Aren't you tradutor Turco
38,897 parallel translation
Aren't you?
Değil mi?
Aren't you going on your honeymoon?
Balayına gitmiyor musunuz?
Why aren't you in there with him?
Neden yanında değilsiniz?
Aren't you gonna go in there and bring down the hammer on him?
Yanına gidip iyi bir ders vermeyecek misin?
You sure these aren't loaded?
Bu silahlarin dolu olmadigina emin misin?
Maybe you didn't notice, but Fiona and Monica aren't exactly the same size.
Fark etmemiş olabilirsin ama Fiona ile Monica aynı beden değiller.
- But aren't you a junior?
- Üçüncü yılın, değil mi?
Well, we both know you aren't calling me to ask how my day was.
Peki, ikimiz de günümü sormak için aramayacağını biliyoruz.
Aren't you tired of being mindless drones?
Salak parazitler olmaktan sıkılmadınız mı?
Aren't you all tired of being mindless drones?
Hepiniz parazit olmaktan sıkılmadınız mı?
Edgar Spring! Aren't you listening?
Dinlemiyor musun?
Do you have a lot of secret scientific knowledge you aren't sharing?
Gizli bilimsel bilgilerin mi var?
Aren't you, though, a little bit?
- Ben... - Değil misin? Birazcık bile?
Well, then, why aren't you doing anything about it?
... o zaman neden bununla ilgili bir şeyler yapmıyorsun?
Why aren't you telling people?
Neden insanlara söylemiyorsun?
I mean... aren't there things you wish you never had to do again?
Yani tekrar yapmamayı dilediğin şeyler yok mu?
Are you in love with her or aren't you in love with her?
Ona aşık mısın, değil misin?
You guys aren't getting it.
Siz anlamıyorsunuz.
- Aren't you scared?
- Korkmuyor musun?
Why aren't you attacking?
Neden saldırmıyorsun?
You're worried about them, aren't you?
- Onlar için endişeleniyorsun değil mi?
You're Zeus, aren't you?
Sen Zeus'sun, değil mi? Jones, ne diyorsun?
- That was a lovely service. - You're coming back to the house though, aren't you?
- Eve geri geliyorsun... değilmi?
Well, you're certainly really good at that, aren't you?
Bu konuyu atlamada iyi değilsin, değil mi?
- Aren't you?
- Çalışmıyor musun?
Emma, aren't you tired of Creepy Pete staring at you every time you bathe?
Emma, her yıkanışında Tuhaf Pete'in seni dikizlemesinden bıkmadın mı?
And, Florence, aren't you tired of wiping your butthole with a palm frond?
Peki ya sen Florence, götünü palmiye yaprağıyla silmekten bıkmadın mı?
You're glad I'm home, aren't you?
Eve döndüğüm için memnun değil misin?
Aren't you tired?
- Yorulmadınız mı?
You're worried I'm going to hurt my better half, aren't you?
İyi yanıma zarar vereceğimden endişeleniyorsun, değil mi?
Now, you aren't clever enough to have destroyed my life on your own.
Hayatımı tek başına mahvedebilecek kadar zeki biri değilsin.
Why aren't you using your voice or acting?
Neden sesini ve oyunculuğunu kullanmıyorsun?
You're going to keep me on my toes, aren't you?
Böyle yaparak dikkatimi üzerinde tutmayı planlıyorsun değil mi?
Aren't you glad we came?
Geldiğimize memnun olmadın mı?
You're really determined to be unhappy, aren't you?
Gerçekten mutsuz olmakta kararlısın değil mi?
I'm here to take you home, aren't I?
Seni eve götürmek için buradayim, degil mi?
- You are, aren't you?
- Dur!
You really are a bitch, aren't you?
Gerçekten bir kaltaksın, değil mi?
You're looking for Professor Linley, aren't you?
Profesör Linley'i arıyorsun değil mi?
I mean, aren't you rich enough?
Yani, yeterince zengin değil misin?
Clever girl, aren't you?
Zeki kız, öyle mi?
Perhaps a better question is why aren't you?
Daha iyi soru, senin niye canın sıkkın değil olmalı.
Why aren't you trying to make me talk about it?
Neden beni o konuda konuşturmaya çalışmıyorsun?
Yeah. Now you're listening, aren't you?
- Ş imdi dinlemeye başladın, değil mi?
Why aren't you trying to make me talk about it?
Neden beni bu konuda konuşturmaya çalışmıyorsun?
You know, you aren't supposed to just drop by in this country.
Bu ülkeye hiç gelmemek gerekiyormuş...
You AREN'T going ANYWHERE.
Bir yere gittiğin yok.
Why aren't you testifying?
Sen niye tanıklık etmiyorsun?
Why aren't you off on an island somewhere exploding bombs?
Neden bombalarını patlatacağın bir adaya gitmiyorsun?
Protocol 1 is the only one that matters, and that's what you guys aren't getting!
Onemli olan tek şey Protokol 1... Ve sizin anlamadığınız şey bu.
I know you two aren't the best of friends.
İkinizin anlaşamadığını biliyorum.
aren't you sweet 50
aren't you hot 24
aren't you cold 71
aren't you clever 17
aren't you tired 48
aren't you eating 23
aren't you excited 41
aren't you curious 39
aren't you hungry 75
aren't you afraid 57
aren't you hot 24
aren't you cold 71
aren't you clever 17
aren't you tired 48
aren't you eating 23
aren't you excited 41
aren't you curious 39
aren't you hungry 75
aren't you afraid 57