Bucko tradutor Turco
109 parallel translation
Never you fear, I'll be back for you, my fine bucko.
Sakın korkma, senin için geri döneceğim kuzucuğum.
Here, me bucko, I'll take that.
Burada emireri benim, ben hallederim.
That's something like it, me bucko.
İşte böyle delikanlı. Çek!
I'd say, "Me poor bucko, you're heading for trouble"
"Ben fakir ama gururlu, sen problemin önde gidenisin" derdim.
He killed this Creole gal'cause she was... double-dealing him for some other young bucko.
Kendisini bir adamla aldattığı için, sevgilisini öldürmüş.
It's glasses you need, my bucko.
Senin gözlüğe ihtiyacın var, şapşal.
Bucko.
Bucko.
- I'll drop you, bucko!
- Ben de seni düºürürüm, bucko!
I'm going to kill this bucko here fair and square.
Bu sıçanı güzel ve düzgün bir biçimde öldüreceğim.
You know, Maggie, it's too bad you have to feed this here bucko.
Biliyor musun, Maggie, bu tavşanı beslemek zorunda kalman çok kötü.
This is the bucko, Pauly.
İşte genç asker bu Pauly.
Come on, bucko.
Hadi gel ahbap.
Back to that bed, bucko.
Yatağına geri dön.
Of course, the only thing you're getting here, bucko is a terrible, tearing bullet in the head.
Elbette, burada alabileceğin tek şey, bay kasıntı,... kafanı patlatacak bir kurşun.
Today, me bucko.
Bugün oğlum.
- We'll fix that for you, bucko. - No!
- Bunu hallederiz, ahbap.
He'll break the bucko's face.
Herifin suratını dağıtacak.
I'll teach you, bucko!
Şimdi dersini vereceğim yaramazlar!
Well, you and me, bucko, you and me, we're going to have a little talk.
Evet, sen ve ben, sen ve ben, biraz konuşacağız.
Guess again, bucko.
İyi deneme, koçum.
Splice me timbers, Sir Walter, it's bucko to see you, old matey!
Trampa et bakalım Sör Walter, seni görmek ne hoş, eski dost!
So long, bucko.
Şimdilik hoşça kal, palavracı.
You bucko.
Ne çocuksun.
So, what's it gonna be, me little bucko?
Peki, ne alırsın, Küçük kabadayı?
Oh, come on, bucko.
Haydi ufaklık.
Hey, bucko, I'd be a little more careful with the luggage if I were you.
Hey, yerinde olsam bagajlara biraz daha dikkatli davranırdım.
Colonel, darling. Rise up, me bucko.
Albay kalk hadi.
Hold it, bucko!
Dur bakalım, bucko!
Welcome to the club, bucko! You have earned the Sword of Darkness!
Karanlık Kılıç'ı hak ettin.
They concern citizenship, me bucko.
Vatandaşların hakları hakkında endişeleniyorlar, mankafa.
Suit yourself, bucko.
Nasıl istersen, patroncuk.
I don't think so, bucko.
Sanmıyorum, bucko.
- Ain't gonna happen, Bucko.
Bu olmayacak Bucko.
I know every cop in town, bucko!
Bu kasabadaki tüm polisleri tanırım, delikanlı!
- Sorry, bucko.
- Kusura bakma evlat.
I mean, I don't care how cool you want to play that off but that means something, bucko, seriously.
İstediğin kadar sakin görünmeye çalışabilirsin ama bu ciddi bir şey dostum.
Under the sink, very clever, but not clever enough bucko.
Lavabonun altına saklamış. Çok zekisin ama yeterince değil!
- Yeah, you and me both, bucko.
- Al benden de o kadar.
Do you like that theory, bucko?
Bu teoriyi beğendin mi?
How we doing, bucko?
Nasılsınız?
Hurry up, bucko.
Acele et.
Stay with it, bucko.
Onları izle.
- Sorry, bucko, I got nothing.
- Üzgünüm dostum hiçbirşey yok.
Over the line, bucko.
Elini onlardan çek tamam mı?
Nice going, bucko.
- Aferin sana kovboy.
- Aye. You won't be remembering anything, me bucko.
Hiç bir halt hatırlamayacaksın, dostum!
It's Bucko and Rufus
Bu Bucko. ve Rufus.
- Congrats on the loss, me bucko!
- Kaybettiğin için kutlarım, dostum.
Better believe it, bucko.
Buna inansan iyi olur koçum.
That's right, bucko.
Doğru ahbap.
- Bucko, I think we're on the same page.
Galiba hemfikiriz.