Based on what evidence tradutor Turco
30 parallel translation
Based on what evidence?
Ne gibi kanıtlara dayanmakta?
And this is based on what evidence?
- Ve bunu hangi kanıtlara dayanarak söylüyorsunuz?
Based on what evidence? Broken glass, opium.
- Hangi delile dayanarak?
Based on what evidence?
- Hangi kanıtlara dayanarak?
But, based on what evidence?
- Ama hangi kanıta dayanarak?
- Based on what evidence?
- Hangi kanıttan yola çıkarak?
Based on what evidence?
Hangi delile dayanarak peki?
Based on what evidence, your honor?
- Hangi kanıta dayanarak, Sayın Yargıç?
Based on what evidence?
Hangi delile dayanarak?
Based on what evidence?
Neye dayanarak?
Mr. McBride asks you to believe in a fantasy that Ryan Larson was testing weapons and that Borns Tech blew him up, based on what evidence?
Bay McBride sizden Ryan Larson'ın yasadışı silahlar test edip Borns Tech'in onu havaya uçurduğuna inanmanızı bekliyor, hangi kanıtlara dayanarak?
Based on what evidence?
Hangi delillere dayanarak?
Based on what evidence?
Hangi kanıta dayanarak?
Michaela, if I ignore all this evidence... and we embark on a therapy based on erucic acid... Something goes wrong. What then?
Michaela, eğer bu kanıtları yok sayar ve..... erusik asit tedavisine başlarsam ya birşeyler yanlış giderse?
Based on what other evidence?
Başka ne kanıt var?
But as to the distinctions between the words, we're trying to call what we have seen so far, as best as we can, and based, again, on the evidence, we have every reason to believe that acts of genocide have occurred.
Ama kelimeleri birbirinden ayırmak için şu ana kadar görmüş olduklarımızı en iyi şekilde ifade etmeye çalışıyoruz. Ve tekrar kanıtlara dayanarak soykırım yapıldığına inanmak için her türlü sebebimiz var.
Based on what she's telling me, the police who went into her apartment couldn't find any evidence of a break in.
Anlattıklarına göre, polisler eve zorla girildiğine dâir kanıt bulamamış.
Based on what evidence?
Neye dayanarak söylüyorsun?
What we're seeing here is fantastic experimental evidence for the creative power of systems based on simple rules.
Burada gördüğümüz şey, basit kurallara dayanan bir sistemin yaratıcı kudretinin harika bir deneysel kanıtıdır.
If I may, what if based on empirical evidence,
Söz alabilir miyim, görsel kanıtlara dayanarak,
What violates justice the most is a ruling that's not based on evidence.
Delile dayalı olamayan bir karar adaleti ihlal etmektir.
Based on your years of experience, the evidence collected at the motel, and the preliminary autopsy report, what kind of investigation were you conducting?
Uzun yıllara dayanan tecrübelerinize motelden toplanan delillere ve ön otopsi raporuna göre, ne tür bir soruşturma yürütüyordunuz?
We've already located a significant piece of evidence based on what Sean told us he heard.
Sean'ın duyduğunu söylediği şey hakkında bir parça delil ele geçirdik.
- Based on what fucking evidence, Dexter?
Hangi delile dayanarak konuşuyorsun amına koyayım, Dexter?
Based on what... evidence?
Neye dayanarak... hangi kanıta?
If Henry can cut off my head based on rumors he creates himself, imagine what would happen to Bash with actual evidence.
Eğer Henry kendi yarattığı söylentilerle kellemi alabiliyorsa, Bash'ın başına gerçek delillerle ne geleceğini sen düşün.
And you are here today because it's your job to determine what the facts are, based on the evidence presented to you through the testimony of sworn witnesses.
Bugün burada, yeminli tanıkların ifadeleri ışığında delillere bakarak gerçeğin ne olduğu tespit etmek için bulunmaktasınız.
What Mrs Johnson means is that our work is based on empirical evidence.
Bayan Johnson'ın kastettiği bizim çalışmamızın deneysel kanıtlar üzerine kurulu olduğu.
You know what I'd do if the D.A. brought me a case like that, based on conjecture, without a single witness or piece of evidence?
Savcılık beni böyle tahmin dolu, şahitsiz ve kanıtsız bir davaya atasa ne yapardım, biliyor musunuz?
Based on what evidence?
- Neye dayanarak?