But i'm going to find out tradutor Turco
110 parallel translation
But I'm going to find out.
Ama bunu öğreneceğim.
But anyway, as soon as we land, I'm going to see Madge... and I am going to find out from her just who and what this Tremont person is.
Neyse, iner inmez gidip Madge'i bulacağım şu Tremont denen kız neyin nesiymiş ondan öğreneceğim.
I don't know, but I'm going to find out once and for all!
Bilmiyorum, ama bir an önce bulacağım.
Now then, I don't know who did this yet, but I'll tell you this. I'm going to find out.
Şimdi, kimin yaptığını henüz bilmiyorum, fakat size şunu söyleyeyim.
I want to give you every reasonable cooperation, but going out in this fog, even with all our equipment, we couldn't possibly find them.
Akla yakın her yardıma varım ama bu siste açılırsak, tüm aletlerimize rağmen onları bulamayız.
I don't know what you two are so proud of, but I'm going to find out.
Siz ikinizin neden bu kadar gururlandığını bilmiyorum fakat öğreneceğim.
Even if you were to betray not just those of your generation, but yourself and the truth, you'll never find out what I'm going to do.
Yalnızca bizim kuşağımıza değil, kendine ve hakikate de ihanet etmiş olsan bile... Ne yapmaya niyetli olduğumu asla öğrenemeyeceksin.
But I'm going to find out.
Ama öğreneceğim.
But I'm not going to find out following Duffy around, you know?
Bunu Duffy'nin peşinde dolanarak yapamayacağımı biliyorsun, değil mi?
Okay, so I don't understand exactly how it works but I'm going to find out, if it kills me.
Pekala, tam olarak nasıl işlediğini bilmiyorum ama ölümüme sebep olsa da bunu öğreneceğim.
I don't know, but I'm going to find out.
Bilmiyorum fakat mutlaka öğreneceğim.
I don't know what it is... but I'm going to find out!
Ne olduğunu bilmiyorum, ama bulacağım.
i can't imagine what caused... that toaster to short circuit, but i'm going to find out.
Kızartma makinasının kısa devre yapması ilginç, Ama nedenini öğrenicem.
I don't know. but I'm going to find out.
Bilmiyorum ama bulacağım.
But I guess the only way we're going to find that out is by going through this.
Ama sanırım bunu öğrenmenin tek yolu... tüm bunları yaşamak.
- Kill who? - I don't know but I'm going to find out.
Babil Projesi barış için en son ve en büyük umudumuzdu.
But I'm going to find out.
Ama öğrenmek için gideceğim.
- I don't know... but I'm going to find out.
- Bilmiyorum ama öğreneceğim.
I don't know what your story is, but I'm going to find out.
Öykünün ne olduğunu bilmiyorum ama öğreneceğim.
I don't know who you think you are... but if you don't wiggle those childbearing hips out that door... you're going to find your nose sniffing my big Amish ass!
Kim olduğunu sanıyorsun bilmiyorum... ama bu çoluk çocuk işi zırvalığı hemen kesmezsen... burnunu çok büyük bir pisliğe sokacağım!
I think I can help you find out who it was, but it's going to have to wait till the sandstorm is over.
Kim olduğunu bulmana yardım edebilirim, .. ama kum fırtınası geçene kadar beklemeliyiz.
- I don't know, but I'm going to find out.
- Bilmiyorum ama öğreneceğim.
- I was going to let you know what I just saw down in the lobby, but since you're being such a bitch I'll let you find out for yourself.
- Lobide ne gördüğümü söyleyecektim ama böyle orospuluk edeceksek, bırakayım da kendin öğren.
I don't know, but I'm going to find out.
Bilmiyorum, ama bulacağım.
I don't know what is going on here, but I'm going to find out.
Burada neler olduğunu bilmiyorum ama hemen öğreneceğim.
You're a good cop, Jimbo, but you don't lie very well, and whatever you're covering up, I'm going to find it out.
- Sen iyi bir polissin, Jimbo, ama iyi yalan söyleyemiyorsun, ve neyi saklıyorsan, bulacağım.
But I'm going out to find our friend!
Ama ben gidip arkadaşımızı arayacağım!
I'm not trying to be negative, but didn't we just find out Wolf isn't going to admit that?
Olumsuz olmak istemiyorum, ama Wolf'un kabul etmeyeceğini daha yeni öğrenmedik mi?
I don't know, but I'm going to find out.
Bilmiyorum, ama öğreneceğim.
I don't know, but I promise you I'm going to find out.
- Bilmiyorum ama söz, öğreneceğim.
I'm sorry it took me so long to find you, but I'm here now, and I am going to get you out of here.
Seni bulmam bu kadar uzun sürdüğü için özür dilerim ama geldim işte.
But if I find out you did this thing, I'm going to put you away for good.
Ama bu işi senin yaptığını öğrenirsem, uzun süre yatıya kalacaksın.
I'm going home to find out, but I have to cancel San Diego.
Öğrenmek için eve gidiyorum. San Diego'yu iptal etmek zorundayım.
But every time I come to you, my DEU Sergeant... for information, to find out what's going on out there in them streets... all that came back was some bullshit.
Ama ne zaman sana gelsem, benim D.E.U çavuşumdan sokaklarda ne olduğuna dair bilgi almaya gelsem duyduklarım hep deli saçması.
There's nothing to do now but find a place to hole up for the night, get Nancy calmed down, and figure out what on Earth I'm going to do next.
Yapacak bir şey yok. Geceyi geçirecek bir yer bul Nancy'yi sakinleştir ve ne yapacağını düşün.
I don't know, but I'm going to find out.
Bilmiyorum, ama bunu öğreneceğim.
But she's my sister, and I'm going to find out exactly what happened to her.
Ama o benim kız kardeşim ve başına tam olarak ne geldiğini öğreneceğim.
I don't know, but I'm going to go find out.
- Bilmiyorum ama öğreneceğim.
I don't... he wouldn't say over an unsecured line but I'm going to find out.
Gizli olduğundan söylemedi ama bulurum.
I knew something was going on in this hospital but I needed this body and your mind to find it out.
Bu hastanede bir şeyler döndüğünü biliyordum. Ancak bunu çözmek için bu bedene ve senin aklına ihtiyacım vardı.
I'm going for a little biopsy on Tuesday, we'll find out that if there's anything to worry about, but... Right now, in this minute... I'm huge fucking tennis star.
Salı küçük bir biyopsim var bir şey var mı öğreneceğiz ama şu an, şu dakika meşhur bir tenisçiyim!
Hotch interview Jacob, Morgan, El - I'm not going to get anything new but... Well, find out a way to ask.
Morgan ve Elle- -yeni bir şey çıkacağını sanmam ama- -başka bir yol dene- - 696 Hennessy caddesi,..
I want you to know you're not required to answer these questions, but if you don't, I'm going to get search warrants for your house, phone, and office, and find out just how seriously you've been studying this jury.
Ama o zaman ben de evin, telefonun, ofisin için arama emri çıkartmak zorunda kalır ve bu jüriyi ne ciddiyette incelediğini öğrenirim.
I don't know who the hell this is, but when I find out, I am going to put my Loafer so far up your ass you're gonna have tassels hanging out your nose.
Kiminle görüştüğümü bilemiyorum ama bulduğumda, makosenlerimi kıçına öyle bir sokacağım ki taşakların burnundan çıkacak.
But I'm going to find out.
- Bilmiyorum. Ama öğreneceğim.
I don't know, Le Guern... but I'm going to find out, believe me.
Bilemiyorum LeGuern. Ama inan bana, neler olduğunu çözeceğim.
I thought I was going to find the fat body of a middle aged trashy accountant, but Servet Pembe turned out to be a 22 year old blonde with appreciable looks.
Şimdi ben tabi gecenin o saatinde Samandıra Hanı'nın altıncı katında şişman, yağlı üçüncü sınıf bir muhasebeci cesediyle karşılaşıcağımı düşünüyorum. Ama Servet Pembe 22 yaşındaydı sarışındı ve hatırı sayılır bir fiziği vardı.
I don't know but I'm going to find out.
Bilmiyorum ama bulacağım.
Earl thinks he's going to find some silverware we stole a while back. But I stole it out from under him and hid it by the big rock out back.
Earl, bir süre önce birlikte çaldığımız gümüşleri bulacağını zannediyor ama onları ben çaldım ve arkadaki büyük taşın altına sakladım.
But I'm going to find out.
Ama işin aslını öğreneceğim.
- I don't know. But I'm going to find out.
- Bilmiyorum, ama öğreneceğim.