Betrayed tradutor Turco
5,511 parallel translation
Gary loved you, and you betrayed him!
Gary seni sevmişti ve sen ona ihanet ettin!
He betrayed that trust.
Bana ihanet etti.
Jianxing. I never betrayed you... or Yichuan in any way.
Jianxing, ne sana ne de Yichuan'a hiçbir suretle ihanet etmedim.
I betrayed Saul.
Saul'a ihanet ettim.
If they feel betrayed, they can rise up against you.
İhanete uğramış hissederler ise size karşı ayaklanabilirler.
I feel as if I betrayed you.
Sana ihanet etmişim gibi geliyor.
No, the truth is you betrayed David Clarke.
Hayır, asıl gerçek senin David Clarke'a ihanet etmen.
I can't believe you betrayed Bo.
Bo'ya ihanet ettiğine inanamıyorum.
Because the resistance has been betrayed.
Çünkü Direniş ihanete uğradı.
Says the man who betrayed everyone in Storybrooke.
Bunu söyleyen de Storybrooke'daki herkese ihanet eden adam.
I haven't betrayed a single person.
Tek bir kişiye bile ihanet etmedim ben.
The fact that Hyun Wook betrayed my sister?
Hyun Wook'un ablama ihanet ettiği gerçeği mi?
So if she was a thief, maybe she had a partner she betrayed?
Yani hırsızsa, belki de ortağı ona ihanet etti.
You betrayed every one of us, you deluded son of a bitch.
Her birimize ihanet ettin seni kandırılmış orospu çocuğu.
You were the closest thing I had to a father and you betrayed me.
Sen, baba yerine koyabileceğim en yakın şeydin ama beni sırtımdan vurdun.
Earl Chambers is a liar and a backstabber who betrayed me and never apologized.
Earl Chambers bana ihanet edip asla af dilemeyen bir yalancı ve kalleş.
Corrigan thinks he was betrayed by his own government.
Corrigan hükümetinin kendisine ihanet ettiğini düşünüyor.
But they were captured and betrayed by Zhu Li.
Ancak yakalandılar ve Zhu Li tarafından ihanete uğradılar.
But your strategy, no matter how noble the rhetoric, is betrayed and, inevitably, defined by your actions.
Ama stratejin, boş lafların ne kadar asil olursa olsun ihanete uğradı ve, kaçınılmaz şekilde, hareketlerin tarafından tanımlandı.
It was that Liza girl that betrayed him.
O Liza denen kızın köstebek olduğu belli.
But they were captured and betrayed by Zhu Li.
Fakat yakalanarak, Zhu Li'nin ihanetine uğramışlardır.
Because of unalaq, I betrayed tenzin,
Unalaq yüzünden, Tenzin'e ihanet ettim.
I betrayed you...
Sana ihanet ettim...
Once you explain how Victoria betrayed him, he will regret ever being CPR-certified.
Victoria'nın ona nasıl ihanet ettiğini anlattığında ona suni teneffüs yaptığına pişman olacak.
Benton probably changed his plan after Andy betrayed him. We just found a burned-out car about 50 miles away on Route 190.
Otoyol 190'dan 75 km uzakta yanmış bir araba bulduk.
I haven't betrayed you.
Sana ihanet etmedim.
You haven't betrayed me yet, but the first chance you get... You will.
Bana ihanet etmedin ama eline geçen ilk fırsatta edeceksin.
I don't know why he was here, but he betrayed every member of PK.
Neden burada olduğunu bilmiyorum ama PK üyelerinin hepsine ihanet etmişti.
A guy that betrayed your organization was blown up while you were parked right outside.
Sen buraya arabayı park ederken organizasyonuna ihanet etmiş biri havaya uçtu.
Do they feel betrayed by you?
Onlara ihanet ettiğini mi düşünüyorlar?
You betrayed me, you called me an enemy of those you hold dear, and yet when there was danger tonight, my worry was for you.
Bana ihanet ettin, bana düşmanmışım gibi davrandın, ama yine de bu gece bir tek senin için endişelendim.
I know what it is to be alone, to have been betrayed by the one person you thought you could trust.
Yanlız olmayı, güvenebileceğini düşündüğün birinin sana sana ihanet etmesi nasıldır iyi bilirim.
But then I think dwight betrayed her.
Ama sonra Dwight ona ihanet etmiş.
This man has betrayed her, made her fall in love with him.
- Bu adam ona ihanet etti, onu kendine aşık etti.
the sweetheart betrayed me...
sevgilim bana ihanet etti...
You betrayed the man who in each in our own way we care deeply for. "
Bizi kendine has şekilde derinden önemseyen adama ihanet ettin. "
- Yes, Lacey betrayed me.
- Yes, Lacey bana ihanet etti.
I told them the bomb was in Laon, and they found nothing, but I fear I've betrayed our cause.
Onlara bombanın Laon'da olduğunu söyledim, hiçbir şey bulamadılar, ama davamıza karşı geldiğimden korkuyorum.
- ¶ You betrayed me ¶ ¶ you betrayed me ¶
# Bana ihanet ettin #
You betrayed me.
Bana ihanet ettin.
You betrayed my trust!
- Güvenime ihanet ettin!
Uh, it's a rival assassin who was once his best friend but then betrayed him.
Bir zamanlar çok iyi arkadaşı olan ama sonra ona ihanet eden rakip bir suikastçi.
Surely you have already betrayed her by saving my life?
Beni kurtararak zaten ihanet etmiş olmadın mı?
I, however, will at last be free to unleash my wrath against the one who betrayed me.
Ben de en azından bana ihanet edenlere öfkemi salmak için özgür kalacağım.
They betrayed you in the name of your sister!
Avcılar yaptı! Kız kardeşiniz adına size ihanet ettiler!
Unfortunately, my lord promised Mr. Wise that if he betrayed us, he'd be fed to the Void.
Ne yazık ki Lordum, Bay Wise'a ihanet etmesi halinde Boşluk'a atılacağına söz vermişti.
I betrayed you.
Sana ihanet ettim.
I betrayed her.
Kız ihanet ettim.
And as I saw the promise of the Obama administration be betrayed and walked away from and in fact, actually advance... Uh-huh, uh-huh.
Ve Obama yönetiminin verdiği sözlere ihanet edildiğini ve bunlardan vazgeçildiğini görünce, açıkçası söz verilen şeylerin ve açıkçası daha da kötü bir hale geldiğini görünce.
And you betrayed me.
- Ama sen bana ihanet ettin.
He betrayed me first.
- Önce o ihanet etti.