Awaken tradutor Turco
623 parallel translation
[Blessed] So at last you awaken, Ivan Whisky.
Sonunda uyandın, Ivan Whisky.
Awaken!
Uyanın! "
Cesare will awaken from his death-like trance.
Ölüm uykusundan uyanmak üzere. Yaklaşın!
"Awaken for a moment from your dark night..."
Uyan ve çık bir anda karanlıklardan!
At times the illusion of love may outlast the image of a dingy room but awaken we must.
Yeri gelir sevginin o sanrısı, pis bir odanın görüntüsünden daha uzun sürebilir ama bunun farkına varmamız gerekir.
Shall I awaken the master?
Beyefendiyi uyandırayım mı?
You will not remember what I show you now, and yet I shall awaken memories of love and crime and death.
Şimdi size göstereceklerimi anımsamazsınız'yine de aşka, günaha ve ölüme ilişkin kimi anıları canlandıracağım.
You were mean not to awaken me.
Beni uyandırmaya niyetin yoktu.
Awaken Herr Poelzig at once and take us somewhere where I can dress the lady's injury.
Derhal bay Poelzig'i uyandırın ve bana hanımefendinin yaralarına bakabileceğim bir yer gösterin.
Now you must rest and when you awaken, everything will be over.
Şimdi siz yatıp dinlenin, kalktığınızda her şey bitmiş olacak.
- Did I awaken you, Grandma?
- Uyandırdım mı seni büyükanne?
I've questioned my conscience through the deep hours of the night only to awaken in greater confusion.
Gece geç vakitlere kadar vicdanımı sorguladım sırf bu karışık durumdan çıkayım diye. Bırak gideyim.
Give him to drink to awaken and has the occason meditation
Onu uyandırmak için bir içecek getir, düşünmeye fırsatı olsun.
I know it's extremely cruel to awaken anyone at such an hour.
Biliyorum, birini bu saatte uyandırmak çok zalimce.
I've been awaken by many things, but never by a concert.
Çok şey tarafından uyandırıldım fakat hiç konserle uyanmamıştım.
To awaken like Byron and find yourself famous?
Byron gibi, uyandın ve kendini ünlü olarak mı buldun?
I was to awaken in the morning to find my dreams of Lowood shattered.
Sabahleyin Lowood hakkındaki hayallerimin paramparça olduğunu görerek uyandım.
Just a minute, my good friend Cigolini has put the young lady's mind to sleep and Cigolini is not sure just when she is going to awaken.
Biraz bekle, sevgili dostum Cigolini küçük hanımı uyku moduna geçirdi ve Cigolini ne zaman uyanacağı konusunda emin değil.
I'm sorry, i tried not to awaken you.
- Aslında uyumuyordum.
Once more, I'll awaken the sweetness of thy slumbering strain in tears our last farewell was taken and now in tears we meet again yet, even then while peace was singing her halcyon song o'er land and sea though joy and hope to others bring ye she only brought new tears to thee
Senin o tatlı uykulu sesinle bir kez daha uyandırılacağım gözyaşları içinde vedalaşmıştık ve yeniden gözyaşlarıyla kavuştuk Huzur, toprağa ve denize dingin şarkısını söylerken, herkese de sevinç ve umut getirdi o ise sana sadece yeni acılar verdi.
What time shall we awaken you?
Sizi saat kaçta uyandıralım?
Calm down, you will awaken the whole house.
Bunu yapmak istemezsiniz.
Only that the Lord has sent me to awaken the conscience of mankind to the coming of the holy one.
Sadece Tanrı'nın beni Kutsal Kişi'nin gelişini haber vermek için gönderdiğini söyledim.
Christopher. Why didn't you awaken me?
Christopher neden beni uyandırmadın?
The origin of this story goes back to medieval times, when Japan had not yet emerged from the Dark Ages and mankind had yet to awaken as human beings.
Efendi Sansho efsanesinin kökenleri Japonya'nın Karanlık Çağlardan henüz çıkmadığı, insanlığın daha kendini keşfedeceği Heian döneminin son zamanlarına uzanmaktadır.
I'd rather have you awaken her, Uncle.
Amca ben yine de onu uyandırmanı isterim.
Won't you awaken her?
Onu uyandırmayacak mısın?
Less, it would awaken.
Daha azı ise ayıltır.
If it moves in closer, you will awaken me immediately.
Eğer yakınlaşırsa beni derhal bilgilendir. Emredersiniz kaptan.
Next week when you awaken, you will feel compelled to tune in again when we promise to bring you another story and three less soporific commercials.
Gelecek hafta uyandığınızda, kanalı tekrar açma zorunluluğu hissedeceksiniz, çünkü o zaman size bir başka öykü getirme sözünü veriyoruz. Ve de ek olarak daha az uyutucu üç reklam.
If only he would vanish when I awaken.
Uyandığımda keşke yok olmuş olsa.
But emotionally, to her, his death is like a bad dream... from which she'll awaken and find him again.
Ama duygusal olarak, ona göre Mark'ın ölümü kötü bir rüya... ve uyandığında onu tekrar bulabilecekmiş gibi.
Why didn't you awaken me?
Beni neden uyandırmadınız?
Why didn't you awaken me?
Neden beni uyandırmadın?
Tomorrow you awaken to your new life :
Yarın yeni hayatında uyanacaksın
And you'll awaken
Ve sen uyanacaksın,
One day you'll awaken
Bir gün uyanacaksın
You do not have shame to awaken the mother in me
İçimdeki annelik dürtüsünü uyandırmaya utanmıyor musun?
Oh, please, miss, let's not talk about age. "Don't awaken desperate sorrow, because my heart would suffer!"
Rica ederim yapmayın, kanayan yarama parmak basmayın.
You might awaken her, sir.
Onu uyandırabilirsiniz, bayım.
Last night, You should have awaken me.
Dün gece beni uyandırmalıydın.
I'LL TOUCH YOUR HAND, AND WHEN I DO YOU WILL AWAKEN FEELING REFRESHED AND YOU WILL REMEMBER EVERYTHING YOU'VE SEEN.
Eline dokunacağım, ve bunu yaptığımda sen uyanacaksın ve gördüğün her şeyi hatırlayacaksın.
WHEN YOU AWAKEN YOU WILL REMEMBER ONLY THAT YOU ARE RUTH WARDEN.
Uyandığın zaman sadece Ruth Warden olduğunu hatırlayacaksın.
Now my assistants are going to awaken our patients.
Şimdi asistanlarım hastalarımızı uyandıracak.
As you awaken, you will be drinking. ... and you will remember everything.
İçerken uyanacak ve her şeyi hatırlayacaksın.
"Now, if there were one who had as much patience as zeal, he might awaken her..."
İstekli oldukları kadar sabırlı olabilselerdi,.. ... onu kurtarabilirlerdi. "
"... might awaken her to a consciousness of her immortal nature. "
"... ölümsüz ruhu bununla biraz sağduyu kazanmış olabilirdi.
And how do we awaken him?
Peki onu nasıl uyandıracağız?
We must awaken.
Uyandırın onu, çocuklar, yoksa yakalanacağız!
He'll awaken all Paris.
Tüm Paris'i ayağa kaldıracak.
But surely I made enough noise to awaken the dead. The government of France.
Fransız hükümeti demek!