir başlıyor, şurası Sanju'nun odası, şurası beraber oynadığımız yer. Şurası burası.
So forth and so on...
Diyor ve devam ediyor...
So 88 buses run back and forth on that road every hour.
Yani saat başı bu dört rotada 88 otobüs yolculuk etmiş olur.
"Double dumb-ass on you" and so forth.
"Sana iki katı salak kıç" ve benzerleri.
"All persons shall have equal access to public services," and so forth and so on.
Herkes kamu hizmetlerinden eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir, vesaire.
Um - So on and so forth, you know.
Böyle gidiyor işte, bilirsin.
And so on, and so forth.
Ve böylece gidiyor.
and so on and so on and so forth.
kendisine oldukça tatmin edici yeterlilikte bir konum elde etti. vs. vs. ve buna benzer.
This is an insurance company requirement, it states that you're aware that the game exists and that you're willing to participate in said game so on and so forth our guarantee that the payment's entirely at your brother's discretion as a gift it's dependent on your satisfaction.
Bu, sigorta şirketinin koşulu ; diyorlar ki, farkında olmalıymışsınız bu bir oyun ve siz de bu söz konusu oyuna kendi isteğinizle katılıyorsunuz öyle ya da böyle, garanti ediyoruz ki, ücret tamamen kardeşinizin size bir hediyesidir ve sizin memnuniyetinize bağlıdır.
The money went back and forth 13 times so she decided to reconsider his proposal.
Para, on üç defa arada gidip gelmişti sonra kadın teklifi tekrar düşünmeye karar verdi.
May the pain and confusion she endured on Earth... be forth through in the afterlife... so that she may enter the kingdom of heaven... and live in the light of God.
Dünyada çektiği acılar sıkıntılar... öte tarafta sona ersin... böylece cennetin bahçesine girebilir... ve rabbin ışığıyla aydınlanabilir.
"So then the big happy taxi turned on his lights and blew his horn and even made his wipers go back and forth."
" "Ve sonra koca mutlu taksi ışıklarını yaktı ve kornasını... ... çalıp sileceklerini calıstırdı." "
etc. and so on, and so forth.
Şöyle böyle.
Lord is my shepherd and so forth and so on.
Tanrı benim çobanımdır vesaire.
So everybody put your arm around the person sitting next to you and sway back and forth in rhythm to the music. Come on.
Bu yüzden hepinizden yanınızda oturan kişiye sarılmanızı ve müziğin ritmiyle birlikte salınmanızı istiyorum.
Dearly beloved uh, we're gathered here, blah, blah, blah so on and so forth, rat-a-tat-tat, yabba-dabba.
Güzel. Tamam. Ben papazım ve diyorum ki...
reuniting the Systems'Commonwealth... and so on, and so forth... enhancing our reputation as peacemakers... ad nauseum. Am I close?
sistem 9 düşünülmeli... ve saire, ve öyle çok ki... bizim şöhretli olarak yapacağımız... nauseum. kapatayım mı?
If for any reason the winner is unsuccessful, the first runner up will take his place. And so on, and so forth.
Bir nedenden dolayı kurtulan bu görevi başaramazsa bir sonraki onun yerini alacak ve bu böyle devam edecek.
He started pacing the floor and George tried to calm him down, and so forth and so on.
Volta atmaya başladı George onu sakinleştirmeye çalıştı vesaire.
Anna Freud was a very powerful person and you were the grandchildren and she knew a great deal more about what went on in your parents'lives and so forth and it's not something you were going to tangle with,
Anna Freud müthiş güçlü bir insandı. Siz de torunlarsınız. Anne babanızın hayatında neler olduğunu filan sizden çok çok daha iyi biliyordu.
Here you have your five categories- - commerce and trade, so forth and so on.
İşte size beş kategori ticaret ve satış, vs. vs.
Up to that moment, the longest talk I'd ever given on the subject was five minutes at some minor conference. And then, suddenly, I was invited all over the world to give talks and lectures and so forth.
O ana kadar, konu üzeride yaptığım en uzun konuşma beş dakikayı geçmezken, o da ancak bazı küçük konferanslardaydı, birdenbire dünyanın her yerinden konuşma yapmam ve seminerler vermem için davetler gelmeye başladı ve böylece devam etti.
There was a huge explosion so it blew up the whole street killing babies in beds and so on and so forth.
Korkunç bir patlama olmuştu. tüm caddeyi birbirine katmıştı.
There is no organisation with its terrorist operatives, cells, sleeper cells, so on and so forth.
Hücreleri, uyuma hücreleri gibi şeyleri olan hiç bir örgüt veya o örgütün ajanları falan yoktu.