Be nice to him tradutor Turco
327 parallel translation
I said to be nice to him.
Sana ona karşı nazil ol demiştim.
- I told you to be nice to him.
- Ona karşı nazik ol demiştim.
Now, you tell Tommy to be nice to him and give him things like cigarettes and that,'cause this guy Smokey knows a lot of swell rackets for Tommy when he gets out.
Ona söyle Tommy'ye göz kulak olsun. Bir de ona sigara falan verin çünkü Smokey, Tommy'nin dışarıda işine yarayacak bir sürü şey bilir.
Everybody be nice to him.
Herkes ona iyi davransın.
And you better be nice to him too.
Sen de ona iyi davran.
And you must be nice to him, Janet, anyway until after the election.
Ona iyi davran Janet. Hiç olmazsa seçimler sona erene kadar.
No, I won't. The next time I see him I'll go out of my way to be nice to him.
Bir daha görüştüğümüzde ona çok kibar davranacağım.
You asked me to be nice to him...
Ona karşı nazik olmamı sen istedin benden...
Don't be nice to him.
Ona iyi davranma.
All right, be nice to him and he'll fall apart in small pieces.
Ona iyi davranırsan, hemen gevşer.
We must be nice to him.
Ona iyi davranmamız lazım.
"He's the boss'son. Be nice to him." That's not for me.
"o patronun oğlu. ona iyi davran." Bu bana göre değil.
Meanwhile, be nice to him.
Bu arada ona nazik davran.
I was wondering if you'd be nice to him.
Merak ediyordum da acaba bu adama biraz iyi davransan.
- Shh! You're supposed to be nice to him.
Tanrı aşkına, dikkat et.
You better be nice to him.
Ona karşı nazik olsanız iyi olur.
If you see him, Shashie, be nice to him, will you?
Eğer onu görürseniz, Shashie, ona hoş geldiniz dermisiniz?
Oh, Mother, you will be nice to him, won't you?
Anne, ona iyi davranacaksın, değil mi?
Perhaps you'd better be nice to him.
Belki de ona karşı nazik olsan daha iyi olur.
But I think I'd better be nice to him, don't you?
Ama sanırım ona karşı nazik olmalıyız, değil mi?
Be nice to him.
Ona karşı kibar ol.
- Let's be nice to him.
- Hadi! Ona iyi davranalım.
Be nice to him.
Ona iyi davran.
Please go inside, please be nice to him, for me.
İçeri geç lütfen, lütfen ona iyi davran, benim için.
- Be nice to him.
- Ona iyi davran.
just be nice to him.
Sadece ona iyi davran.
Go on, be nice to him.
Hadi Jackie. İstediği bir şey ver.
Oh, I'll be nice to him all right.
- Seninle çelişmişim, güzel dükkanmış.
The wife is extremely rich. She even opened up that shop for him, so of course he should be nice to her.
Karısı çok zenginmiş, mağazayı o açtığından nazik olmalıydı tabii.
Let's be nice to him.
Ona şirin görünelim.
- It'll be nice to see him.
- Onu görmek iyi olacak.
Look, darling. He's a nice old man, and I admire your wanting to help him. But you've got to be realistic and face facts.
Sevgilim, O iyi kalpli, yaşlı bir adam... ve senin O'na yardım etmek isteyişine hayranım... ama senin mantıklı olup, gerçeklerle yüzleşmen lazım.
You seem to be a very nice girl, but you could turn out to be very bad for him. How?
- Nasıl?
Cesira, tell him I said to be nice and to sleep.
Cesira, ona uslu olmasını ve uyumasını söylediğimizi ilet.
I think it would be nice if... if you were able to do something for him.
Onun için bir şeyler yapabilsen çok iyi olurdu bence.
However, although it wasn't necessary, I decided it would be a nice touch to win him.
Ancak, gerekli olmasa da, onu kazanmanın iyi birşey olacağına karar verdim.
Make up to him, love, and be nice.
Ona karşı nazik ol, tatlım.
- Try to be very nice to him.
- Ona çok iyi davranmaya çalış.
- I thought it'd be nice to prove to him that you were sorry after all these years.
- Bunca yiI sonra üzgün oldugunu kanitlamak hos olur diye düsündüm.
He must be a poet. Very nice. I'd like to meet him if I'll still be alive.
Çok kibardır, şair ruhludur onunla da tanışmayı çok isterim...
I don't need him to be nice to me
Onun iyiliğine ihtiyacım yok!
If you met a guy - a nice guy - wouldn't you be able to stay with him?
Biriyle tanışmış olsan mesela hoş biriyle, onunla hayatını sürdürmez miydin?
Told me to be special nice to him.
Ona iyi davranmamı istedi.
- Be very nice to him.
- Evet ona karşı nazik ol.
As for knowing him... you seem like nice people, you want him back so bad, he's got to be all right.
Onu tanımaya gelince iyi insanlara benziyorsunuz onu bu kadar çok istediğinize göre o da iyi biri olmalı.
May be someone who was nice to her, make him gifts.
Ona nazik davranan, armağanlar veren biri var mıydı?
Be very nice to him.
Ona karşı nazik olun.
I was the one who pretended to be his mother, and I was the one who told him to leave something to those nice Bundys.
Mutfak masasında sevişmek istiyorum.
So, nice as can be, I go outside and ask him to shut the hell up.
Bende en nazik halimle dışarı çıkıp, ona çenesini kapatmasını söylüyorum.
It would just be nice to get something from him.
Ondan az da olsa bir şeyler görmek hoş olurdu.
Ask him to walk, be nice.
Çıkmasını isteyin, nazik olun.