But i'm afraid tradutor Turco
2,837 parallel translation
But I'm afraid the doughnut thing is a bit of a relic.
Ama çörek pişirmeler artık eskide kaldı gibi.
Listen, I've considered your warrant very carefully, but I'm afraid it's not going to be possible.
İstediğin izin belgesini çok detaylı düşündüm ama korkarım bu mümkün olmayacak. Ne?
But I'm afraid his appointment was politically expedient.
Ama korkarım, onun ataması, politik olarak yararlıydı.
We built something wonderful, you and I, Jane, but I'm afraid this is where it has to end.
Biz seninle ikimiz muhteşem bir ilişki yaşadık Jane, ama sanırım artık burada bitmek zorunda.
But I'm afraid of myself... of... who I will be without him to hate.
Aslında nefret edeceğim o olmadan nasıl biri olacağımdan korkuyordum.
But I am afraid that the people of Croatia might see this as necessary, and insist that I reunite the girl with her family.
Ama korkarım Hırvatistan'dakiler bunu zorunlu görecek ve kızın ailesine iadesini isteyeceklerdir.
Matt. Oh, I'm so sorry, but I was supposed to be in wardrobe 20 minutes ago. I'm afraid I must run.
Matt, çok özür dilerim yirmi dakika önce gardırobumda olmalıydım korkarım ki koşmam gerekicek.
I'm afraid you're not a match. But it turns out you are a match for a little girl who's dying in that next room over there.
Ama yan odada ölmekte olan küçük bir kız için uyumlu olduğunuz ortaya çıktı.
I'm sorry, but... we all are afraid of taking the first step.
Üzgünüm, ama sanırım ilk adımı atmaktan ikimizde korktuk.
So when we moved out here, I said he should look you up, but he was afraid, so I did it for him.
Buraya taşındığımızda, seni görmesini söyledim ama korkuyordu, o nedenle onun yerine ben yaptım.
I'm afraid of what might happen, but I think it's a risk worth taking.
Ne olacağından korkuyorum,... ama bu alınabilecek bir risk.
- Winter may be coming, but I'm afraid the same cannot be said for my brother.
- Kış geliyor olabilir ancak korkarım aynısı ağabeyim için söylenemez.
I'm afraid that's going to have to be the last words for right now, so we can go to commercial but I do hope you both will stay with us so that we can continue this... spirited debate after the break.
Korkarım ki söyleyeceklerimiz şimdilik bu kadar şimdi reklama giriyoruz ve sonrasında burada olacağız umarım sizler de bizimle beraber olursunuz... tartışma aradan sonra devam edecek.
But I'm afraid you haven't given yourself enough time to make something worthy of first place.
Ama korkarım ki birinciliğe layık bir şey yapmak için yeterli vaktin yok.
But I'm tired of this... of being afraid.
Ama artık yoruldum. Korkmaktan yoruldum.
But I'm afraid I can't allow you to leave right now at such a crucial juncture in your treatment.
Ama maalesef tedavinin en hassas noktasında gitmene izin veremem.
Well, it's not ideal, but I'm afraid I've no choice.
İdeal değil ama korkarım başka bir seçeneğim yok.
But I'm afraid it's not good news.
Geri döndüler ama korkarım haberler kötü.
Maybe you think Alvo took them, maybe you think we know about it, but I'm afraid you're shit out of luck.
Belki Alvo'nun aldığını düşünüyorsun, belki de bizim bu konuda bir şeyler bildiğimizi, ama korkarım şansın yok.
It's serious, I'm afraid, but he's alive and on his way home to the hospital in the village.
Korkarım ciddiymiş ama hayatta ve köydeki hastaneye doğru yola çıkarmışlar.
Yes, but I'm afraid I'm not much good at family history.
Evet ama korkarım aile tarihi hakkında çok iyi değilim.
But I'm afraid I wouldn't have the time.
Ama korkarım zamanım yok.
I never thought I'd say this, but I'm afraid for my life.'
"Bunu söyleyeceğimi hiç sanmazdım ama hayatım için endişeleniyorum."
I'm afraid to hear it, but float away.
Bunu duymaya korkuyorum, ama üret bakalım.
But in the meantime, I'm not afraid to own up to my mistakes.
Ama bu sırada, hatalarımı üstlenmekten korkmuyorum.
I wish you both the best, but I'm afraid I won't be able to make the wedding.
İkinize de mutluluklar dilerim ama korkarım ki düğüne gelmem mümkün değil. Ne demek bu böyle?
Not that she wasn't afraid of the dark, but I think she just felt it was a point of pride to, you know, stare it down.
Karanlıktan korkmadığı için değil ama bir gurur meselesi olduğunu düşünüyordu sanırım. Küçük görürdü.
But I'm afraid to tell him.
Fakat ona söylemeye korkuyorum.
Okay, fine. But I'm only doing this because I'm afraid that you're gonna hurt yourself or this nice officer.
Tamam, peki ama bunu sadece kendine veya bu iyi memura zarar vermenden korktuğum için yapıyorum.
I'm afraid you leave me no choice but to flamingo your ass.
Bana tek seçenek olarak seni flamingolamayı bırakıyorsun.
But I'm afraid that time has the upper hand.
Ama korkarım ki zaman meselesi bu.
I want to say you something but I'm afraid!
Erhan sana bir şey diyeceğim ama korkuyorum!
A bit, yes, but I'm afraid I know nothing about this.
Evet birazcık ama korkarım bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
Darling, I told you that I fell in love with you when we first met but I am afraid that was a lie.
Hayatım seninle ilk tanıştığımızda âşık olduğumu söylemiştim ama maalesef yalan söyledim.
I know this should be difficult for those afraid of roaches... but I need a brave woman from the audience!
Bunun hamamböceğinden bile korkanlar için zor olacağını biliyorum ama bana seyircilerimizden cesur bir bayan lâzım!
I know it's difficult for someone who is afraid of roaches... but I need a brave woman from the audience!
Bunun hamamböceğinden bile korkanlar için zor olacağını biliyorum ama bana seyircilerimizden cesur bir bayan lâzım!
It's a shot in the dark, but I'm afraid they have a new victim.
Kafamdan uyduruyorum ama yeni bir kurbanı olduklarından çok korkuyorum.
I'm going, but I'm afraid.
Gideceğim ama içim hiç rahat değil.
Maybe you're too afraid to date, but I'm not.
Belki sen insanlarla çıkmaktan korkuyorsun. Ben korkmuyorum.
I'm sorry. Sir. But I'm afraid I'm gonna have to ask you to leave.
Üzgünüm efendim ancak sizden burayı terketmenizi istiyorum.
"But I'm afraid to wear it, so I'm gonna keep it in my safe deposit box."
"Ama onu takmaya korkuyorum bu yüzden onu kiralık kasamda tutacağım."
Now, I want to be supportive, but I'm afraid that you're sublimating your grief with... sushi.
Destekleyici olmak istiyorum ama korkarım acını suşiyle hafifletmeye çalışıyorsun.
So thank you for your offer to help, governor, but I'm afraid I must decline.
Yardım teklifin için teşekkür ederim Sayın Vali. Korkarım reddetmek zorundayım.
I know this must be very stressful, but until we know what it is, I'm afraid no one's going anywhere.
Çok stresli bir durum olduğunu biliyorum ama bunun ne olduğunu öğrenene kadar maalesef kimse bir yere gidemez.
Lisa, this was lovely, but I'm afraid you have to go.
Lisa, bu çok hoştu,... ama korkarım ki gitmen gerek.
Okay, look, this is all pretty fascinating stuff, but I'm afraid I got to get back to work.
Tamam, bak. Bunların hepsi oldukça ilginç şeyler. Ama korkarım ki İşe geri dönmem lazım.
I'm afraid that I let my vanity get the better of me, but, um, something delicious to eat will fix me right up.
Korkarım ki gösterişimin beni etkisi altına almasına izin verdim ama leziz bir yiyecek beni hemen kendime getirir.
I'm afraid, Lion-O, I encountered all manner of beast and warrior, but nothing even resembling technology.
Korkarım ki Lion-O, canavarların ve savaşçıların her türlüsüyle karşılaştım ama teknolojiye benzeyen bir şey bile bulamadım..
But I am afraid due to your fluctuating jobs.. And financial status.. Veer's file is getting quite fat.
Ama korkarım ki, inişli çıkışlı işlerinden dolayı mali durumun Veer'in dosyası epeyce kabardı.
I... I could increase the dosage, but I'm afraid it might kill him.
Dozajı arttırabilirim ama korkarım ki ölme şansı var.
But there will be, and when the right evidence surfaces I'm afraid this will all blow up in Neal's face.
Ama olacak ve doğru kanıt su üstüne çıktığında korkarım ki tüm bunlar Neal'ın suratında patlayacak.
but i'm going 29
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i'm tired 27
but i'm 401
but i'm hungry 38
but i'm not stupid 33
but i'm here now 110
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i'm tired 27
but i'm 401
but i'm hungry 38
but i'm not stupid 33
but i'm here now 110