English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ A ] / Aren't you listening

Aren't you listening tradutor Turco

170 parallel translation
- Aren't you listening?
- Dinlemiyor musun?
- Aren't you listening?
- Beni dinlemiyor musun?
Eliminating the little ones, like yours. You're listening now, aren't you?
Bu birliğin bankaları organize edip birleştirerek seninki gibi küçükleri saf dışı edeceğini düşün.
Aren't you listening?
Duymadınız mı?
You are listening, aren't you, Florence?
Dinliyorsun değil mi Florence?
Why aren't you listening to me?
Neden beni dinlemiyorsun?
Damn you, Lee, aren't you listening?
Lanet olsun, Lee, beni dinlemiyor musun?
Aren't you listening, sir? Yes. Yes.
Dinlemiyor musunuz efendim?
You aren't even listening.
Zaten dinlemiyorsunuz.
Aren't you listening?
Dinlemiyor musun?
- You aren't listening!
- Beni dinlemiyorsun!
Gi Gi, you aren't listening
Ci Ci, çok yaramazsın
If you aren't here by tomorrow evening... Sanju, are you listening?
Eğer yarın akşama burada olmazsan... Sanju, dinliyor musun?
Aren't you listening?
- Sen dinlemiyor musun?
- Aren't you listening?
- Dinliyor musun?
Aren't any of you listening?
Hiçbiriniz dinlemiyor musunuz?
Man, aren't you listening to me?
Ulan beni dinlemiyor musun?
Why aren't you listening to me, Carlos?
Neden beni dinlemiyorsun, Carlos?
- Fifty. - You fellas aren't listening to me, are you?
- Siz beni dinlemiyorsunuz, değil mi?
You aren't listening.
- Beni dinlemiyorsun.
Aren't you listening to me?
Beni dinlemiyor musunuz?
If you aren't listening, its knuckles get sore, and it moves to another house. "
Ama sen dinlemezsen, çalmayı bırakır ve başka bir eve gider ".
Aren't you listening, chunky?
Hey dinlemiyor musun bodur?
Aren't you listening, you pantywaist?
* Dinlemiyor musun, seni çıtkırıldım?
- You're listening, aren't you? - Yes, I am. Go on.
Dinliyor musun, dinlemiyor musun?
You aren't listening.
Beni dinlemiyor musun?
No, you aren't listening!
Hayır, dinlemiyorsun.
You aren't listening. It's not 130...
Dinlemiyorsunuz. 130 bin değil.
Why aren't you listening to me?
Neden beni dinlemiyorsunuz?
Aren't you listening?
Beni dinlemiyor musun?
Aren't you listening, Jackie?
Duymuyor musun, Jackie?
Aren't you listening?
Siz, beni dinliyor musunuz? Evet, evet.
- Aren't you listening to me?
Beni dinlemiyor musun?
You're listening now, aren't you?
Şimdi dinliyorsun, değil mi?
Memo, get going, aren't you listening to what I say!
Memo, hadisene, ne dediğimi duymadın mı sen?
And why aren't you listening to me?
Neden beni dinlemiyorsun?
Aren't you listening?
Duydun mu?
Aren't you listening?
Beni duyuyor musun?
Nikodinoski, aren't you listening to me?
Nikodinoski, beni dinliyor musun? Dediklerimi tekrar et.
You're not listening, you aren't talking, you aren't answering phones, doorbells
Sen ne dinliyorsun ne de konuşuyorsun. Ne telefona bakıyorsun ne de kapıya. Tıpkı baban gibi.
- Aren't you listening?
- Dediklerimi kafan almıyor mu?
Aren't you listening?
Dinlemiyor musunuz?
Hey, why aren't you listening?
Neden dinlemiyorsun?
I tried to hide... aren't you listening?
Saklanmaya çalıştım. Sen beni dinlemiyor musun?
Aren't you listening?
- Beni duymuyor musun?
Aren't you listening to me? Hang up the phone!
Kapat diyorum!
Aren't you listening to me?
Beni dinlemiyor musun?
Aren't you listening to me?
- Beni dinlemiyor musunuz?
Not even when your wickedness is in front of you for the world to see. Why aren't you listening?
İffetsizliğini bütün dünyanın görmesi için önünde sergileyecek kadar hatta!
You're listening now, aren't ya?
Şimdi dinliyorsun, değil mi?
You aren't listening to me!
Beni dinlememişsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]