Aren't you going to eat tradutor Turco
68 parallel translation
Aren't you going to eat?
Yemeyecek misin? Ölecek olsan bile yemek yemeli...
Aren't you going to eat your lunch?
Yemeğini yemeyecek misin?
Aren't you going to eat your grapefruit, sir?
Greyfurtu yemeyecek misiniz?
Aren't you going to eat? - I'm sorry, Pop, I'm not hungry.
İç dekorasyondan zerre anlamam.
- Aren't you going to eat?
- Yemek yemeyecek misin?
Kotoe, aren't you going to eat?
Kotoe, yemeğe gitmiyor musun?
Aren't you going to eat?
Yemeyecek misin?
- Aren't you going to eat your soup?
- Çorbanızı içmeyecek misiniz?
Macario, aren't you going to eat anything?
Macario, bir şey yemeyecek misin?
Of course not, Mr. K. Aren't you going to eat something?
Ben de Bay K. Yemeyecek misiniz?
- Aren't you going to eat Evan?
- Yemiyecekmisin Evan?
Hey, aren't you going to eat that?
Onu yemeyecek misin?
- Aren't you going to eat?
- Yemeyecek misin?
Um... Aren't you going to eat?
Yemek istemiyor musunuz?
- Aren't you going to eat?
- Sen yemeyecek misin?
Kelly, honey, aren't you going to eat your dinner?
Kelly, Tatlım, Yemeğini yemeyecek misin?
Aren't You Going To Get Something To Eat?
Yiyecek bir şeyler getirmeye gitmeyecek misin?
Aren't you going to eat it?
Yemeyecek misin?
Well, aren't you going to eat anything?
Yemek yemeyecek misin?
Aren't you going to eat your lunch?
Bu, Susan Nicoletti için.
Aren't you going to eat? I'll get angry.
Yesenize, kızıyorum ama.
You better eat while you can. You know our dads aren't going to catch any fish.
Sakat değilim.
Wait a minute, aren't you going to eat it?
Dur bir dakika. Yaptığım şeyi yemeyecek misin?
Aren't you going to eat that?
Yemiyor musunuz?
Sister, aren't you going to eat?
Abla, sen yemeyecek misin?
Hey, aren't you guys going to eat, too?
Hey, siz de yemelisiniz.
Aren't you going to eat any?
Siz yemeyecek misiniz?
Aren't you going to eat?
Yemek yemeyecek misin?
Aren't you going to eat, Marino dear?
Marino canım, yemek yemeyecek misin?
- Aren't you going to eat first?
- Önce yemek yemeyecekmisin?
Aren't you going to eat?
Sen yemeyecek misin?
- Aren't you going to eat anything?
- Hiçbir şey yemeyecek misin?
Aren't you going to eat that?
Sen yemeyecek misin?
Aren't you going to eat?
- Hı?
Aren't you going to wash your hands before you eat?
Yemekten önce ellerini yıkamayacak mısın?
Aren't you going to eat?
Yemiyor musun?
If you aren't going to eat you can go straight to bed.
Yemiyeceksen dogruca yata? a gidiyorsun.
- Aren't you going to eat the pie?
Elmalı tartı yemeyecek misin?
Aren't you going to eat it?
Yemiyor musun?
- Sunbenim aren't you going to eat? - We'll see.
Sunbae, yemek yiyecek misin?
You're going to eat your vegetables tonight, aren't you?
Bu akşam sebzelerini yiyeceksin değil mi?
Aren't you going to eat that?
Bunu yemeyecek misin?
Now, you aren't really going to make me eat this dreadful campus food, are you?
Bana gerçekten kampüste korkunç bir yemek yedirmeyeceksin değil mi?
Aren't you going to eat that?
Onu yemeyecek misin?
You're going to eat me, aren't you?
Beni yemeyeceksin, değil mi?
Aren't you going to eat?
* TEDDY BEAR / OYUNCAK AYI * Çeviri : Doğan Akgül İyi seyirler.
You aren't going to eat it?
Sağ ol. Yiyecek misin?
Aren't you going to eat?
Yemeğe gitmiyor musun?
- Aren't you going to eat?
Yemek hazırladım.
If you aren't going to eat anything then leave.
Yemek yemeyecekseniz çıkın gidin.
Aren't you going to eat something?
Bir şeyler yemeyecek misin?