Bathroom tradutor Turco
17,652 parallel translation
And he drives me here and I asked to go to the bathroom.
Beni buraya getirdi, tuvalete gitmek istedim.
As soon as I got to the bathroom, I just stashed my championship football ring in the medicine cabinet.
Tuvalete girer girmez futbol şampiyonluk yüzüğümü ecza dolabına sakladım.
It's in the bathroom cabinet above the sink.
Lavabonun üstündeki banyo dolabında.
You're going to say you have to go to the bathroom.
Tuvalete gitmen gerektiğini söyleyeceksin.
"Hey, tonk, go to the bathroom," or, "Come eat your food, tonk," or...
Yani "Gerzek banyoya git" veya "Gel de yemeğini ye, gerzek" falan mı diyorsun...
It was my idea to fuck you, sweetheart, it wasn't my idea to clean your bathroom.
Seninle sikişmek benim fikrimdi tatlım... ama senin banyonu temizlemek benim fikrim değildi.
I was gonna grind on the dance floor until the song ended and then suck you off in the bathroom.
Müzik bitene kadar orada dans edecektim sadece. sonra da banyoda sana sakso çekecektim.
I'm going to make quick stop at the bathroom.
Ben tuvalete gideyim.
Actually, can I... I really need to go to the bathroom, okay?
Cidden lavaboya gitmem gerek.
He doesn't need to go to the bathroom.
- Lavaboya gitmesine gerek yok. - Gerçekten gitmem -
Hey... I need to go to the bathroom, is it through that door?
Hey... tuvalete gitmek gerekir, o kapı?
I'm going to the fucking bathroom
Lanet banyo olduğum
Bathroom salts more paranoid So how about you sit down and leave the conversation to the adults?
Banyo tuzları paranoyak yani ne sen otur ve onu yetişkin konuşmasına izin olur?
Are you in the bathroom?
- Tuvalette misin?
I really don't need you to take me to the bathroom.
Beni lavaboya götürmene gerçekten gerek yok.
I just gotta use the bathroom, and I'll get out of your hair.
Benim bir lavaboyu kullanmam lazım, ondan sonra giderim.
Yeah, he's just in the bathroom, then he's gonna go.
Evet, lavaboda. Sonra da çıkacak.
Hey, do you, ah, do you have a bathroom I can use?
Kullanabileceğim bir tuvaletiniz var mı?
I just need to use the bathroom.
Tuvalete gitmem lazım.
Okay, uh, I'm just gonna use the bathroom really quick, okay?
Tuvalete gidip geleceğim hemen, tamam mı?
The bathroom's in the hall.
Banyo koridorda.
Are you going to the bathroom during class?
Ders sırasında tuvalete mi gidiyorsun?
I need to go to the bathroom.
- Tuvalete gitmem gerek.
No, I mean, I really need to go to the bathroom now.
Olmaz, acilen gitmem gerekiyor.
Mr. Reed, I have to go to the bathroom.
Bay Reed, tuvaletim geldi.
- The bathroom?
- Lavabo?
Bathroom, mostly.
Çoğu, lavaboda.
♪ Has been shuttered ♪ ♪ I miss your bathroom policy ♪
# Kapatmışlar #
And now we've got 40 employees, and half the luxury hotels in America have our bathrobes on the bathroom door.
Ve şimdi 40 çalışanımız var.. Ve Amerika'daki lüks otellerin yarısının.. .. banyo kapısında bizim bornozlarımız var.
Maybe he went to the bathroom...
Belki lavaboya gitmiş olabilir.
Over there was the bathroom.
Orası tuvalet banyoydu.
Bathroom here, kitchen, bedroom, dining room.
Tuvalet - banyosu mutfağı, yatak odası yemek odası.
I run to the bathroom, stick my finger down my throat.
Lavaboya koştum ve parmağımı boğazıma soktum.
Where's the bathroom?
Banyo nerede?
I need to get to the bathroom.
Tuvalete gitmem gerekiyor.
Well, I've had more than my share of toilets reversing their shit and piss and dead goldfish all over my bathroom floor.
Tuvaletlerin boku, sidiği ve japon balıklarını geri püskürttüğünü yeterince gördüm.
And Puerto Ricans are not the one clogging the drain in the Spanish bathroom - with all that kinky hair. - Oh!
Ayrıca Porto Rikolular o kıvırcık kıllarıyla ispanyolların banyo borularını tıkayanlar değiller.
We've gotta use the bathroom.
Tuvaleti kullanmalıyız.
I've to use the bathroom.
Lavaboyu kullanmam gerekiyor.
Emily, I saw you in the bathroom.
Emily, seni lavabodaa gördüm.
Sorry. I have no idea where your bathroom is.
Üzgünüm ama sizin tuvaletler nerede bilmiyorum.
Just not the bathroom.
Ama tuvalete gidemezsin.
To the bathroom, sir.
Tuvalete efendim.
To the bathroom?
Tuvalete mi?
To the damn bathroom.
Kahrolası tuvalete.
There's no bathroom for me here.
Burada gidebileceğim bir tuvalet yok.
What do you mean there is no bathroom for you here?
Gidebileceğin tuvalet yok da ne demek?
There is no bathroom.
Tuvalet yok demek.
Well, if you'll follow me, I'll show you the bathroom.
Tamam, takip edebilirseniz, banyoyu göstereceğim.
Where's the bathroom?
- Tuvalet nerede?
I brought her out with my most recent boyfriend and he leaves for the bathroom, not even out of earshot, and she's like,
Anneme beraber olduğum en son erkek arkadaşımı götürmüştüm.