Appreciated tradutor Turco
1,731 parallel translation
Much appreciated.
Teşekkürler.
Not appreciated, shawn.
Hiç hoşuma gitmedi, Shawn.
It's appreciated.
- Makbule geçer.
In order to raise your two little boys, not that they ever appreciated it.
İki küçük çocuğunun yetiştirmene rağmen, onlar bunun değerini bilmedi.
I only wish more people appreciated us.
Keşke bizi daha çok kişi takdir etse.
It's appreciated.
Minnettarım.
Dr Hodgins, knocking would be appreciated.
Dr. Hodgins kapıyı çalman iyi olurdu.
And that's appreciated, but it's impossible.
Teşekkürler ama bu olanaksız.
The reason this place is so intensely dry can best be appreciated from a satellite view.
Bu bölgede suyun bu kadar az olmasının nedeni uydu görüntülerinden net bir şekilde anlaşılabilir.
Your display of affection is appreciated, but unnecessary.
Bu sevgi gösterisi takdire şayan fakat lüzumsuz.
I'm not exactly appreciated around here.
Buralarda pek takdir edilmiyorum.
Much appreciated, Frank.
- Nereye gidiyorsunuz?
Much appreciated.
Çok minnettarız.
Oh, much appreciated.
Çok teşekkür ederim.
You never appreciated that.
Onu hiç takdir etmediniz.
Would've appreciated a heads up before the arrest.
Tutuklamadan önce bana da haber versen sevinirdim.
She never appreciated it.
Bunu hiç takdir etmedin.
A little sensitivity would be appreciated.
Birazcık nezaket hoş olurdu.
I'm sure he appreciated that.
Eminim çok memnundur bundan.
No, but I would've appreciated a call.
Hayır, ama ben, bir telefon konuşmasını tercih ederdim.
Much appreciated.
Çok memnun oldum.
Somewhere I'm appreciated.
Değerimin bilindiği bir yere.
I don't think I've ever appreciated it.
Galiba bunun için sana hiç teşekkür etmedim.
Now if you will excuse me I'm gonna go take my cure albums where they'll be appreciated.
Şimdi, izin verirsen The Cure albümlerimi takdir edilebilecekleri bir yere götüreceğim.
You know, before I went away, I never really appreciated my life, my job, my wife, but now, now I know.
Biliyor musun, hapse girmeden önce hayatımın, işimin ve karımın kıymetini asla bilememiştim, ama artık, artık biliyorum.
I never really appreciated how wonderful tea is before.
Daha önce çayın ne kadar harika olduğunun kıymetini bilememişim.
I don't think my interference would be appreciated.
Benim karışmamın uygun olacağını düşünmüyorum.
I would have appreciated you telling me ahead of time of how lethal it tasted.
Tadının ne kadar berbat olduğunu söyleseydin memnun olurdum.
And it is this unifying imperative that needs to be recognized and appreciated.
tüm dinlerin ortak bir ana temaya sahip olduğunu görebilecek olmamızdır. Ve bunun birleştirici gücü... asıl anlaşılması ve takdir edilmesi gereken şeydir.
- it'd be much appreciated.
Ben mi?
I can't thank you enough, I really appreciated you're support.
Ne kadar teşekkür etsem azdır desteğin için minnettarım.
- Much appreciated.
- Çok teşekkürler.
And they come looking for someone who makes them feel appreciated again.
Kendilerini tekrardan değerli hissettirecek birini aramaya başlarlar.
I don't think Mother appreciated what you did for her.
Annem onun için yaptıklarını pek takdir etmezdi.
She appreciated animals.
Hayvanlara minnet duyardı.
And, Bond, if you could avoid killing every possible lead, it would be deeply appreciated.
Ve Bond olası tüm bağlantıları öldürmekten kaçınabilirsen çok memnun olurum.
It wasn't her taste but Paul Berthier appreciated Bracquemond.
Tarzı değildi ama Paul Berthier Bracquemond'i takdir ederdi.
Your kind offers are appreciated
Bu cömert teklifinize minnettarım.
He so appreciated that.
Buna çok minnettardı.
What good is it being appreciated if no one is naked?
Eğer seninle yatmıyorsa, değer vermesinin ne önemi var?
I don't know what you said to Molly to get her back to the table, - but I really appreciated it.
Molly'i masaya getirmek için ne dedin bilmiyorum ama teşekkür ederim.
I appreciated your professor sending me a young woman stenographer and not a man.
Profesörünün erkek değil de bayan bir stenograf gönderdiği için minnettarım. Erkek biri olsa anında içmeye başlamıştı bile...
Look, most nurses feel under-appreciated, especially by doctors.
Bak, hemşirelerin çoğu takdir edilmediklerini düşünüyor, özellikle doktorlar tarafından.
I know I promised no payments till after New Year, but I was just wondering if - if there was anything you can offer in the next few days, that would-that would be hugely appreciated.
Yılbaşından önce ödeme olmayacak dediğimi biliyorum ama acaba - Önümüzdeki birkaç gün içinde bir şeyler verebilirseniz bu çok makbule geçerdi.
That would be appreciated, ma'am.
Minnettar oluruz, bayan.
It's nice to feel appreciated.
Değer verildiğini bilmek güzel.
Nice to be appreciated.
Beğenilmek güzel.
My mom really appreciated it.
- Annem size minnettar.
Wish I had appreciated it more at the time.
Keşke o zaman kıymetini bilseydim.
And all this is really appreciated.
Ve bütün bunları takdir ediyorum.
- It's much appreciated.
- Çok teşekkür ederim.