And then i was like tradutor Turco
765 parallel translation
There was a time when I tried to save foolish humans, those full of pride and spirit like you, but then.... [grunts]
Aptal insanları kurtarmaya çalıştığım da oldu. Senin gibi gurur ve ruh dolu olanları. Ama sonra...
I used to do a lot of snowballing... and I found the best way to make a snowball was to take the snow into... your bare hands, like this, and then... crunch it together until the warmth from your hands...
Eskiden ben de bir sürü kartopu attım. Ve anladım ki kartopu hazırlamanın en iyi yolu onu çıplak ellerinizin arasına alıp ezerek ta ki elinizin sıcaklığı...
And I'm gonna tell him I hated myself for being like I was, even then.
O zamanlar bile kendimden nefret ettiğimi söyleyeceğim.
Worked like a charm when I was a baby, and since then I've had so much practice that I'm terrific.
Bebekken bu çok işe yarardı, o zamandan beri... öyle çok uygulama yaptım ki ustalaştım.
And then I made like I was gonna smack him, and
Elimi ısıracakmış gibi yaptı bende vuracakmış gibi yaptım ona.
- Then after a while I opened my door a crack, and there he was still coming along with you, puffing like a steam engine.
- Bir süre sonra kapımı araladım, ve oradaydı hala seninle beraber geliyordu, nefes nefese.
Then, like all dreamers, I was possessed of a sudden with supernatural powers... and passed like a spirit through the barrier before me.
Sonra, bütün rüya görenlere olduğu gibi bana da aniden doğaüstü güçler bahşedildi ve bir hayalet gibi, önümdeki parmaklıkların içinden geçiverdim.
And the last thing I saw when I looked back was one kid give the extinguisher to the other kid, and then it was just like all hell comes up.
Arkama dönüp baktığımda gördüğüm son şey bir çocuğun diğer bir çocuğa yangın söndürücü vermesi oldu. Ve sonra yangın her tarafı cehennem gibi sardı.
Then the war came, and just as I was thinking, like you... that all the things I'd been preaching about would have to wait until peacetime... a miracle happened.
Sonra savaş geldi ve ben de sizin gibi verdiğim mücadelenin barış zamanına kadar beklemesi gerektiğini düşünürken bir mucize gerçekleşti.
I was a young officer then, and I thought like you, that we belonged to a superior race, but the French preferred us to execute them than tell us anything.
O zamanlar genç bir subaydım. Ve aynı senin gibi düşünüyordum. Üstün ırkın kendimizin olduğunu...
There you are, so you thought I was imagining things, huh? When I told you about the fellow that was eight-foot tall, and walking like this with the stiff legs, and then the other fellow with this here. Wait!
Sana şu kaskatı bir şekilde yürüyen iki buçuk metrelik herifi ve yanındaki böyle yapan diğer adamı anlattığımda hayal kurduğumu düşünmüştün.
I guess he was flattered that I stuck up for him... because, right then and there, he asked me... how such a wonderful, understanding woman like me... had stayed a widow so long.
Sanıyorum gururu incindi... çünkü hemen sonra ve orada... benim gibi harika ve anlayışlı bir kadının Nasıl bu kadar uzun zamandır dul olduğunu sordu..
When you come a-ridin'roughshod over my land, scaring'the kids and the womenfolks, when you invade my home, like you was the law or God Almighty, then I say to you :
Atına atlayıp küstah bir şekilde arazime girdiğinde, çocukları ve kadınları korkuttuğunda, sanki sen kanunmuşsun ya da Tanrı'ymışsın gibi evime baskın yaptığında, sana şunu söyleyeceğim :
But the voice went on calling me so I pressed myself against the wall, and it gave, like foliage and then I was inside.
Ses beni çağırmaya devam etti öyle ki, duvara yaslandım ve duvar yapraklar gibi açıldı ve içine aldı beni.
Well, I knew she was having a couple now and then but nothing like this.
Ara sıra bir iki kadeh içerdi ama bu kadar değil.
And then when I tried to console him, make him feel better, suddenly he was tearing off my clothes and cursing like a madman.
- Ciddiyim. Sonra, tam ben onu iyi hissetmesi için avuturken birden giysilerimi yırtmaya ve deliler gibi küfretmeye başladı.
And then all of a sudden I felt like I was drugged, and everything was weird and beautiful, and then I was taken away.
Birden kendimi uyuşturulmuş hissettim öyle ki herşey daha tuhaf ve güzeldi sonra aniden alıp götürüldüm.
I was sore as hell at Toni, and then suddenly it was like magic.
Toni'ye çok kızmıştım, ama sonra sanki bir mucize oldu.
Get myself primed up, like I was turnin` on the charm... for some pretty little blonde lady, you know? Then when I`m feelin` cool and good... I spin around!
Arkamda bir sarışın varmış gibi kendimi hazırlayıp..... kendimi yakışıklı ve harika hissettiğim zaman dönüp bakarım aynaya!
I wanted to find out then and quickly whether I was a louse like everybody else or a man.
Hemen öğrenmek istedim başkaları gibi bir insan mıydım, yoksa bir bit mi?
Then I noticed, in all my pain and sickness what music it was that, like, cracked and boomed.
Sonra tüm acı ve mide bulantımla gürültülü ve hızlandırılmış gibi olan müziğin ne olduğunu farkettim.
And so then... When I was little, he taught me you have to eat at 11 in the morning before the sun burns your head, and at 4 in the afternoon, otherwise food's like poison that gets into your blood.
- Sonra... ben küçükken bana şunu öğretti, güneş kafanı yakmadan önce, saat 11'de ve öğleden sonra da saat 4'te yemek yiyeceksin, yoksa yemekler kanında zehire dönüşürler.
And then I realized, like I was shot, like I was shot with a diamond... a diamond bullet right through my forehead.
Sonra farkına vardım sanki vurulmuş gibi, sanki elmas bir kurşunla vurulmuş gibi- - tam alnımdan elmas bir kurşun.
And then at one point, people were dancing... and I was dancing with a girl... and suddenly our hands began vibrating near each other... like this - vibrating, vibrating.
Bir an geldi, insanlar dans ediyorlardı ben de bir kızla dans ediyordum ve birden ellerimiz birbirimizin yanında titremeye başladı şu şekilde, titreyip duruyordu.
All right, Coach. The guy was holding his gun on me and I waited for the right moment and then I kicked out with my leg, kind of like... I guess the closest comparison would be Bruce Lee.
Adam bana silahını doğrultmuştu ve doğru anı bekledim ve ayağımla tekme attım şeye benziyordu... en yakın benzetme olarak Bruce Lee'ninki olur.
It was like I let it out in a single straight line and then...
Sanki düz bir çizgi gibi çıkmasına izin veriyorum ve sonra...
I then decided to act, what was called by the members of Resistance as anarchic and individualistic activity, like an escape and leaving the community for which I am co-responsible by that time.
Direnişçilerin anarşik ve bireysel eylem diye adlandırdıkları şekilde hareket etmeye karar verdim. Kamptan kaçmak ve o zamanlar sorumlu olduğum topluluktan ayrılmak gibi.
um... i was sitting at home reading, and then, all of a sudden, i felt like i had to come to the mall tonight.
Evde oturup kitap okuyordum, ve birden bire, alışveriş merkesine gelmem lazı gibi hiseettim.
I never wanna see that guy again get him outta here and then we couldn't find Seth Cohen so our casting director Patrick Rush said well what about this guy Adam Brody w-I went back in to see Josh an I read for Seth NCIS it was total improv and he finished I was like what was that
Sonra Seth Cohen'i bulamadık.
Mr. Sandy Cohen and his sensible suit check you out, big pimpin suits and then for more casual looks we'll do polo shirts short sleeved t-shirts, board shorts, stuff like that today I went out an I just tried to make sure there was no egg or anything on my shirt
Günlük giysileri ise kalın tişörtlerden, kısa kollu gömleklerden ve şortlardan oluşuyor. - Bugün dışarı çıktım ve gömleğime yumurta dökmemek için elimden geleni yaptım. Smokin giyemedin mi?
And then, when I found Mother dead... I thought maybe Carol had ".... "Of course, it was incredible... but the shock of finding her dead like that".... "
Annemizi ölü halde bulunca belki Carol yapmıştır dedim... Elbette, mümkün değildi fakat onu orada ölmüş halde bulmanın şokuyla...
They sounded like he was screaming and then Dani came running in, and I I called the vet.
Sanki çığlık atar gibiydi... sonra Dani koşarak geldi ve ben... ben de veterineri aradım.
I was like an old shoe, the kind we manufacture... and get all excited about and then after a few years discontinue.
Üretime başladığımızda büyük heyecan duyduğumuz ama birkaç yıl sonra üretmekten vazgeçtiğimiz eski ayakkabı gibiydim.
- l thought "we're going to die". And then it was like I was someone else.
- Öleceğimizi düşündüm ve sonra sanki başka birisi olmuştum.
Okay, I don't wanna go over there and do it and then come back here and find out there was some little loophole like I didn't put mustard on it or something.
Pekala, oraya gidip, bunu yapmak istemiyorum sonra geri geldiğimde, ufak düzenbazlıklar yapacaksınız üzerine hardal dökmedin falan gibi.
Then I tried to figure out which window was hers, and what her life might be like, and why she couldn't sleep.
Sonra da hangi pencerenin onun olduğunu kestirmeye çalıştım. Nasıl bir hayatı olduğunu ve niçin uyuyamadığını düşündüm.
I was with this woman this one time and she goes down there for like three seconds and then she starts coming back up.
Bir keresinde böyle bir kadınla çıkıyordum.. Aşağıya eğildi ve üç saniye sonra doğruldu.
Called in sick, and then I left like I was going to work.
İş yerine, hastayım, dedim, ve işe gidiyormuş gibi evden çıktım.
I had a picture of what it was going to be like and then...
- Bilemiyorum.
And... and then it was like the floor started sloping and I couldn't keep my balance.
Ve... ve sonra sanki zemin eğilmeye başladı ve dengemi kaybettim.
- Did he like the tape? - I was about to give it to him, then a security guard showed up and ruined everything.
- Tam kasedi veriyordum ki... güvenlikçi gelip herşeyi bok etti.
Then I show here how I thought that most teenage boys... are very cruel and aggressive and everything like that... and if girls could see that I was more kind and sensitive, they would like me more.
Burada çoğu ergen çocuğun ne kadar zalim ve agresif olduğu düşüncemi gösteriyorum. Ve kızlar benim ne kadar nazik ve hassas olduğumu bilse benden hoşlanırlardı.
And then when I saw her body fall under the bus, it was like...
Sonra onun bedeninin otobüsün altına düştüğünü görünce, kendimi...
Thirty seconds ago, I was lost, just in a total fog. And then it hit me like a bolt of lightning.
Otuz saniye önce siste yolumu yitirmiş gibiydim birden şimşek çaktı.
Then I asked him if he was that killer, and he started smiling'all proud-like.
Sonra ben ona malum katil olup olmadığını sordum. O da gururlu bir şekilde gülmeye başladı.
And he said he wasn't hungry. ... and then, the next thing I knew, it was just gone. Like Icus!
Ve o aç olmadığını söyledi... ve sonra, sonraki bildiğim şey, onun sadece... gittiğiydi!
Look, Skipper, I know this shit sounds weird, but, I mean, there was like nothing, and then Justin appeared, and it was liquid, and the whole core just turned solid.
Bu çok tuhaf geliyor biliyorum ama... Demek istediğim, sanki orada hiçbir şey yoktu. Sonra bir anda Justin ortaya çıktı.
And then she started runnin'her fuckin'mouth about, you know, like- -'cause I couldn't remember where the car was parked right away when we came out.
Sonra da bana küfretmeye başladı. Arabayı nerede park ettiğimi unuttuğunu düşünüyordu.
And then when I started to work here his hand was up here like this.
Sonra, burada işe başladığımda eli böyle havadaydı.
I meant to be gentle, but she tried to move away and then I was holding her more tightly, both hands on her face, like this.
Niyetim nazik olmaktı, ama benden kaçmaya çalıştı ve ben daha sonra onu biraz sıkıca tutmaya başladım, her iki elimde bu şekilde yüzündeydi.
And I was challenged, and it was difficult, and I got the same kind of rush I had back then. I felt like I was doin'somethin', like I was makin'a difference.
Epey zordu ama yine de eskisine benzer bir heyecanı yaşadım.