Bluffing tradutor Turco
1,380 parallel translation
He's bluffing.
Blöf yapıyor.
Well, I say he's bluffing.
Bence blöf yapıyor.
See if I'm bluffing!
Bak bakalım blöf mü yapıyorum.
She's smiling. Oh, she's bluffing.
Gülümsüyor.
- Bluffing?
- Blöf mü?
Not even you, Senator, will do that, you are bluffing.
Siz bile, senatör, bunu yapmazsınız. Blöf yapıyorsunuz.
You know, Clyde, you'd be a lot better at bluffing if you played it down a bit.
blöf yaparken biraz daha ketum olsan iyi edersin.
You're bluffing.
Blöf yapıyorsun.
If you don't put him in, he knows you're bluffing.
Onu oyuna sokmazsan, blöf yaptığını anlar.
They're bluffing.
Onlar blöf yapıyor.
Listen, you're bluffing now!
Kaçtın diye tüm rahipleri öldüremezler sana blöf yapıyorlar!
He was bluffing?
Blöf mü yapmışlar?
With Carter, he thought I was bluffing.
Carter'da blöf yaptığımı sanıyordu.
She's gotta be bluffing.
Blöf yapıyor olmalı.
They're bluffing.
Blöf yapıyorlar.
- Your chips. Here I am thinking I'm fucking bluffing the third eight, and I mistakenly outdraw the greatest gunfighter in the world.
Üçüncü sekizin blöfünü yaptığımı sanarken... dünyanın en hızlı silah çeken adamını yanlışlıkla alt ediyorum.
You're bluffing. Try me.
- Blöf yapıyorsun.
I think you're bluffing.
Bence blöf yapıyorsun.
He's bluffing, stand your ground.
Blöf yapıyor.
Maybe you can tell me he's bluffing.
Bana blöf yaptığını söyleyebilir misin?
- You're bluffing.
- Blöf yapıyorsun.
Think I'm bluffing?
Blöf yaptığımı mı sanıyorsun?
You're bluffing.
Blöf yapıyorsunuz.
She's bluffing.
Blöf yapıyor.
Is there a chance she's bluffing?
Blöf yapma şansı var mı?
Always bet big when bluffing?
Blöf yaparken her zaman büyük oynamaz mısın?
If they suspect we're bluffing, they'll take the weapon.
Eğer bizim blöf yaptığımızdan şüphelenirlerse silahı alırlar.
They think we're bluffing, but have no way to confirm that, so they're not sure what to do.
Blöf yaptığımızı düşünüyorlar ama bunu doğrulayamıyorlar. Ne yapacaklarına emin değiller.
You pull on your collar whenever you're bluffing.
Ne zaman blöf yapsan, yakanı çekiştiriyorsun.
- Alan? - She's bluffing, Charlie.
- Blöf yapıyor, Charlie.
- Okay, we were bluffing.
- Pekala, blöf yapıyormuşuz
What if he's bluffing?
Ya blöf yapıyorsa?
And? - He's bluffing, isn't he?
Yani, yalan söylüyor, değil mi?
I was bluffing.
Blöf yapıyordum.
- I think that you are bluffing right now.
Bence şu anda blöf yapıyorsun.
What I'm doing for the guy who likes to bluff is I'm playing a little game called "Am I Bluffing?" Where is she?
Blöf yapmayı seven bir adamla "Blöf mü yapıyorum?", isimli bir oyun oynamayı severim. O nerede?
- I was bluffing.
- Blöf yapıyordum.
There is only bluffing.
Sadece blöf vardır ve Tanrı blöfü affeder.
Anybody still think coach bluffing now?
Hala koçun blöf yaptığını düşüneniniz var mı?
You better not be bluffing.
Blöf yapmıyor olsan iyi edersin.
They were bluffing.
Blöf yapıyorlardı.
I hope you're not bluffing.
Umarım numara yapmıyorsundur.
He's bluffing!
Blöf yapıyor.
You weRen't bluffing?
Blöf değil miydi?
that's reality. Each one is bluffing the next.
Bu bir gerçek biri diğerine her zaman blöf yapar
Bluffing!
Saçmalık!
He wasn't bluffing.
Blöf yapmıyormuş.
They don't have any evidence, they're bluffing.
Hiçbir kanıtları yok, blöf yapıyorlar.
Bluffing?
Blöf.
You're bluffing.
Blöf yapiyorsunuz.
Wow, I thought we were bluffing.
Blöf sanmıştım.