English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ A ] / And they lived happily ever after

And they lived happily ever after tradutor Turco

99 parallel translation
Then they were married, and they lived happily ever after.
Sonra evlenmişler ve sonsuza dek mutlu yaşamışlar.
And they lived happily ever after.
Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar.
"And they lived happily ever after"?
"Ve onlar bundan böyle mutlu mesut yaşadılar"?
And they lived happily ever after!
Ve ondan sonra sonsuza kadar mutlu yaşamışlar!
- And they lived happily ever after.
- Bundan sonra mutlu mesut yaşadılar.
And they lived happily ever after.
Ve bundan sonra hep mutluluk içinde yaşadılar.
The Priest lovingly knocked her up every year, and they lived happily ever after.
Rahip, sevgiyle, onu her yıl yeniden hamile bıraktı. Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar.
"And they lived happily ever after."
"Onlar birlikte sonsuza dek mutlu yaşadılar."
Then, they got married and they lived happily ever after, right sir?
Sonra evlendiler ve şimdi çok mutlular, değil mi efendim?
And they lived happily ever after because they won the lottery and moved to Hawaii.
Ve sonra da hep mutlu yaşadılar çünkü piyangoyu kazanıp Havai'ye yerleştiler.
AND THEY LIVED HAPPILY EVER AFTER.
Son
He married the beautiful maiden and they lived happily ever after, right?
Güzel kızla evlendi ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar, değil mi?
And they lived happily ever after.
Ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar.
And they lived happily ever after. "
Ve sonsuza dek mutlu yaşamışlar. "
and as black as this frame... and they lived happily ever after.
Ve bu çerçeve kadar siyah. ... Ve hayatlarının sonuna kadar mutlu yaşadılar.
He found his parents, and they lived happily ever after.
Ailesini bulmuş, ve sonsuza dek mutlu yaşamışlar.
And they lived happily ever after.
Sonrasında sonsuza kadar mutlu yaşadılar...
And they lived happily ever after. "
Ondan sonra da hep mutlu yaşamışlar.
And they lived happily ever after.
Ve sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.
And they lived happily ever after.
Ve mutlu mesut yaşadılar.
And they lived happily ever after.
Ve bundan sonra mutlu yaşamışlar.
Then the prince took Cinderella to his castle... and they lived happily ever after.
Sonra Prens Cinderella'yı kalesine götürmüş... ve orada sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.
And they lived happily ever after.
Sonra mutlu bir hayatları olmuş.
And they lived happily ever after again.
Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar yine.
And they all lived happily ever after.
Hepsi de sonsuza dek mutlu yaşamışlar.
And so they lived happily ever after.
Ve sonsuza dek, mutlu yaşadılar.
They were reunited and lived happily ever after.
Sonra yeniden birleşmişler ve sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.
"And they all lived happily ever after."
"ve sonsuza dek birlikte mutlu yaşadılar."
And of course they lived happily ever after.
Ve tabii ki sonsuza kadar mutlu yaşamışlar.
But they kissed and made up and went home and lived happily ever after.
Ama öpüştüler, barıştılar, eve gittiler ve sonsuza dek mutlu yaşadılar.
And they all lived happily ever after.
Ve ondan sonra mutlu bir hayat yaşadılar.
And while Cinderella and her Prince did live happily ever after the point, gentlemen is that they lived.
ve Sinderella ve onun Prensi sonsuza dek mutlu yaşadılar ana fikir şu ki, bayanlar bunların yaşandığıdır.
And they all lived happily ever after.
Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar.
"And they lived mostly happily ever after?"
"Ve onlar birlikte sonsuza dek mutlu yaşadılar mı?"
"and they rode off to his kingdom, where they lived happily ever after."
"ve prensin krallığına doğru yola çıkarlar, oraya vardıktan sonra hep mutlu yaşadılar."
"and they rode off to his kingdom, where they lived happily ever after."
"ve beraberce prensin krallığına giderler, Oraya varıp beraberce mutlu bir yaşam sürerler."
They lived happily ever after. And that. children.
Ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar.
Yeah, and they all lived happily ever after.
Ve ondan sonra hepsi çok mutlu olarak yaşamışlar.
If it was true love they would've been married and lived happily ever after, right?
Bu gerçek aşk olsa evlenip birlikte mutlu şekilde yaşamaları gerekirdi, değil mi?
They got married, and lived happily ever after.
Evlendiler, ve sonsuza dek mutlu yaşadılar.
But wait, if they lived happily ever after, then they got married, and she'd be here right now with us, right?
Bir dakika... Sonsuza dek mutlu yaşadılarsa, evlenmişlerdir, ve şimdi burada bizimle olması gerekirdi, değil mi?
And the beautiful princess and the handsome prince rode off to his castle where they lived happily ever after. "
Ve güzel prenses ve yakışıklı prens, kalelerine doğru yola çıktılar sonsuza dek mutlu yaşadıkları yere. "
"They got married and lived happily ever after." Bullshit!
"Evlenirler ve bir sürü çocukları olur". Saçmalık!
And then they all played Monopoly and lived happily ever after.
Sonra birlikte monopoli oynayıp sonsuza dek mutlu yaşamışlar.
The prince put his penis in the princess'vagina... and they all lived happily ever after.
Prens, penisini prensesin vajinasına yerleştirmiş... ve birlikte sonsuza dek mutlu yaşamışlar.
And they all lived happily ever after.
Ve ondan sonra herkes yaşadı mutluca,
"They had a beautiful castle " and lived happily ever after. "
Güzel şatolarında uzun süre yaşadılar ve bir sürü çocukları oldu.
And they all lived happily ever after...
Ve sonsuza kadar mutlu yaşadılar.
"And they went back to their trailer and lived happily ever after."
"Sonra da karavanlarına gidip, sonsuza kadar mutlu yaşamışlar."
"And they all lived happily ever after!"
"Ve sonsuza dek mutlu yaşadılar!"
And so they all lived happily ever after.
Ve hepsi sonsuza dek mutluluk içinde yaşadı. SON

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]