English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ A ] / And you know that how

And you know that how tradutor Turco

2,061 parallel translation
You know how I always tell that story about how I got inspired to go into politics because my dad took me to the Senate Gallery and we sat together and that's true.
Politikaya nasıl merak saldığımla ilgili hikayeyi hep anlatırım. Babam beni senato salonuna götürmüştü ve birlikte oturmuştuk, bu doğru.
And it might get broken, but that's how you know you have one.
Kırılabilir ama böylece bir kalbin olduğunu anlarsın.
They know how tough this town can be and to have someone that's in your corner and that cares about you is real nice.
Bu şehrin insanı ne kadar zorlayabileceğini... ve yanında seni önemseyen birinin olmasının çok iyi olduğunu... biliyorlar.
And I felt like he's good, and then once I met him and saw how personable he was and, like, excited and not fucked-up and you know, just like a guy that we sent him music,
Onun iyi birisi olduğunu hissettim. Sonra onunla tanıştığında onun ne kadar cana yakın olduğunu anladım, dağıtmış birisi değildi, heyecanlıydı. İşte böyle birisiydi.
that's gonna replace it. And we were just trying to figure out how we were gonna be a band down the road, you know.
Biz nasıI bir grup olacağımızı anlamaya çalışıyorduk.
And I wrote down on this paper "Andy and Ed," just because I think about Andy all the time, and in the creative process, I always think about how lucky I am to still be able to, like, you know, go in my basement or, like, pick up a guitar and, like, write a song and then manifest it if I want, figure out how to, like, record it or whatever, and that...
Bu kağıda Andy ve Ed " yazdım çünkü sürekli Andy'i düşünüyordum, ve yaratma sürecinde her zaman bilirsiniz bodrumuma inip elime gitar alıp şarkı yazabildiğim için şanslı olduğumu düşünürüm ve sonra da istersem bunu dışa vururum, bunu nasıI kaydedebileceğimi çözmeye çalışırım...
Ed has a feeling pretty much everywhere that we play, and it's such a great gauge of, you know, how the crowd's feeling, and that's, a lot of times, why the set list doesn't get done until...
Çaldığımız her yerde Ed neredeyse aynı şeyi hisseder, Çoğu zaman iş bizi dinleyen kitlenin ne istediğinde biter.
I too know how to talk with journalists and I have a feeling that from all the people in this room you're the first one who should want to keep it quiet.
Gazetecilerle konuşmayı ben de bilirim. Hem içimden bir ses, bu odadakiler arasında gürültü çıkmamasını en çok sizin istemeniz gerektiğini söylüyor.
- And how is that? - You know, long and dry.
- Bilirsin işte, uzun ve kurak.
- And how do you know that?
- Nereden biliyorsun?
You know how you hear a song, and you fall in love with it, and it may be years before you hear it again, but when you do, it instantly places you back in that moment when you first fell in love with it, as if no time had passed?
Nasıl ki bir şarkıyı dinlediğinde ona hayran kalır ve yıllar sonra dinlediğinde de bu hayranlık devam eder onu ilk kez dinlediğin ana ve yere hemencecik döner ve sanki üzerinden zaman geçmemiş gibi olursun ya.
And now you're gonna know how that feels.
Ve bunun nasıl bir şey olduğunu sen de anlayacaksın.
And how do we know the kidnapper is the same that wrote the letters that you have?
Sizdeki mektupları da benim çocuğumu kaçıranların yazdığını nereden bileceğiz?
I don't know how you found my place, but I've been doing this kind of work for a while now, and no one's ever come that close to me.
Yerimi nasıl buldunuz bilmiyorum, ama bu işi bir süredir yapıyorum, ve kimse bana bu kadar yaklaşamamıştı,
And how do you know that?
Sen nereden biliyorsun?
And how did you know that this was the reason for your arrest?
Tutuklanmanızın sebebinin bu olduğunu nereden biliyorsunuz?
I mean, that may be what the FBI sees coming in, but there's breakage, you know, how much product and cash just walks out of the door.
Yani FBI girenin öyle olduğunu sanabilir ama kayıplar var. Ne kadar mala karşılık ödememiz gereken parayı kastediyorum.
How can you know that? Because there's only six people capable of that kind of work, and if one of them did it, I'd know.
- Hamptons'daki evin ödemesi için faturaları hala çifter çifter mi kesiyorsun?
How can you know me and think that?
Teşekkür ederim.
I think her powerful woman path hit a roadblock, and you know how important that is to her.
Galiba güçlü bir kadın olmaya çalışırken bir barikata çarptı ve bunun onun için ne kadar önemli olduğunu biliyorsun.
Oh? And how do you know that?
Bunu nereden biliyorsun?
That's when you're establishing yourself - - what you know about them, what they know about you, and, most importantly, how useful you're going to be.
Kendinizi kanıtladığınız an bu andır. Haklarından ne biliyorsunuz, hakkınızda ne biliyorlar? En önemlisi de ne kadar işe yarar olacaksınız?
I don't want to be pushy or anything like that, but I know that you drove the car and I just wanted to know how you felt about it.
Israrcı gözükmek istemem, ama arabayı kullandığınızı biliyorum, ne düşündünüz onu bilmek istiyorum.
You know about the program! You know how hard I work to be an honest person, and you just took that away from me without even thinking.
Bu tedaviyi biliyorsun! beni yalancı durumuna soktun.
I think you got caught in something that you don't know how to get out of, and I think you're just trying to save your friend.
Sanırım çıkış yolunu bulamadığın bir şeyin içine düştün. Sanırım sadece arkadaşını kollamaya çalışıyorsun.
All right, which of you space dogs has the guts and know-how to harpoon that whale?
Pekâlâ, içinizden hanginizde şu balinayı zıpkınlayacak göt var?
And I did everything I could to make sure he didn't hurt her, because I know how much that girl means to you, Mama!
Ona zarar vermemesi için elimden geleni yaptım. Çünkü o kızın senin için ne kadar değerli olduğunu biliyordum, Anne!
You have evidence that Cordova's about to commit a murder, but you won't tell me how you know, and who he's gonna kill?
Elinizde Cordova'nın cinayet işlemek üzere olduğuna dair kanıtınız var. Ama bana nasıl bildiğinizi söylemeyeceksiniz ve kimi öldüreceğini de?
That's the day I stopped pretending and started being, because until you've savoured both sexes, until you know how to make both of them come like baby gorillas, you do not know shit from Shinola.
O gün, rol yapmayı bırakıp gerçekten, hissetmeye başladım. Çünkü, iki cinsin de tadına bakmadan ikisini de yavru goriller gibi boşaltmadan hiçbir bok bilmiyorsun demektir.
I know I've let you and your mom down in the past but I spent the last seven years of my life trying to figure out how to change that.
Iet oldum biliyorum sen ve aşağı annen geçmiş..... Iast benim Iife yedi yıl geçirdim.but bunları değiştirmek anlamaya çalışıyorum.
HOW DO I KNOW THAT THE LANDLORD HASN'T PAID YOU TO TRICK ME, GET SOME GOON DISGUISED AS A BUG GUY TO COME IN HERE AND KICK ME OUT OF MY APARTMENT?
Ev sahibinin beni evden atmak için böcek ilaççısı kılığına girmiş bir adam tutman için sana para ödemediğini nereden bileceğim?
I know you despise me, and I know how badly you want to see me dead, but I'm willing to bet that I know a man whom you hate even more.
Benden nefret ettiğini öldüğümü görmeyi ne kadar çok istediğini biliyorum. Ama benden katbekat daha çok nefret ettiğin birini tanıdığımı düşünüyorum.
Go to the jungle or whatever and they got like actual chemists like cartel chemists asking me chemistry stuff that I don't know how to answer because I'm not you.
Harbi kimyagerler falan olacak orada. Kartelin kimyagerleri. Kimyayla ilgili sorular soracaklar bana.
You know, I know how important it is to have guidance and to have someone help understand the complexities of the world that we live in.
Bu dünyanın zorluklarını anlamamıza yardım edecek ve bize yol gösterecek birine sahip olmanın ne kadar önemli olduğunun farkındayım.
And I want you to know how little that means to me,'cause I heard it all before, too many times.
Özür dilemenin bir anlamı yok, daha önce de diledin. Defalarca.
And you know how people say that they wish their dreams could come true?
Ve insanların buna ne dediğini biliyor musun? Hayallerinin gerçek olmasını isterler.
# I popped my head out, and I just go... to let you know, that I was going to bail you out So I said, "How much for bail?"
- Benim o. Ben paçayı sıyırdım. Çünkü kefaletini ödeyip...
You didn't know it, but you got strep from your son, passed it on to Angela, and that's how your wife knew you were having an affair.
bunu bilemezsiniz, ama bu çocugunuzdan... Angela ya geçti, ve böylece de karınız Angela ile olan ilişkinizi öğrendi.
I know how much you and your daughter were afraid of that.
Senin ve kızının bundan ne kadar korktuğunu biliyorum.
And you know that no matter how much you make me crazy, a part of me enjoys it because it reminds me that nobody else has a mom like you.
Beni her ne kadar çıldırtsan da bir yanımın bundan hoşlandığını da biliyorsun çünkü bu bana kimsenin senin gibi bir annesi olmadığını hatırlatıyor.
And how would you know that?
Peki sen bunu nereden biliyorsun?
And how do you know that, huh?
Bunu sen nereden biliyorsun peki?
He wanted you to have that and he wanted you to know... how much you meant to him.
Bunu almanızı ve onun için ne kadar değerli olduğunuzu bilmenizi istedi.
You know how I used to bring you a muffin every day? Well, I wanted to do that today, but we only had enough for one, and I was kind of hungry.
Hani eskiden sana hep çörek getirirdim ya bugün de öyle yapmak istedim ama sadece bir tane kalmış, ve ben feci acıktım.
You know, if there's a feeling of being half totally excited and half completely ready to panic, then that's how I feel.
Bir yandan çok heyecanlı diğer yandan tamamen fıttırmak diye bir his varsa eğer işte öyle hissediyorum.
And that's how I know you were with her when the attack started.
İşte o zaman saldırı başladığında onunla olduğunu anladım.
I even know that right now you're probably planning to turn me down and you're just wondering how to say it.
Hatta şu anda muhtemelen beni nasıl geri çevireceğini planlıyor, ve bunu nasıl söyleyeceğini düşünüyorsun.
If that somebody is your wife or your son or your mother and you see the eyes are open and you don't know whether somebody's there, maybe even suffering, how do you go about that?
Evdeki kişi ; karınız, oğlunuz veya annenizse... ve gözlerin açık olduğunu görüyorsunuz,... ve orada birisi var mı bilmiyorsunuz, belki hatta acı çekiyor, bununla nasıl baş edersiniz?
You don't know the guys, but we know how you got the gun that Lima used to kill Charlotte Mitchell, and you're under arrest.
Onları tanımazsın ama senin, Lima'nın Charlotte Mitchell'ı öldürdüğü silahı nasıl bulduğunu iyi biliyoruz ve bu yüzden tutuklusun.
- Look, I'm sorry that she died and she never got married and-and she doesn't know how to move on, but seriously, I mean, the whole point of this house was having one place where monsters aren't, where you don't have to apologize or hide or think about what we are.
Bak, öldüğü, hiç evlenemediği ve hayatına nasıl devam edeceğini bilmediği için üzgünüm, ama cidden, bu eve taşınmamızın tek sebebi canavarların olmadığı, olduğumuz şey için özür dilemek veya düşünmek zorunda kalmadığımız bir yere sahip olmaktı.
And that's how you know That's how you know when you truly loves someone
tek bildiğim bu birini gerçekten seveceğin zaman

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]