Assure tradutor Turco
6,158 parallel translation
I can assure you, he didn't.
Sizi temin ederim, öldürmedi.
Well, whatever it is you think I've done, I can assure you, you are wrong.
Ne yaptığımı sanıyorsan, seni temin ederim ki, yanılıyorsun.
Obviously she needs you for something or she wouldn't be threatening my family To assure your compliance.
Sana bir şey için ihtiyacı olduğu belli olmasaydı sırf itaat etmen için ailemi tehdit etmezdi.
- I assure you, I had no idea.
- Sizi temin ederim ki, hiçbir fikrim yoktu.
I appreciate your concern, Lieutenant, and I can assure you I am a guest of the Clan MacKenzie.
Endişeniz için müteşekkirim Teğmen ve sizi temin ederim ki Mackenzie Klanı'nın konuğuyum.
Only the very best quality, I assure you.
- En iyi kalite olduğuna sizi temin ederim.
I can assure you, Lord Thomas, my loyalties lie with the King.
Sizi temin ederim ki Lord Thomas krala son derece bağlıyım.
I ASSURE YOU NO ONE KNOWS ANYTHING ABOUT US.
Seni temin ederim ki, kimse hakkımızda bir şey bilmiyor.
I CAN ASSURE YOU OF THAT.
Bunu size temin ederim.
Either way, someone will need to assure the world... of a smooth transition to the promised democratic elections. I, uh... [Sighs]
İki şekilde de, birinin dünyaya vaat edilen demokratik seçimlere geçişin güvencesini vermesi gerek.
But I can assure you that I will make sure that it never affects your bottom line.
Ama seni temin ederim ki bunun, senin durumunu etkilemeyeceğinden emin olacağım.
No, I assure you that our conversation will remain confidential.
Emin olun konusmamiz gizli kalacak.
I can assure you, Dr. Wells, he's not dangerous.
Sizi temin ederim ki Dr. Wells, o tehlikeli değil.
I assure you, I had nothing to do with that poll that was leaked to the paper this morning.
Sizi temin ederim, bu sabah gazetelere sızan şu yoklama ile hiçbir ilgim yok.
I assure you, your daughter couldn't be in better hands.
Kızının emin ellerde olduğunun garantisini veririm.
I assure you, the biscuits are delicious, and they are made with flour.
Bisküvilerin nefis olduğunu ve unla yapıldığını garanti ederim.
I assure you, Brooke, it was no publicity stunt.
Seni temin ederim Brooke, bu olay reklam amaçlı bir olay değildi.
And I can assure you that we won't stop until every crew member is safely returned to the ship and tested.
Şunu garanti ederim ki ; bütün mürettebat güven içinde gemilerine dönüp test edilinceye kadar durmayacağız.
I assure you, Mr. Lance, the only objective here is justice.
Sizi temin ederim ki Bay Lance, buradaki tek amacımız adaleti sağlamak.
But I assure you that Mr. Clarke is not a flight risk.
Sizi temin ederim Bay Clarke risk teşkil etmiyor.
I can assure you that's extremely unlikely, detective, and if they were I don't recall any dark matter lightning storms before I moved to town.
Emin olun bu hiç mümkün değil dedektif. Olmuş olsaydı, şehre taşınmadan önce karanlık maddeden meydana gelen bir yıldırım fırtınası görürdüm.
And then, I assure you, I will not trouble you again.
Ve sonrasında seni bir daha rahatsız etmeyeceğime söz veriyorum.
All I can do is assure you that I agonized over the decision.
Bu kararı verene kadar fazlasıyla kıvrandığıma sizi temin ederim.
Well, if it's to make me jealous, I can assure you it's not working.
Eğer beni kıskandırmak içinse seni temin ederim ki işe yaramıyor.
I assure you, I don't miss it.
Seni temin ederim ki özlemiyorum.
I assure you, my men are doing everything in their power to find your boy.
Sizi temin ederim, adamlarım oğlunuzu bulmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyor.
And did you assure Mr. Ross that you wouldn't become involved with Logan Sanders again?
Logan Sanders'la tekrar birlikte olmayacağınız hakkında Bay Ross'u ikna ettiniz mi?
Oh, Mr Carson,..... I can assure you the very last thing in the world that I am at this moment is offended.
Bay Carson sizi temin ederim şu an benim gücenmem dünyadaki en son şey olur.
Then let me assure you... I have no interest in exploiting her father.
Emin olabilirsin, babasını sömürme gibi bir niyetim yok.
I assure you, he did not.
Sizi temin ederim, olmadı.
I assure you, it still smells like cheap plastic and child labor.
Seni temin ederim, halen ucuz plastik ve çocuk işçi gibi kokuyor.
And I assure you, in my country, We have all modern conveniences.
Emin olabilirsin ki ülkemde son derece modern olanaklar vardır.
I can assure you, bruce, that wayne enterprises Would never countenance doing business with criminals.
Sizi temin ederim ki Bruce, Wayne Kuruluşu'nun suçlularla iş yapmasının mümkünatı yok.
I-I assure you, my friend is reliable.
Garanti ederim, arkadaşım güvenilirdir.
Listen, I can assure you that you're in serious trouble already.
Dinle, başın zaten büyük belada olduğuna dair seni temin ederim.
I assure you, Agent Gibbs, we'll cooperate with NCIS.
Sizi temin ederim ki Ajan Gibbs, NCIS'le işbirliği içinde olacağız.
A temporary setback, I assure you.
Emin olun geçici bir aksilik.
Madam, I assure you, your son is not trying to trick you.
Bayan, sizi temin ederim, oğlunuz sizi kandırmaya çalışmıyor.
I assure you, if a mistake was made,
Seni temin ederim, eğer bir hata yapılmışsa bile,
Assure us all... your loyal nobility, that we are still safe under your rule.
Hepimize, sadık soylularınıza, sizin hükmünüz altında hala güvende olduğumuzun teminatını verin.
I can assure you that I didn't realize who she was until after we...
Sizi temin ederim onun kimin kızı olduğunun farkında değildim, taa ki biz...
Prince Wu, I assure you Kuvira has the Earth Kingdom pretty much stabilized at this point.
Prens Wu, size garanti ederim ki Kuvira Toprak Krallığını neredeyse tamamen eski düzenine soktu.
I assure you, your daughter's not here.
Sana garanti ederim ki kızın burada değil.
And let me assure my fellow leaders of one thing... Anyone who crosses our borders or stands in our way will be crushed.
Ve izin verin, değerli liderlere tek bir konuda güvence vereyim sınırlarımızı geçmeye çalışan ya da yolumuza çıkan her kim olursa olsun ezip geçilecektir.
But I can assure you... I am the most likely individual in the world to prove that you are not the real killer.
Ama seni temin ederim ki senin gerçek katil olmadığını kanıtlamak isteyen tek kişiyim.
Okay, i assure you that there is nothing wrong with the plumbing.
Su tesisatında hiç bir sorun olmadığına dair sizi temin ederim.
I can assure you that nothing that mirror said is true.
O aynanın söylediği hiçbir şeyin doğru olmadığını garanti ederim.
I can assure you you'll have our complete cooperation.
Sizinle tam işbirliği yapacağımızı garanti ederim.
And I can assure you, as your banker, that your assets are protected by the formula.
Bankacınız olarak sizi temin ederim ki tüm malvarlığınız formül tarafından korunuyor.
Quite safe, I assure you.
Güvende olacak. Sana söz veriyorum.
I assure you, Lizzy, my quest to find this young woman will in no way compromise our relationship.
Seni temin ederim Lizzy, benim bu kadını bulma isteğim seninle olan ilişkimizi hiçbir şekilde etkilemeyecek.