Bio tradutor Turco
1,850 parallel translation
Containment breach in bio-research.
Biyolojik araştırma bölümünde kirlilik tespit edildi.
Freshly-ground skin grafts from the bio-chem burn unit.
Biyokimyasal olarak yanan parçadan doku yerleştirildi.
Bring the bio suits.
Biyo-giysisini getirsin.
All bio preservation lockdowns are engaged.
Tüm biyo-koruma duvarları meşgul.
Must've tricked the computers to think there was a bio-threat.
Biyo-tehdit olduğunu düşünmeleri için bilgisayarları aldatmış olmadı.
We integrated the existing processor circuitry fiberware with a bio-mechanic interface protocol, leading to possible cybernetic applications.
Var olan fiberware işlemci devre ile bio-mekanik arayüz protokolünü olası sibernetik uygulamalara rehberlik etmesi için bütünleştirdik.
You must have bio records, no such person on board.
Elinizde biyolojik kayıtlar olmalı.
According to his Interpol bio, Kamal rarely ventures out of his safe house once it is established.
Interpol'daki dosyasına göre Kemal güvenli evinden çok az çıkarmış.
- Nothing in the bio about playing baseball.
Judith Evans'ın beysbol oyuncusu olduğuna dair hiçbir bilgi yok.
ted mosby porn star's bio says his hometown is your hometown.
Porno yıldızı Ted Mosby'nin biyografisi onun yaşadığı yerin senin yaşadığın yer olduğunu söylüyor
He has no memory, but his bio's tattooed to his rear?
Hafızası yok, ama kulağının arkasındaki çip işe yarar mı?
His books, his bio.
Kitaplarını, hayatını.
When I switched to biodiesel I went through four filters.
Bio-dizele geçerken, en azından dört tane benzin filtresi harcamıştım.
- So the oil isn't from body products?
Yani yağ, vücut ürününün bir parçası değilmiş. Hayır, bio-dizel yakıtından geliyor.
But not biodiesel.
Fakat bio-dizel kullanılmıyor, tamam mı?
The owner said he replaced a fuel pump when he switched to biodiesel.
Sahibi Gavin, bio-dizele geçerken kamyonundaki... benzin filtresini değiştirdiğini söylemişti.
We sold bio-weapons to Saddam.
Saddam'a biyolojik silah sattık.
What sort of bio-weapons?
Ne tür biyolojik silahlar?
So we got to be looking at bio-weapons.
Yani biyolojik silahı göz önüne almalıyız.
Who supplied the only known bio-weapon in the area?
Bölgedeki bilinen tek biyolojik silahı kim temin etti?
Because if the world learns we unleashed a bio-weapon in Tehran, the consequences will be catastrophic.
Çünkü dünya Tahran'da bir biyolojik silah saldığımızı öğrenirse,... sonuçları felaket olacaktır.
It was a bio weapon research facility.
Bir biyolojik silah araştırma tesisiydi.
Your agency, calling itself Copenhagen, fed us false intelligence in order to ensure that we created a bio-weapons spillage in Tehran.
Senin ajansın, kendine Kopenhag adını vererek,... Tahran'da bir biyolojik silah döküntüsü yaratmamızı sağlamak için bizi yanlış istihbaratla besledi.
Your agency fed us false intelligence in order to ensure we created a bio-weapons spillage in Tehran.
Senin ajansın Tahran'da bir biyolojik silah döküntüsü yaratmamız için bizi yanlış istihbaratla besledi.
I think the CIA conned us into bombing a civilian train in order to expose Iran's bio-weapons programme.
Bence İran'ın biyolojik silah programını ortaya çıkarmak amacıyla,... CIA bizi bir sivil treni bombalamamız için kandırdı,
So, CSIs would check every trash can and every bio hazard disposal unit in the whole Lab.
CSI'lar laboratuardaki bütün çöp kutularını ve tehlikeli madde atıklarını kontrol ederler.
If I get a celebrity bio, I'm gonna drink bleach.
Eğer bir ünlü biyografisi alırsam, çamaşır suyu içeceğim.
I can't miss Bio again.
Biyoloji dersini kaçırmamalıyım.
Why don't you write a bio for this redneck.
Bu avanak için bir biyografi yaz.
Bio units, copy.
Anlaşıldı Biyo-lider.
Ok, so transmit the scans up to Delta-Baker, - plant some bio-blasters and send out for Chinese.
Hadi, radyo dalgalarini Delta-Baker'a yonlendir, bio-blasterlari yolla ve Cin yemegini gonder.
You got a bio, any photos?
- Özgeçmişi ya da fotoğrafı var mı?
I read your bio back in the RV.
Kayıt aracında biyografini okudum.
- Bio-documents.
- Kişisel dökümanlar.
Or maybe I could just, like, talk to him in bio.
Ya da bunu onunla biyoloji dersinde konuşsam daha iyi.
So it basically runs on donut grease.
Bio yakıt ile çalışıyor.
Given that I have to convert donut grease into biofuel every time I fill up the tank, I just try not to drive very fast.
Biodizele çevirip depoyu bio yakıtla..... doldurduğumdan beri fazla hızlı kullanmıyorum.
We ran out of donut grease.
Bio yakıtımız bitti.
Just take a look at the data I sent you the bio-mass rates, and cross reference that with any satellite photos we have of the area.
Sadece gönderdiğim verilere bir göz atıp biokütle oranlarını ve çapraz referans değerlerini bu alanın tüm uydu fotoğrafları ile karşılaştır.
His player bio describes him as very sensitive.
Kendisini aşırı duygusal olarak tanımlıyor.
Get this to Bio-chem, hand-carry only.
Bunu Biyokimya bölümüne götür, elden ulaştır.
I only came to realize it 17 days after your apparent demise... when I was alerted to a single pulse of your bio-rhythmic signature.
Bunu, herkesin öldüğünü zannetmesinden 17 gün sonra vücudunun biyoritmik bir sinyal gönderdiği uyarısını alınca fark ettim.
Ah, bio's thin.
Hakkındaki bilgiler epey uzun.
Well, it's bio-metal.
Biyometal.
But during the raid we confirmed his bio-signature,
Ama yağma sırasında biyoimzası onaylandı.
There was absolutely no bio-signature,
Kesinlikle biyoimza yoktu.
As for the results of the autopsy, it's composed of undetectable bio-metal,
Otopsi sonuçlarına gelirsek : Tespit edilemez biyometalden oluşuyor.
Judging from bio-signature analysis, we strongly suspect Saito is an android,
Biyoimza analizlerine bakarak konuşmak gerekirse, Saito'nun android olduğundan şüpheleniyoruz.
We've got Lt. Commander Vexille Serra's bio-signature in Tokyo,
Tokyo'da Teğmen Vexille Serra'nın biyoimzasına rastladık.
The bio-signature map...
Biyoimza haritası...
Her bio-signature is the only one down there,
Orada bir tek onun biyoimzası var.