Anything i can do for you tradutor Turco
891 parallel translation
- Anything I can do for you gentlemen?
- Sizin için ne yapabilirim beyler?
Anything I can do for you here, Dan?
Yapabileceğim bir şey var mı Dan?
is there anything I can do for you?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
Anything I can do for you?
Baş Müfettişim, sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
Is there anything I can do for you, sir?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı efendim?
Is there anything I can do for you before I go?
Gitmeden önce senin için yapabileceğim bir şey var mı?
Is there anything I can do for you, monsieur?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı mösyö?
- Is there anything I can do for you?
Sizin için yapabileceğim herhangi bir şey var mı?
- Anything I can do for you?
- Yapabileceğim bir şey var mı?
Is there anything I can do for you?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
Well, my boy, is there anything I can do for you?
İstediğin bir şey var mı, evlât?
Is there anything I can do for you?
Yardımcı olabilir miyim?
Anything I can do for you this morning?
Bu sabah sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
- Anything I can do for you, sir?
- Yapabileceğim bir şey var mı, efendim?
If there's ever anything I can do for you, I'd be delighted. Honestly.
Senin için yapabileceğim bir şey varsa, memnuniyetle yaparım.
- Is there anything I can do for you?
- Senin için yapabileceğim bir şey var mı?
- Anything I can do for you? - Yes, there is.
- Bir şey mi istediniz?
Certainly, Mr. Minafer, anything I can do for you. GEORGE :
Elbette Bay Minafer, elimden gelen bir şey varsa.
Is there anything I can do for you?
- Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
Till tomorrow, is there anything I can do for you?
- Yarına kadar sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
Anything I can do for you?
Yardım edeceğim başka birşey var mı?
Is there...? Is there anything I can do for you?
Senin için yapabileceğim bir şey var mı?
Anything I can do for you?
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı?
If there's anything I can do for you, just give me a holler.
Eğer bana ihtiyaç duyarsanız, seslenmeniz yeter.
- Anything I can do for you on the coast?
- Dışarıda yapmamı istediğin bir şey var mı?
Anything I can do for you?
Yapabileceğim bir şey var mı?
Darling, is there anything I can do for you?
Senin için yapabileceğim bir şey var mı Norman?
Is there anything I can do for you, madam, before I go to bed?
Yatmadan önce sizin için yapabileceğim bir şey var mı efendim?
If there's anything I can ever do for you...
Eğer senin için yapabileceğim bir şey varsa...
Believe me, I can't do anything for you.
İnan bana, benim senin için yapacak bir şeyim kalmadı.
- Can I do anything for you?
- Yapabileceğim bir şey var mı?
Isn't there anything else I can do for you?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey yok mu?
Is there anything further I can do for you, my lord?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı, lordum?
Anything more I can do for you gentlemen?
Başka bir şey var mı beyler?
I'll do anything in the world for you, but I can't let you do this.
Senin için her şeyi yaparım, ama bunu yapmana izin veremem.
Afraid I can't do anything for you.
Üzgünüm ki sizin için bir şey yapamam.
Sorry, I can't do anything for you.
Üzgünüm, senin için bir ţey yapamam.
Is there anything else I can do for you?
Senin için yapabileceđim baţka bir ţey var mý?
Is there anything else I can do for you?
Senin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
Is there anything else I can do for you? Yes!
- Yapabileceğim başka bir şey var mı?
Ah, rusty or not, you can do as much for me as any other lawyer... and I reckon that ain't hardly anything at all.
Paslanmış ol veya olma benim için her hangi bir avukattan daha fazlasını yapabilirsin ve sanırım bu hiç zor değil.
Anything else I can do for you?
Sizin için yapabileceğim başka bir şey var mı?
If there's anything I can ever do for you, just let me know.
Senin için yapabileceğim bir şey olursa söylemen yeterli.
I'm afraid I can't do anything for you, Mr. Marriott.
Korkarım sizin için bir şey yapamam bay Marriott.
If I can do anything for either of you, all you have to do is call.
Ben de, size yardımcı olabilirsem eğer, tek yapman gereken beni aramak.
Anything else I can do for you, Mr. Brwon?
Yapabileceğim başka bir şey var mı, Bay Brand?
- Is there anything that I can do for you?
- Yapabileceğim başka bir şey var mı?
- Sure. I can do anything for you.
- Tabii senin için her şeyi yaparım.
- Anything I can do you for?
- Yardımcı olabilir miyim?
Well, I really shouldn't have asked, but... I'll do anything I can for you, Father.
Aslında sormamalıyım ama... Yapabilecğim bir şey olursa yaparım Peder.
- Can i do anything for you?
- Yapabileceğim bir şey var mı?