English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ B ] / Bodyguards

Bodyguards tradutor Turco

683 parallel translation
Nurses, governesses, chaperones, even bodyguards.
Bakıcılar, dadılar, refakatçiler, hatta korumalar.
- We're your bodyguards.
- Korumalarınız.
We're your bodyguards!
Bizler korumalarınızız.
What did you do to those bodyguards?
Korumalara ne yaptın?
- What do you think bodyguards are for?
- Korumalar ne işe yarıyor sence?
We was hired as his bodyguards, see?
Koruması olarak işe alınmıştık.
You've gotta get those bodyguards out of the bed department and out of the store!
Korumaları yatak bölümünden ve mağazadan atın!
I've got to get those bodyguards out of the bed department.
Korumaları yatak bölümünden çıkarmam gerekiyor.
Are you my bodyguards?
Sizler koruyucum musunuz?
You're going to grow up to be president. And presidents have bodyguards.
Sen büyüyüp Başkan olacaksın, başkanın ise muhafızları vardır.
I don't need bodyguards Pa.
- Korumaya ihitiyacım yok.
- The bodyguards.
- Korumalar. Düşündüm ki, dört...
You say no guns. All right. No bodyguards.
Koruma istemiyorsun, kapıları kilitlemiyorsun, tamam.
With some bodyguards, the employers have to watch their backs.
Bazı fedailerle patronlarının gene de arkalarını kollamaları gerekiyor.
Bodyguards watch the elevator upstairs.
Güvenlik üst katta asansör önünde nöbet tutuyor.
And if you try to use violence a signal from Lady Beltham will activate my bodyguards.
Eğer güç kullanmaya kalkışırsan Leydi Beltham'ın işaretiyle korumalarım seninle ilgilenecekler.
All we need now is to make sure Lolordo's bodyguards... change shifts the same time every day.
Şimdi yapmamız gereken tek şey her gün aynı saatte... Lolordo'nun adamlarının vardiyalarını kontrol etmek.
The second step of the plan to murder Patsy Lolordo... is the systematic elimination of his bodyguards.
Planın ikinci aşaması ise Patsy Lalardo'nun ayak takımını ortadan kaldırmaktı.
And I shall leave you my personal bodyguards.
Size kişisel muhafızlarımı bırakacağım.
He has eight bodyguards Each one a top martial arts player
çok güçlü 8 koruması var her biri dövüş sanatları ustası
Even if I did kill him Those eight bodyguards will not let me go I need you to handle those eight guys
Onu öldürsem bile 8 koruması beni hayatta bırakmaz o 8 kişiyi halledebilecek biri lazım
- Send bodyguards with him.
- Peşine adam tak.
The bodyguards are here.
Calo ve Fabrizio benimle.
The assassins were new force in Germany, the SS, the bodyguards of Hitler, they became its now private agreement of terror.
İnfazcılar, Almanya'nın yükselen gücüydü. Hitler'in kişisel terör aracı olan, "SS" Hitler'in Korumaları.
On the next floor down are the bodyguards ex-paratroopers or foreign legionnaires.
Aşağıdaki katta da korumalar... eski paraşütçüler ve lejyonerler var.
The lift doors on the top floor are welded together and everything goes through the bodyguards.
Üst kattaki asansör kapıları kaynakla birleştirilmiş. Herkes korumaların denetiminden geçiyor.
Would you believe bodyguards are buying strawberries for 150 D's a jar?
Korumalar kavanozu 150 D olan çilek alıyorlar, inanır mısın?
My personal bodyguards.
Benim özel korumalarım.
Al doesn't go out without six bodyguards.
Al altı koruma olmadan dışarı çıkmıyor
We're being chased by our own bodyguards.
Kendi korumalarımız tarafından kovalanıyoruz.
Bodyguards! Isn't there anybody?
Kimse yok mu ulan?
We killed the man. - And one of his bodyguards.
Biz adamı öldürdük korumasını da.
Now Carrero has a lot more bodyguards and escort cars.
Şimdi Carrero'nun daha fazla koruması ve eskortu olacak.
He and the Asp are Mr. Warbucks'bodyguards.
O ve Asp Bay Warbucks'ın korumaları.
General Renquo, you shall see to it that all the king's bodyguards are dead before the assassinations begin.
General Renquo cinayetler başlamadan önce, kralların muhafızlarının tamamının öldüğünden emin olacaksınız.
But it was the only way... that we could collect Mr. Jarrett's generous food donation... without getting blown out of our socks by his bodyguards.
Ama Bay Jarrett'ın cömert yiyecek bağışını, fedaileri tarafından çivilenmeden alabilmemizin tek yolu buydu.
If our bodyguards could take a look at your training measures, it would help them a lot.
Eğer korumalarımız nasıl bir eğitim uyguladığınızı görebilirlerse, onlara çok büyük katkısı olacaktır.
He's always surrounded by bodyguards.
Badigardlar devamlı etrafındadırlar.
- There were bodyguards.
- Korumalar vardı.
Is that what you want for me, to grow old like you? With nothing but bodyguards and money to keep me company?
Yani eğer amaç sizin gibi yaşlanmaksa..... yani böyle ölüp gitmekse, korumanın benim için hiçbir önemi yok.
whoever said that must... have had a lot of bodyguards.
Bunu her kim söylediyse bayağı bir koruması olmalı.
So, were the bodyguards
Korumalarda öyle.
We're your bodyguards.
Biz senin korumalarınız.
Someday, you're going to tell your grandchildren how you were once in Rio with a man with bodyguards, who brought you to an old converted slave quarters, and you walked across the room in another woman's dress.
Bir gün torunlarına şöyle söyleyeceksin... Rio'da bodyguardlı bir adamla olduğunu... seni eski tip bir lokantaya götüren bir adamla... başka bir kadının elbisesini giyen seninle... odanın bir ucundan öbür ucuna yürüyen bir adam.
That elderly woman at the next table, the one with the bodyguards that match her gown...
Yan masadaki şu yaşlı kadın... kendisine eşlik eden bodyguardlarla birlikte olan...
He wouldn't even let me shop or get my hair done without him sending one of his bodyguards along.
Korumaları olmadan markete veya kuaföre bile gidemiyordum.
Bodyguards?
- Korumalar mı?
Four oyabuns will arrive shortly, with their bodyguards.
Birazdan dört oyabun gelecek korumalarınla beraber.
- He has bodyguards.
- Korumaları var. - Biliyorum.
- Yeah. - Big bodyguards.
- Hem de çam yarması gibi.
You want four bodyguards?
Dört koruma istiyorsun, tamam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]