And you're gonna help me tradutor Turco
187 parallel translation
I'm gonna stay out and you're gonna help me.
Burada kalacağım ve sen bana yardım edeceksin.
This is the only way out, and you're gonna help me.
Ve sen bana yardım edeceksin.
- And you're gonna help me.
- Bana yardım edeceksin.
I must return to my country and you're gonna help me.
Ülkeme geri dönmeme yardım edeceksiniz. Kim?
And you're gonna help me.
Ve sen de bana yardım edeceksin.
So you're gonna get out of my way or so help me God, I'll kick your ass from here to Newark and that's a lot of kicking, let me tell you.
Ya yolumdan çekileceksin ya da Tanrı yardımcım olsun... senin kıçını buradan Newark'a kadar tekmelerim ve bu birçok tekme eder. Sen söyle.
Listen, I want to help, but the lawyer said you're just gonna use me and chump me off!
Yardım etmek isterim, ama şu avukat beni Kullanıp ortada bırakacağınızı söyledi!
Me and my friends, we're gonna help you.
Ben ve arkadaşlarım size yardım edeceğiz.
You're both gonna have to help me out on this and we'll get out of here just fine.
Bunun için ikinizde yardım etmelisiniz böylece hepinizi buradan çıkarabiliriz.
Okay, we've cleaned out your garage, your back yard, and your attic, so tomorrow you're gonna help me clean out my garage, right, Al?
Pekala, garajınızı, arka bahçeyi ve tavan arasını güzelce temizledik, böylece yarın benim garajı temizlemeye yardım edeceksin, değil mi Al?
I really believe someday between your talent and maybe a little help from me... you're gonna find your own name on one of those.
Ve inanıyorum ki senin yeteneğinle ismini bunlardan birinin üzerine... yazıracaksın, benimde yardımımla tabii.
You're gonna think I'm nuts, but someone visited me in a dream and told me that Del Preston would help me put on a concert in Aurora, Illinois.
Beni deli sanacaksın, biri beni rüyamda ziyaret etti ve Del Preston bana Aurora Illinois'de bir konser düzenlemekte yardım edecek dedi.
And you're gonna help me, you little needle freak.
Bana yardım edeceksin seni iğne manyağı.
And my guess is you're not gonna be up to it without me talking. Lord, help me...
Benim görüntü dışı konuşmalarım olmazsa konuyu kaçırabilirsiniz.
You're gonna get me a real diamond, and you're gonna help him.
Bana gerçek bir elmas bulacaksın ve sen ona yardım edeceksin.
And that's how you're gonna help me, by kicking me out?
Beni kapı dışarı ederek mi yardım edeceksin?
If you are the only ones with memories of previous loops, you're gonna have to help me by learning and remembering.
Eğer önceki döngülerden anıları olan bir tek siz varsanız, bana öğrenip hatırlayarak yardım edebilirsiniz.
As long as your child lives, they'll keep coming and then you're gonna have to come to me for help.
Çocuğun yaşadığı sürece, peşinden gelecekler, sen de yardım istemek için bana gelmek zorunda kalacaksın.
Listen, honey, I gotta get some help, and you're gonna help me.
Dinle, tatlım, Yardıma ihtiyacım var ve sen bana yardım edeceksin.
I'm gonna find my brother and you're gonna help me.
Ben kardeşimi bulacağım ve sen de bana yardım edeceksin.
And you're gonna help me find her, whether you like it or not!
Ve onu bulmamda yardım edeceksin, İstesen de istemesen de...!
Look, I wanted to be a ventriloquist my whole life. You're gonna help me and not be so critical. Is that a threat?
Bak, hayatım boyunca vantrilog olmak istedim, şimdi bana yardım et, beni bu kadar sert eleştirme.
Now, look at me, please. I know you're gonna embarrass me, and I know you can't help yourself.
Biliyorum ki beni utandıracaksın ve kendine hakim olamadığının da farkındayım.
And you're gonna help me.
Sen de bana yardım edeceksin.
Listen, I know you're gonna want to help, McManus, but it'd be better for me and for my parole if this little incident just disappeared.
Dinle, yardım etmek isteyeceğini biliyorum McManus, ama bu küçük olay dikkat çekmezse benim ve tahliyem için daha iyi olur.
- And you're gonna help me turn it off.
- Ve sen bana yardım edeceksin.
Nobody's told us how to turn it off and you're gonna help me turn it off.
Nasıl kapatacağımızı kimse söylemedi ama sen kapatmama yardım edeceksin.
And you're gonna help me get it.
Sen de bana yardım edeceksin.
And you're gonna help me prove it.
Ve sen bunu ispatlamama yardım edeceksin.
- You're gonna go to Driscoll, and you're gonna tell her you need some help. And you're gonna ask her to issue me a level-three channel clearance.
Driscoll'un yanına gideceksin, çok fazla işin olduğunu ve yardıma ihtiyacın olduğunu ve Driscoll'dan bana üçüncü dereceden yetki vermesini istediğini söyleyeceksin.
And your problem is you're not gonna have anybody to help you paint this place if you keep telling me what my problem is.
Bana sorunumun, ne olduğunu söylemeye devam edersen, senin sorunun da burayı boyamama yardım edecek kimseyi bulamayışın olacak.
And you're gonna help me and tell me how to get it back.
Bana yardım edip, şansımı nasıl geri alacağımı anlatacaksın.
I'm up here to clean up your mess, and you're gonna fucking help me, or the whole world is gonna come down on your head.
Ben buraya sizin pisliğinizi temizlemeye geldim. Ve sen bana yardım edeceksin. Yoksa başınız çok büyük bir derde girmiş olacak.
And you're gonna help me nab him, right?
Ve O'nu ele geçirmek için bana yardım edeceksin, değil mi?
So if that is not you and you're not really gonna help me, and we're not really gonna screw then why don't you get the fuck out of my face and let me do my work?
Bu sen olmayacaksan ve bana yardım etmeyeceksen, bu işe bulaşmayacaksak neden karşımdan çekilip işimi yapmama izin vermiyorsun?
You're gonna help me measure with the doodad and everything,
Silindir kapla ölçü almama yardım edersin.
All you need to know is that they have something of mine and you're gonna help me get it back.
Tek bilmen gereken bana ait birşey aldılar, ve sen onu geri almamda bana yardım edeceksin.
Now you are gonna help me translate what you see but we don't know what pressing buttons will do so we're gonna have to stick with "yes" and "no," and just do it one letter at a time.
Şimdi gördüğünüzü çevirmeme yardım edin. Ama tuşlara rasgele basmak ne yapar bilmiyoruz. O yüzden "evet" ve "hayır" a bağlı kalacağız ve harf harf gideceğiz.
I'm gonna do everything I can to help you out with your problem, and you're gonna help me out with mine.
Problemini halletmek için elimden geleni yapacam ve sen de benimkini halletmeme yardım edeceksin.
And somewhere in this tower, you're gonna help me find someone who can use it who can use it to...
Ve onu kullanacak birini bu kulenin bir yerlerinde bulmama yardım edebilirsiniz. Onu kullanarak... bana dünyayı verebilecek birine.
And you... You're gonna help me.
Sen de bana yardım edeceksin.
And if I do help you get these doors up... then you're gonna lock me back in here, aren't you?
O kapıları açmana yardım edersem beni tekrar buraya kapatacaksın, değil mi?
- And you're gonna help me.
- Ve sen bana yardım edeceksin.
- Hoyle killed him two nights ago, and if you don't help me here you're gonna be bait for me out there.
- Hoyle onu iki gün önce öldürdü ve eğer bana yardım etmezsen seni yem olarak kullanacağım.
Look, if-if you think I'm gonna sit here and write your paper for you while you're getting drunk - no, just help me get it started, okay?
Bak sınava hazırlanırken içebileceğini, ve benim de burada duracağımı düşünüyorsan.... Hayır, sadece başlamama yardım et, tamam mı?
Because after all the times that you left me on hold to go... run off and help Clark, I'd hate to think that... you're gonna give me a hard time for helping Kara once. No, this isn't about Kara.
Çünkü beni yüz üstü bırakıp Clark'a yardım etmek için koşturduğun onca zamandan sonra, Kara'ya bir kereliğine yardım ettim diye beni üzdüğünü düşünmek hiç hoşuma gitmiyor.
And you're gonna help me.
Ve sen de yardım edeceksin.
There was an awful lot of heroin at your house, and if you're not gonna help me, i think i should tell you, rosalie, that there's a big difference between buying and selling.
Bana yardım etmezseniz şunu söylemeliyim ki, Rosalie uyuşturucu satın almakla satmak arasında yıllarla ölçülecek büyük farklar var. Hayır!
And now you're gonna help me find it.
Ve şimdi de onu bulmamda bana yardım edeceksiniz.
- And you're gonna help me.
- Ve sen de yardım edeceksin.
I trust you, and you're gonna help me.
Sana güveniyorum bana yardım edeceksin.