Business partners tradutor Turco
287 parallel translation
Now that we are business partners, as it were, I was wondering whether you would mind letting me win.
Artık iş ortağı olduğumuza göre kazanmama izin verecek misin, merak ediyorum.
Let's become business partners. Then we'll make money.
Beraber bir iş kurar para kazanırız.
People can't afford business partners that cheat on them.
İnsanlar iş ortaklarının kendisini aldatmasını kabul edemez.
We're business partners, he and I.
Biz iş ortağıyız, o ve ben.
We think Garthe and Tsombe have become business partners.
Garthe ve Tsombe'nin iş ortağı olduklarını düşünüyoruz.
A long time ago, Ben and I were business partners.
Uzun zaman önce Ben ile iş ortağıydık.
And I don't like to see private visits... to our business partners.
Bir daha iş ortaklarımızı kafana göre ziyaret ettiğini duymayayım.
Business partners, rivals..... lovers.
Aralarında iş ortakları, rakip olanlar hatta sevgililer olurdu.
We were to become business partners, all six of us.
İş ortağı olacaktık, altımız.
It comes in very handy with jealous husbands, business partners, et cetera.
Kıskanç kocalar, iş ortakları vs. Lçin çok faydalı oluyor.
- Do you know his business partners?
- İş ortaklarını tanıyor musun?
In life, the Marleys had been business partners with a shrewd moneylender named Ebenezer Scrooge.
Marley kardeşler, hayattayken Ebenezer Scrooge adında kurnaz bir faizciyle iş ortağı olmuşlardı.
Scrooge lived in chambers which had once belonged to his old business partners, Jacob and Robert Marley.
Scrooge bir zamanlar eski iş ortaklarına ait odalarda yaşardı. Jacob ve Robert Marley.
First Sacramento, then L.A. Dayton and I are business partners.
Önce Sacramento sonra L.A. Dayton ve ben iş ortağıyız.
They are what it is possible to call of business partners.
Hayır. Sadece iş ortaklarımdı.
We have arrived at the Karemma home world and opened talks with one of Quark's business partners in an effort to contact the Founders of the Dominion.
Karemma ana gezegenine geldik ve Quark'ın iş ortaklarından biriyle Dominyonun Kurucularıyla temasa geçmek için görüşme yapıyoruz.
We've been business partners for nearly three years.
Neredeyse üç senedir birlikte çalışıyoruz.
So it's business partners you are now, you and the Marquis. Keep that tongue for your boys, woman.
Demek sen ve Marki iş ortağı olacaksınız.
He's such a control freak now, he's been having people followed, recording his business partners'calls, wiring up people left and right.
Tam bir kontrol manyağı, insanların gözetlenmesini istiyor. İş ortaklarının telefon görüşmelerini kaydediyor. İnsanları başlık takmaya zorluyor.
I thought we were business partners, I thought we were friends.
İş ortağı olduğumuzu sanıyordum. Arkadaş olduğumuzu sanıyordum.
It's better that we don't like each other, since we'll be business partners.
İş ortağı olduktan sonra birbirimizden hoşlanmamamız daha iyi.
- Business partners?
- İş ortağı mı?
Disgruntled business partners?
Şikayetçi iş ortağı?
I wouldn't count on seeing your former business partners again.
Eski iş ortaklarını bir daha göreceğini sanmıyorum.
When my business partners run out on me.
- İş ortaklarım... - beni bitirmeye çalıştıkları zaman.
No, I don't thinkyou do see, Mr Broden. They are my business partners and my roommates.
Anladığınızı sanmıyorum, Bay Broden, onlar benim iş ortaklarım ve ev arkadaşlarım.
He and I are business partners.
Biz iş ortağıyız.
WE ARE BUSINESS PARTNERS, AFTER ALL.
Sonuçta, biz iş arkadaşıyız.
Thank you, I hope we can meet as business partners next time.
Teşekkür ederim, umarım gelecek sefer iş ortağı olarak görüşürüz. Elbette, sabırsızlıkla bekliyorum.
I signed in as relatives, not business partners.
Akraban olarak imzalamıştım iş ortağı olarak değil.
Rohit's father and Shalini's father were business partners
Rohit'in babasıyla Shalini'nin babası iş ortaklarıydı.
Anita and her husband are my business partners ls kissing necessary in business?
Anitta ve kocası benim iş ortağım. Öpüşmek de iş için yapmak zorunda olduğun bir şey mi?
by plucking the eyebrows of my father and his "business partners."
Ben harçlığımı babamın ve onun "iş ortaklarının" kaşlarını alarak kazanıyordum.
Audrey's father and I were best friends... and, as you know, business partners for almost 20 years.
Audrey'in babasıyla çok iyi arkadaştık ve bildiğiniz gibi neredeyse 20 yıllık iş ortağımdı.
You're business partners?
İş ortağı mısınız?
I'm a natural worrier... especially when I'm ready to close a business deal... and one of my partners remains silent and invisible.
Ben hep endişeliyimdir. Hele de iş sözleşmesi arefesinde... Bir de müstakbel ortağım ortalıkta yoksa.
I'll bet it was the first firm in the history of show business to have two senior partners.
Sanırım gösteri dünyasında iki esas ortağı olan ilk firmayızdır.
You get an interest in a business like that... and it's a cinch to squeeze out your partners.
Böyle bir işte faiz alırsan ortaklarından para sızdırmak çocuk oyuncağı olur.
It's none of your business, but since we're what you call "partners in crime" I'll tell you that the firm of Bannister Grisby is insured against the death of either partner.
Bu seni ilgilendirmez, ama biz "suç ortağı" olduğumuza göre... sana söyleyeyim, Bannister ve Grisby şirketi sigortalı. Ortaklardan birinin ölümüne karşı.
It's a dream I always had, Elias. You and me in business, partners.
Sen ve benim, bir iş ortağı olmamızın her zaman hayalini kurardım.
But business is bad and his partners pull out.
Fakat işler kötü gitti ve ortakları çekilme kararı aldı.
I believe you cannot run a business without partners.
Ben ortaklık olmadan iş yapılamayacağına inanırım.
Eckhardt and I were business partners.
Eckhardt, benim iş ortağımdı.
You have no business telling me how partners should treat each other.
Partnerler birbirine nasıl davranır bana anlatamazsın.
But what my partners and I do want is for you to stay out of our business.
Ama ortaklarım ve benim senden isteğimiz bizim işlerimizden uzak durman.
We've lost two day's business... and the partners were not amused, I might add.
Ve son müşteriler pekde memnun kalmadı.
- We are your business partners and, as such, we are entitled to a percentage of your profits.
- Meslektaşlarınızız.
You said you're partners, so what's your business?
Ortak olduğunuzu söylediniz, peki ne iş yapıyorsunuz?
The life insurance business more than any other business at the time was built on the protestant ethic.
= DANIELl YANKELOVICH = Yankelovich Partners Piyasa Araştırma Şirketi... en çok yaslanan işti. = DANIELl YANKELOVICH = Yankelovich Partners Piyasa Araştırma Şirketi
Partners bring in business, I just do my job.
Ortaklar buraya iş getirir. Bense sadece işimi yaparım.
That's right, we're partners in the drug business.
Öyle. Uyuşturucu işinde ortağız.