English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ B ] / Baker

Baker tradutor Turco

3,435 parallel translation
GARY : He's a baker.
Kendisi bir fırıncı.
I would rather you went to the baker's.
Pastaneden almanı tercih ederim.
You're talking about the guy that signed Ralph Garr, Dusty Baker... Dale Murphy, Tom Glavine, Chipper Jones.
Sen de Ralph Garr, Dusty Baker, Dale Murphy, Tom Glavine Chipper Jones gibileriyle sözleşme yapan herif hakkında konuşuyorsun.
Baker, you have the windbreaker and cap.
Baker, rüzgarlıklı ve şapkalı olanı alıyorsun.
Maybe a baker's dozen?
Belki de 13.
A nod has to go to our good friend the baker here, who has crafted these delightful novelty cakes honoring each and every bloodbath for, lord knows, I don't know how long.
Bir tebrik de her ama her katliamın şerefine şu leziz orjinal pastaları ustaca yapan güzel pastacı dostumuza gelmeli. Tanrı bilir ne kadar sürede yapıyor.
I've already called in a great surgeon from Montgomery that I know, Ed Baker. He's on his way.
Montgomery'den tanıdığım iyi bir cerrah olan Ed Baker'i aradım, geliyor.
Good morning, Baker.
Günaydın Baker.
BAKER : Very good, sir.
- Çok iyi efendim.
A nurse, a teacher, or a baker... whatever it is, I want her to have a job she loves.
öğretmen ya da fırıncı olsun ne istiyorsa onu olsun isterim.
Baker, one of us needs glasses.
Baker birimizin gözlük alması lazım.
It's Detective Baker in the commissioner's office.
Emniyet müdürünün ofisinden Dedektif Baker.
We've been trying to cover...
İşlerinizi ayarlamak için- - - Teşekkürler Baker.
Baker... where were we?
Baker, nerede kalmıştık?
Thank you, Baker.
Teşekkürler Baker.
I'm sorry, Baker. If I told the archbishop I wouldn't do it, why am I looking into it?
Baş piskoposa bunu yapmayacağımı söylediysem neden bunu araştırıyorum?
It's a good thing I splurged on this "suddenly Sherlock CSI Baker Street kit," right?
İyi ki Sherlock CSI Baker Street takımımı yanıma almışım.
Max is the baker.
Merhaba desene Max.
We gotta get to the Baker Street dog park.
Baker Sokağı Köpek Park'ına gitmemiz gerekiyor.
Baker's out today.
Aşçılar bugün çalışmıyor.
One, not the Baker's dozen that you seem intent on conjuring.
Tek bir kişi. Sizin paketlediğiniz bir düzine insanın değil.
You're that singer, Shawnee Baker.
Siz o şarkıcısınız. Shawnee Baker.
We listen to some Anita Baker.
Anita Baker dinliyoruz.
"Mademoiselle" Zak, the baker!
Bu bayan fırıncı!
Horton Baker is one of the best lawyers in town.
Horton Baker şehirdeki en iyi avukatlardan biridir.
Horton Baker is a friend of mine.
Horton Baker benim arkadaşımdır.
Horton Baker.
Horton Baker.
- Make it a baker's dozen. Two more just came out of the hangar.
13 kişi, hangardan iki kişi daha çıktı.
Uh, Bob said that you were one hell of a Baker, but he didn't tell me much about your case.
A, Bob dedi ki, fırıncılıkta bir numaraymışsınız,... ama davanızla ilgili pek fazla bir şey anlatmadı.
A Baker August Five Thousand, hospital grade.
Baker August 5000 Hastane bölümü.
Robert Baker.
Robert Baker.
Baker, would you please sit down?
Baker, lütfen oturur musun?
Kevin Baker.
Kevin Baker.
Maybe Tamara Baker was Sadie.
Belki Tamara Baker, Sadie'dir.
Running Kevin Baker's name.
Kevin Baker'ın ismini arıyorum.
Guy holds his own press conference, somebody's got to go, and it's not gonna be me. Baker?
Adam basın toplantısı düzenliyor biri gitmeli, ve bu ben olmayacağım.
I have a luncheon.
Baker. Bir yemek davetine katılacağım.
Baker, could you call the Yankees and tell them DCPI Moore is going to have to take a rain check today?
Baker, Yankees takımını arayıp....... emniyet müdür yardımcısı Moore'un katılamayacağını bildirir misin?
And I had to go into the belly of the beast, who I affectionately nickname Persephone, and do some machine whispering--thank you- - which is good, because this one is a doozy.
Aslanın inine girmem gerekti. ve ben Persephone makinelere fısıldadım. Emma Baker.
Emma Baker was a divorced math teacher.
Emma Baker Matematik öğretmeni, boşanmış,
She's the baker.
Kekleri hazırlayan.
- You're the baker?
Demek kekleri hazırlayan sensin.
I'm the baker. Hmm.
Benim.
You're the baker.
Demek kekleri hazırlayan sensin.
[Weakly] I'm the baker.
Benim.
Again, pleasure, Mr. Prime Minister. Thank you, Commissioner. Detective Baker will show you out.
Yine zevkti, Sayın Başbakanım.
Yes, Baker?
Evet, Baker.
Thank you, Baker.
Sen devam et.
Baker gone-
Aşçı yok-
Tamara Baker, 19.
Tamara Baker, 19.
Thank you, Baker.
Teşekkürler, Baker.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]