Bone marrow tradutor Turco
616 parallel translation
Bone marrow may have seeped out of the break and migrated.
Kemik iliği kırıktan çıkıp vücuduna yayılmış olabilir.
That kicks the bone marrow theory in the head.
Bu ilik nakili ihtimalini de imkansız kılıyor demektir.
The bone marrow doesn't supply enough red blood cells.
Il ¡ g ¡ m yeter ¡ kadar kirmizi kan hücres ¡ üretm ¡ yor.
giants... don't you like bone marrow?
Hanımevladı topluluğu, devler... Söyle, Tjalfe, kemik iliği sevmez misin?
It's the bone marrow.
IKemik iliği.
It's the bone marrow?
Sizce kemik iliği mi?
Bone marrow.
Kemik iliği.
It's the craziest thing they got this real sweet tooth, for bone marrow.
Çılgınca bir şey... Kemik iliklerin karşı karşı konulmaz bir iştahları var.
You're entitled to my bone marrow and a kidney, but this is an imposition.
Kemik iliğimi ve böbreklerimden birini alma hakkın var. Ama bu kadarı fazla.
Kidneys, bone marrow, corneas.
Böbrek, kemik iliği, kornealar.
I did, thanks to a bone marrow transplant from a sympathetic Cardassian woman.
Bana kemik iliği nakli için yardımcı olan o sempatik Kardasyalı kadına binlerce kere teşekkür ederim.
She said a Cardassian bone marrow transplant saved her life as a child.
Çocukken, bir Kardasyalı'dan kemik iliği nakli yapıldığını söyledi.
There's no way any childhood virus or Cardassian bone marrow transplant can explain away the genetic markers in your blood.
Genetik değişiklikleri çocukluğunuzda yaşadığınız bu hastalığı iyileştirmek için yapılan Kardasya kemik iliği nakli ile açıklanması kesinlikle mümkün değil.
What I'm gonna do is I'm gonna give you a local anesthetic... and I'm going to remove a little bone marrow from your hip.
Yapacağım şey şu ; size lokal anestezi uygulayacağım ve kalçanızdan bir parça kemik iliği alacağım.
If you have, for example, chronic myelogenous leukemia, a bone marrow transplant is a very real option.
Diyelim ki sende örneğin miyelojenöz tip lösemi olsun. O zaman kemik iliği nakli senin için doğru seçenek olur.
And because we're her nearest relatives, they want us to get tested... cause maybe they could save her life and do a bone marrow transplant or...
Onun yakın akrabaları olduğumuz için bize tahlil yapmak istiyorlar, çünkü belki kemik iliğimizle onun hayatını kurtarabiliriz diye...
You see, without a bone marrow transplant, we have to rely on chemical therapies, what you would call chemotherapy, as a way of sustaining the patient over a number of years.
Bakın, bir kemik iliği nakli olmaması durumunda, kimyasal tedavi yöntemlerinden medet umacağız, buna da kemoterapi diyoruz, bu yöntemle de hastayı bir kaç sene yaşatabiliyoruz.
It's a lot to ask of someone to donate their bone marrow.
Birinden kemik iliğini bağışlamasını istemek çok şey demek.
How about my bone marrow?
Kemik iliğime ne dersin?
We'll analyze the bone marrow for phage resistance.
Hastalıkla savaşta kullanmak üzere kemik iliğini analiz edeceğiz.
A kidney, a portion of the liver, a cornea, bone marrow... A person can lose these things and still cash his Social Security checks.
Bir böbrek, bir porsiyon karaciğer, bir kornea, kemik iliği... bir insan bunları kaybetse bile, gelen parayla yaşamaya devam edebilir.
Now, your lawsuit says that your son would have been saved if he had had a bone marrow transplant.
Şimdi, sizin dava dilekçeniz diyor ki, eğer oğlunuza, ilik nakli yapılmış olsaydı hayatı kurtarılırdı.
Isn't it a fact, Mrs. Black, that there are only 7,000 bone marrow transplants performed a year in the United States?
Peki şu gerçek değil mi, Bayan Black? Birleşik Devletler'de sadece bir yılda 7 bin kemik iliği nakli gerçekleştirilmektedir.
And is it not true, Mrs. Black, that this capable, truthful man told you repeatedly that a bone marrow transplant would do your son no good because of the type of leukemia he had?
Peki Bayan Black, bu yetenekli, dürüst kişinin size defalarca, löseminin türü nedeniyle kemik iliği naklinin oğlunuzu iyileştirmeyeceğini söylediği, doğru değil mi?
Now, Mrs. Black, does that letter refresh your recollection as to whether or not Donny Ray's leukemia was the kind that could be helped with a bone marrow transplant?
Bayan Black, bu mektup, Donny Ray'in lösemisinin, kemik iliği nakliyle iyileştirilebilen türde olup olmadığı konusunda hafızanızı tazeliyor mu?
Not only did you not believe him, ma'am, but you were less than truthful with me and with this jury moments ago when you told us under oath that Dr. page never said that your son had the type of leukemia that could not be treated by a bone marrow transplant.
Ona sadece inanmamakla kalmadınız, bayan, ayrıca biraz önce bana ve bu jüriye, yeminli haldeyken, Dr. Page'in oğlunuzun kemik iliği nakliyle tedavi edilemeyecek türde bir lösemi hastası olduğunu asla söylemediğini, ifade ederken pek dürüst değildiniz.
If you'll notice, there's a high concentration of Borg organelles in the bone marrow and lymphatic tissue.
Eğer dikkat ederseniz, lenfatik dokular ve kemik iliğinin içinde, yüksek konsantrasyon Borg organelleri var.
He will die without a bone marrow transplant.
Kemik iliği nakli yapılmazsa ölecek.
Will you give my son your bone marrow?
Oğluma kemik iliğini verecek misin?
And when I go back, I'm gonna tell him that his cancer is back... and that he will die if he doesn't get a bone marrow transplant.
Gidip ona kanserin yeniden başladığını ve kemik iliği nakli yaptırmazsa öleceğini söyleyeceğim.
I think I found a donor... for a bone marrow transplant.
Galiba bir bağışçı buldum kemik iliği nakli için.
I'm going to do the bone marrow transplant for you.
Senin için kemik iliği nakli yapacağım.
Until he gets McCabe's bone marrow... I don't care how good he looks, he's without defenses.
McCabe'in kemik iliğini alana kadar ne kadar iyi göründüğü umurumda değil, savunmasız hâlde.
Doc, tell Frank what happens when you take bone marrow from a dead man.
Doktor, Frank'e ölü birinden kemik iliği alınca ne olduğunu söyle.
If you had to, could you do the bone marrow transplant in the isolation ward?
Mecbur kalsan ilik naklini bulaşıcı hastalık koğuşunda yapabilir misin?
He died of bone marrow cancer.
İlik kanserinden öldü.
Tap the bone marrow, see if it's producing cells.
Hücre yapıp yapmadığını görmek için ilik almalıyız.
water, salt, vegetables and a marrow bone, since we have to taste it in front... of the Romans I thought you would like something good.
Su, tuz, sebze ve bir sakız kabağı eğer Romalılar önünde... içmek zorunda kalacaksak tadı güzel olmalı.
Fresh air, exercise, good food, to build blood and bone and marrow.
Serpilik büyümek için temiz hava, egzersiz, iyi beslenme.
Deep in the bone, the marrow reveals the disease.
Kemiklerin derinliklerinde, ilikler hastalıkları sürüye yayıyordu.
- Sucking the marrow out of life... doesn't mean choking on the bone. - out of life and all that?
-... emmeye ne oldu?
The French have tried bone-marrow transplants,... and in Boston we're about to try immunosuppression.
Fransızlar kemik iliği naklini denediler,..... Boston'da bağışıklık sistemi üzerinde çalışılıyor.
You need to be admitted to the hospital for a bone-marrow biopsy.
Kemik iliği biyopsisi için hastaneye yatmanız gerek.
Was your father rejected as a bone-marrow donor?
Babanız kemik iliği nakli için reddedilmiş miydi?
"Since bone-marrow transplants " have become standard procedure,
" Kemik iliği nakli, standart bir prosedür haline geldiğinden,
"Great Benefit would be financially justified in investing in bone-marrow clinics."
Great Benefit, kemik iliği kliniklerine yatırım yapmak üzere finansal olarak hazırlanmalıdır. "
I was in the hospital being treated when the doctors realized that the only thing that could save my life would be a bone-marrow transplant.
Doktorlar, hayatımı kurtarabilecek tek şeyin kemik iliği nakli olduğunu farkettiklerinde hastanede tedavi altındaydım.
If I had had a bone-marrow transplant,
Eğer kemik iliği nakli yapılsaydı,
That's the marrow - it's the best part of the bone.
Kemiğin en lezzetli kısmıdır.
I shall totally confront and expel all evil..... out of marrow and bone..... out of house and home - never to come here again.
"Bütün kötülüklerle yüzleşeceğim ve onları kovacağım." "... iliklerinden ve kemiklerinden. " "... yerinden ve evinden.
A bone-marrow biopsy?
İlik biyopsisi mi?