But don't take my word for it tradutor Turco
43 parallel translation
I don't have my driver's license with me, but take my word for it.
Ehliyetim yanımda değil, ama sözüme güvenebilirsiniz.
But, don't take my word for it!
Buyrun, efendim!
But don't take my word for it, there were a lot of witnesses there.
Fakat benim sözümü bırak, orada çok sayıda tanık bulunuyordu.
The cast in his eyes... the way he moves... but don't take my word for it.
Gözlerindeki şaşılık, hareket şekli, fakat yine de benim sözüme bakmayın.
But don't take my word for it.
Ama siz bana bakmayın. Başkan'a sorun.
But you don't have to take my word for it!
Ama benim anlatmama gerek yok!
It's not that I don't appreciate your little pity party. but. really. take my word for it. I'm okay about Michael.
Benim için çalıştığınız felekten bu günü..... takdir ediyoru ve yine söylüyorum Michael'lı dert etmiyorum.
But, please, don't take my word for it.
Ama lütfen... bunun için benim sözüme inanmayın.
- Homer! - But don't take my word for it.
- Yalnızca bana güvenmeyin.
But don't take my word for it.
Sırf benim sözüme inanmayın.
But don't just take my word for it. Listen to these Globo gymers tell you how it is...
Ama sadece benim sözümle hareket etmeyin, bu Globo Gym'cileri de dinleyin...
Well, negative to both... but please don't take my word for it.
Şu düğün kaseti için gerçekten üzgünüm.
But don't take my word for it.
Ama lafta kalmayalım.
But don't just take my word for it.
Ama siz sadece benim sözlerime bakmayın.
But don't take my word for it.
Ama bu konuda bana kulak asmayın.
But don't take my word for it, take it out for a spin.
Ama sadece benim sözüme bakma. Sütyenle bir tur at.
But, you know, you don't have to take my word for it.
Ama sözümle yetinmek zorunda değilsin.
But don't take my word for it.
Ama benim dediklerimi dikkate alma.
But don't just take my word for it.
Ama sadece benim sözümü dinleme.
But don't take my word for it.
Ama bunun için benim sözüme bakmayın.
But don't take my word for it.
Sadece benim lafımla olmaz.
But don't take my word for it.
Ama siz benim sözüme bakmayın.
But don't take my word for it.
Ama siz bana bakmayın.
But don't take my word for it.
Ama benim lafımı geçin.
But don't take my word for it.
Ama bunu ben söylemiyorum.
Heard some rumors he might have been a drug user, but don't take my word for it.
Uyuşturucu kullandığına dair söylentiler duydum ama yine de araştırın.
But of course, you don't need to take my word for it, old sport.
Ama elbette ki benim sözüme güvenmek zorunda değilsin azizim.
But don't take my word for it.
Ama sen sözlerime güvenme.
But don't take my word for it. You tell me. Flynn :
Ama sözüme güvenmeyin, siz söyleyin.
But don't just take my word for it.
Bunu sadece ben söylemiyorum.
I didn't want him to do it, he can't do it, he's rubbish at it, but don't take my word for it, ladies and gentlemen, welcome to the stage, Derek and Poppy.
Bunu yapmasını istemedim, beceremiyor, berbat yapıyor ama siz bana bakmayın. Hanımlar beyler, huzurlarınızda Derek ve Kuklacık.
But... don't take my word for it. I'm just a woman with a crazy story.
Ama söylediğinin doğru olduğunu kanıtlamadan inanamazdım.
But don't take my word for it.
Fakat benim sözlerime kanmayın.
But, look, don't take my word for it.
Ama, bak, bunu ben söylemiyorum.
But don't take my word for it.
Ama sen benim sözüme güvenme.
Ooh, but don't take my word for it.
Tabi benim sözüme güvenmeyebilirsiniz.
I don't know. I mean, he seems all right, but don't take my word for it.
İyi görünüyor ama sözüme güvenme.
They'd be better off listening to a man who'd venture into a cold night and come back with a victory. But don't take my word for it.
Soğuk bir gecede riske atılarak zaferle geri dönen bir adamı dinleseler daha iyi olurdu ama sakın sözüme güvenmeyin.
But don't take my word for it.
- Ama bunun için benim sözlerimi dinlemeyin.
But... what I'm saying, you don't have to take my word for it.
Doğru. Ama dediğim şu ki bunun için benim lafımı dinlemene gerek yok.
But you don't have to take my word for it.
Bana inanmak zorunda değilsiniz.
But don't take my word for it.
Ama siz benim sözlerime inanmayın.