Bald tradutor Turco
3,928 parallel translation
To my surprise, this inadvertently recorded the event between Peter and our bald man in the lab.
Bak sen şu işe ki, biz farkında olmadan Peter ile kel adamın arasında geçenleri de kaydetmiş.
Police are looking throughout london for a bald, moderately unattractive man, seen around parliament square last night.
Polis Londra'nın dört bir yanında dün gece Meclis Meydanı'nda görülen kel, kısmen itici bir adamı arıyormuş.
And nothing better happen to that bald piece of shit over there.
Bitti. Oradaki keltoş piçe sakın bir şey olmasın.
The real estate broker whose bald spot I slave to hide on a weekly basis would beg to differ.
Hani şu her hafta kel noktalarını kapattırmak için gelen emlakçı aynı fikirde değil.
Why would you meet such loser? Sunbae! * * * he must been college upper class mate * * *
- Baldırı çıplak biriyle niçin görüşüyorsun?
That and the fact I told her my partner was a bald 50-year-old fat man, which you are clearly not.
Ayrıca ortağımın 50 yaşında kel ve şişman bir adam olduğunu söyledim. Ki hiç öyle değilsin.
Why are you looking at pictures of bald, fat men?
Sen niye şişko ve kel adamların resimlerine bakıyorsun?
The abrasions to the fibula and the tibia are all in the same downward direction.
Hayır, baldır ve incik kemiklerindeki aşınmalar hep aynı şekilde, aşağıya doğru.
But based on the length of her fibula, I'd say she was anywhere from 154 to 161 centimeters tall.
Ama baldır kemiğinin uzunluğuna göre boy uzunluğu 154-161 cm arasında olmalı.
Maybe Darren somehow found out that his wife's sister was responsible for his brother Owen's death.
Belki de Darren baldızından, Owen'ın ölümünden onların sorumlu olduğuyla ilgili bir şey öğrenmiştir.
Big tall bald guy?
İri, uzun, kel bir adam.
and I don't have to be ashamed about wearing my calf-length leather duster.
Ve baldırlarıma kadar inen deri paltomu giymekten de utanmıyorum. - Utanmalısın.
I spent most of sixth grade with a bald spot on my head.
6. sınıfın çoğunu kafamda bir yerde saç olmadan geçirdim. - Sakın bana müziğin bir fark yaratmayacağını söyleme çünkü yaratabilir. - Ne?
However, my in-law wants to open a shop
Bu arada, baldızım bir dükkan açmak istiyor.
♪ Your big bald head Your big bald head ♪
O kel kafan, kel kafan
♪ I'd say your big bald head in the knob ♪
Tokmak gibi olan kafan
♪'Cause you are bald, and you are here ♪
Çünkü kelsin ve karşımdasın
Nor does it belong to the funny little bald man who broke 15 laws trying to obtain it, 3 of which involved what I can only hope was a fake rubber child.
Bunu elde etmek için 3 tanesini oyuncak lastik bebekle ihlal ettiğini düşündüğüm 15 tane yasayı çiğneyen küçük kel adama da ait değil.
Your wife's sister.
Baldızın.
Some time goes by, you get past the bald head and the- -
Biraz zaman geçtikçe, kafam kabak olduğunda ve...
And I'm sorry, Ted cannot pull off bald.
Ayrıca kusura bakmayın da, Ted dazlak olamaz.
So if you want to go and marry that boring, rich, semi-bald guy, and spend the rest of your life not laughing, then fine, go ahead and do that.
Yani eğer sen sıkıcı, zengin, yarı kel olan adamla evlenip,... hayatının geri kalanını somurtarak geçirmek istiyorsan tamam o zaman, git evlen.
This is just a bald attempt to force the City to hand over a tape of Aidan's 911 call.
Bu Belediyenin bize Aidan'ın çağrı kaydını vermeye zorlamak için yaptığımız yalın bir girişim sadece.
You used to be bald, Mr. Bullock?
Bir zamanlar keldiniz öyle değil mi Bay Bullock?
You have beautiful calves.
Çok güzel baldırların var.
The eagle gets his comeuppance for once, put in his place by a lowly crow.
Kartal ettiğini buluyor. Baldırı çıplak bir karga ona haddini bildiriyor.
Mandela? The bald guy from Deal or No Deal?
'Tamam mı Devam mı'daki kel adam mı?
Couldn't you be bald and fat?
Kel ve şişman olamaz mıydın?
It went down exactly the way my girl said it did, you mean, bald man.
Tam da bizim kızın anlattığı gibi oldu herşey seni kaba, kel adam.
It's in my contract that I only play blondes, non-Irish redheads, or bald sex robots.
Bunlar anlaşmamda yazılıydı. Ben sadece sarışını, İrlandalı olmayan kızılı ya da dazlak seks robotunu oynarım.
Yes, now take off that bald cap, Kenneth.
Evet, şimdi o kel başlığını çıkar Kenneth. - Yapacak çok işimiz var.
We have a lot of work to do. Of course, take off my bald cap.
- Elbette, kel başlığımı çıkarayım.
In prison, I was part of a fake family with a bald woman, and our son was a basketball with a wig on it,
Hapiste, kel bir kadınla sahte bir ailem vardı ve oğlumuzda peruklu bir basket topuydu. Ama peki.
Bald eagles?
Kızılderilileri.
Might want to throw some seeds up on that bald head of yours.
O kel kafana da bir parça ekmek isteyebilirsin.
Honey is just honey.
- Evet, tabi. Bal sadece baldır.
Bald, gray beard, tan jacket.
Kel, kır sakallı, sarımsı ceketli.
You know, unless there's a bald-headed bear.
Bilirsin, kel kafalı bir ayı varsa işler değişir. - Evet.
Put up your Dukes, you bald fiend!
kaldır pençelerini, seni kel düşman!
I'm bald as hell! See? !
Ben zaten kelim!
And fuckin'calves like canned hams, man.
Kocaman baldırları olan bir kadın.
The bald one is "V", and the scruffy one is "K."
Kel olan V, kötü giyimli ise K.
I'm glad we live in a world where Cubs fans keep hoping, and that weird bald kid keeps trying to kick that ball.
Cubs hayranlarının hâlâ ümitvar olduğu bir dünyada yaşadığımıza seviniyorum. Ve o tuhaf kel çocuk hâlâ topa vurmaya çalışıyor.
Is that a bald cap on your head, because you know what?
Kafandaki saçsız peruk mu, çünkü ne var biliyor musun?
Remember that he's younger there, he might not be bald.
Unutma ki, o zaman daha gençti, kel olmayabilir.
I'm going bald with the stress.
Bu stres yüzünden kel kalacağım.
Here, Charlie, we got you a 45-year-old bald man for your birthday.
"Al Charlie, doğum günün için sana 45 yaşında bir kel adam aldık."
That's my sister in law.
Baldızım.
That is a bald-faced lie.
- Yalan söylüyorsunuz.
The bald man I keep seeing in my visions.
Hayallerimde görüp durduğum o kel adam.
Bald top and paunch down, how can you be Rangeela?
biliyormusun aşagı göbek, üst kel sen Rangeela?