Bagger tradutor Turco
95 parallel translation
Two-bagger.
İkinci kale.
My fatal charm will slam a four-bagger
Kişisel çekiciliğim sonunda sizi ilgisiz bırakmayacak.
That's a two-bagger, Miss Melonsmelon.
Tepeleme verdiniz.
But since the bagger doesn't know that, he stays and we leave.
Paketçi bunu bilmediği için o bekliyor ve biz ayrılıyoruz.
He was practising the bagger's position.
Paketleme pozisyonu için denemeler yapıyordu.
- lt is the bagger's prerogative.
- Paketçi'nin hakkı bu.
You're the first bagger I ever met to go snipe hunting twice in the same night.
Aynı gece de iki kere çulluk avına giden tanıdığım ilk paketçi sensin.
Give me one with a four-bagger in it, son.
4'lüğü ver, evlat.
He's a nickel-bagger.
- Kıçıkırık bir satıcı alt tarafı. Hadi.
This has four-bagger all over it, Mulder.
Yaptığının dört cezası birden var, Mulder.
Tears will normally get you the double-bagger.
Ağlarsınız torbanızı iki kat doldurursunuz.
Bagger Vance the name.
Adım Bagger Vance'di.
And that, they say, is how Bagger Vance became Junuh's caddie.
Ve diyorlar ki, Bagger Vance nasıl Junuh'nin yardımcısı oldu.
Folks call me Bagger.
- Arkadaşlarım bana Bagger der.
Yes, sir, Bagger, sir.
Evet, efendim, Bagger, efendim.
Bagger Vance or Miss Adele Invergordon.
Bagger Vance mı yoksa Bayan Adele lnvergordon mu?
So Bagger and I walked the course that night, measuring'away.
Bagger ve ben o gece sahaya gittik ve ölçüm yaptık.
Bagger never wrote down a number.
Bagger bir tek rakam bile yazmadı.
Hello, Bagger.
Meraba, Bagger.
Mr. Bagger Vance.
Bay Bagger Vance.
- It's just a game, Bagger.
- Bu sadece bir oyun, Bagger.
You got an answer for everything, don't you, Bagger?
Her şeye bir cevabın var, değil mi, Bagger?
Junuh kept asking question after question about the field, while Bagger just acted like nothin'much had happened... and kept makin'remarks about how much Hagen's socks must have cost... and how long to dry tobacco leaves before they make a good smoke.
Junuh saha hakkında sorular sorup durdu o sırada Bagger hiçbir şey olmamış gibi davranıyor... ve Hagen'ın çoraplarının kaç para olduğuna dair yorumlar yapıyor... ve iyi bir içim için tütün yapraklarını ne kadar kurutmak gerektiğini anlatıyordu.
Bagger, my putter's got more loft than this thing.
Bagger, benim golf sopam bundan daha çok işe yarar.
Junuh had discovered, as Bagger so eloquently put it, how to stop thinkin'without falling'asleep.
Junuj, Bagger'ın deyimiyle, uyumadan düşünmeyi bırakmayı keşfetti.
I think the driver, Bagger.
- Driver'u kullanacağım Bagger.
Where's that driving'iron, Bagger?
İron'ım nerede, Bagger?
Tell him, Bagger.
Söyle ona, Bagger.
Hey, Bagger?
- Hey, Bagger?
You've got to tell him not to do it, Bagger!
Bunu yapmamasını söylemek zorundasın, Bagger!
He needs you, Bagger.
Sana ihtiyacı var, Bagger.
As Bagger once said, it's a game that can't be won, only played.
Bir keresinde Bagger'ın söylediği gibi, bu bir oyun kazanılamaz, sadece oynanır.
I'm giving this pig a double-bagger and a comic condom.
Bu aynasıza iki sayı ve bir çizgi roman kaputu veriyorum.
He's a nickel-bagger.
O bir dilenci.
When you're done, you put the dress here... on the bagger, you put a plastic bag over it... and you put it on that rack for me, okay?
İşin bitince, elbiseyi buraya koy... naylon poşete koyup... askıya as, tamam mı?
Well, I was trying to watch The Legend of Bagger Vance again.
Çoktan uyumuştun. - Yine "Efsanenin Dönüşü" nü izlemeye çalıştım.
Like Denzel Washington in The Preacher's Wife, or Will Smith in Bagger Vance, or Slimer in Ghostbusters.
Aşk Meleği'ndeki Denzel Washington, Bagger Vance Efsanesi'ndeki Will Smith, ya da Hayalet Avcıları'ndaki Slimer gibisin.
When I worked as a bagger at a supermarket... all I thought of was becoming famous.
Süpermarkette poşetleri doldururken... Tek düşündüğüm ünlü olmaktı.
Bagger at Grocery Plus.
Bakkal Ayrıca at Bagger.
Good tip, Bagger Vance.
Güzel ipucu Bagger Vance!
We're killing a morning babysitting a third-string dime bagger.
Önemsiz birini izleyerek vakit öldürüyoruz.
Whether it's a friendly greeting from the world's slowest bagger.
Dünyanın en yavaş poşetçisinden arkadaşça bir merhaba olsun.
- I'm a bagger, and...
Ben torbacı çocuğum ve... Saçmalama.
Overall looks. We've got everything from model material to triple bagger.
"Manken gibi" den "Çirkin seksi" ye kadar her şey var.
In Camden County if you were a champion bagger, it usually meant that you bagged a lot of chicks.
Camden'da, eğer şampiyon bir torbacıysanız, genelde insanların anladığı, bol miktarda hatun torbaladığınızdır.
But Joel was a different kind of bagger.
Ama Joel farklı bir torbacıydı.
- A natural bagger.
- Doğal torbalama yeteneği.
Work with me, and we'll win the National Bagger title together.
Benimle çalış, beraberce Ulusal Torbalama yarışmasını kazanalım.
He also went by the name of Bagger Lance.
Kendine taktığı isim, Torbacı Lance idi.
Bagger Lance had both his hands perfectly coordinated.
Torbacı Lance'in elleri ahenk içinde işliyordu.
A minute ago I was a four-bagger.
Bir dakika önce, dört cezam birden vardı.