But i'm thinking tradutor Turco
1,721 parallel translation
But I was thinking well, you're a patient and I'm a patient, and maybe we could...
Ama düşündüm de ikimiz de hastayız ve belki birlikte...
I was thinking about their bodies and things, but I didn't act on it because I'm straight and I was being very strong, would you consider me straight or gay?
Erkek vücutlarını düşünüp dursam ama bir şey yapmasam, ne de olsa heteroseksüelim ve çok güçlüyüm, gey olduğumu düşünür müsün?
But if that's the way it goes, I don't wanna be thinking this gal offered a chance and I didn't do a thing about it.
Ama böyle olacaksa, Şu kızın bir fırsat sunduğunu ve o konuda bir şey yapmadığımı düşünüyor olmak istemem.
I'm thinking right now, no. But I'm thinking maybe down the road we can try it.
Şimdilik sanmıyorum ama ileride böyle bir işe girişebiliriz.
I've been thinking about you nonstop since we said goodbye. But I can't come.
Yani ayrıldığımızdan beridir bir hoşça kal demeyi düşünüyordum ama gelemem.
Listen, this is kind of weird, but I'm thinking about... I've been thinking about experimenting with homosexuality.
Dinle, bu biraz garip ama düşünüyorum da acaba homolukla tecrübe mi kazansam?
I got this thinking we would smash it against her hull, but since we didn't build a hull,
İçkimiz var. Aklıma şunu gövdesine çarpmak geldi ama gövde yapmadığımız için hemen içebiliriz diyorum.
- Yes. But I've been thinking. Her real goal may be to file a lawsuit on behalf of our shareholders.
Ama düşünüyorum da asıl amacı ana hissedarlarımız adına bir dava açmak olabilir.
I like it, but I'm thinking it might be a little bit small.
Sevdim, ama sanırım biraz küçük.
I know the timing sucks, but I've been thinking.
Zamanlamanın kötü olduğunu biliyorum ama bunu düşündüm. Bu paten karşılaşmasından pek rahatsız olmadım.
If I had been a truly good person, I'd have made a man of you instead of thinking of nothing but your pleasure and my happiness.
Eğer ben gerçekten iyi bir insansam, seni bir adam yaptım demektir ve benim memnuniyetim ve senin mutluluğun düşünülmesi gereken tek şey.
Nah, thanks, but I've been thinking a lot about hurting Donald, which I suppose if I were a teenager, it would - it would be normal or healthy even, but you know,
Hayır, sağ ol ama bu aralar sık sık Donald'ı yaralamayı düşünüyorum. Zira delikanlı olsaydım ya da sağlığım yerinde olsaydı bile, bu normal sayılırdı ama yaşlanıyorum be!
but i'm thinking about moving to santa fe.
Ama Santa Fe'ye taşınmayı düşünüyorum.
Seriously, and I don't mean to disrespect but if you put cops in the back of a garbage truck there's no way I'm seriously thinking that there's cops in the back of a garbage truck.
Çok ciddiyim ve saygısızlık etmek istemem ama çöp kamyonunun içine polisler saklansa orada polislerin olabileceği kesinlikle aklımın ucundan bile geçmez.
"What Would Dr. Brennan Do?" but that seems unnecessarily formal since I'm only thinking it silently.
"Dr. Brennan Olsa Ne Yapardı?" ama bu sessizce düşündüğüm için, gereksiz bir resmiyet.
I know, but I'm thinking maybe he had second thoughts.
Biliyorum, belki de başka düşünceleri vardı.
The computer's processing my algorithm, but I've noticed our model for the defense based on the Speedsters'strength just isn't working, so I'm thinking we have corrupt data, Lawrence.
Eşleşmeli alan savunması! Bilgisayar algoritmamı işlamden geçiriyor, ama Speedsters'ın güçlerine dayalı savunma modelimizin işe yaramadığını fark ettim. Bence bozuk veriye sahibiz, Lawrence.
{ \ And } At first I just brushed them off thinking they didn't know about his death, but... when the calls keep coming,
İlk başta onları ölümü hakkında bir şey bilmediklerini düşünerek umursamadım.
I haven't found one, but I'm thinking maybe it's with Adam Miller.
- Bir bağlantı buldum. Ama belki Adam Miller'la bağlantılıdır.
I haven't declared yet, but I'm thinking either political science or american studies.
Daha bildirmedim. Ama siyasal bilimler yada Amerikan çalışmaları düşünüyorum.
Just... Look, I know this is a crappy day for you, but we need to start thinking
Bak, bunun senin için kötü bir gün olduğunu biliyorum, ama planlarımız üzerinde düşünmeliyiz.
Actually I was thinking masturbatory, but I guess your mom took care of him first.
Aslında, kendine düşkünlük olduğunu düşünüyordum. Sanırım annen önceliği ona verdi.
Don't you fuckin'start laughing, but I've been thinking about going back to school, getting my GED.
Sakın gülmeye başlayayım deme ama okula geri dönmeyi ve GED'imi geri almayı düşünmüştüm.
I'm even thinking of taking in overnight guests to help with the bills, but if Martha- -
Masraflara katkım olsun diye tek gecelik müşteri bile almayı düşünüyordum ama ya Martha...
But, I remember thinking, you know what, I'm gonna show them... I couldn't wait to get out there and make my mark in the world.
Fakat, fikrimi hatırlıyorum, onlara gösterecektim orada, mezuniyeti bekleyemedim ve notumu dünyada aldım.
But I never stopped thinking about it.
Ama bunu aklımdan hiç çıkaramadım.
Well, sure, Brian, but I'm thinking about the children.
Evet Brian ama ben çocukları düşünüyorum.
But, see, I'm thinking that these past victims were like Kara, who might not have realised that anything had been stolen.
Ama düşünüyorum da, geçmişteki kurbanlar da Kara gibiydi bir şeyin çalındığının farkında değillerdi.
But I'm thinking, once a smoker, always a smoker.
Bana kalırsa bir kez sigara içen, her zaman sigara içer.
"Forgive me for writing about the same thing yet again, - but I can't stop thinking about my sister."
"Size tekrar aynı şeyleri yazdığım için beni bağışlayın ama kız kardeşimi düşünmeden edemiyorum."
Forgive me for writing about the same thing yet again, - but I can't stop thinking about my sister.
Size tekrar aynı şeyleri yazdığım için beni bağışlayın ama kız kardeşimi düşünmeden edemiyorum.
Here I was thinking we were done with all this, but now I'm about to do it all over again.
Artık yapmayacağımı düşünürken şimdi hepsini yeniden yaşıyorum.
You know, I really have to get going, uh, Caitlyn, but thank you for thinking of me.
Kapatmak zorundayım Caitlyn. Beni düşündüğün için teşekkür ederim.
I'm not psychic, but I know what you're thinking.
Medyum değilim ama ne düşündüğünü biliyorum.
But now I'm thinking the things that I saw in my dream took place at least six months ago.
Ama şimdi, gördüğüm olayların en az altı ay önce olduğunu düşünüyorum.
No, I did, and I should probably follow your advice, but I'm not really thinking with my head right now.
Hayır, dinledim ve muhtemelen tavsiyene uymalıyım, ama şu anda gerçekten mantığımla düşünemiyorum.
What is it? Well, perhaps it's because I'm a bachelor or maybe it's some other reason, but lately I've found myself thinking about family.
- Belki bekar olduğumdan belki de başka sebeptendir ama son zamanlarda aile düşünmeye başladım.
Now, some people around here might let you slide on by but I'm thinking about your future as a server.
Buradaki bazı insanlar sana pek kaymıyor olabilir ama bence geleceğinde garsonluk var.
I was thinking that there was an impending importance to doing it but just like you, Toyoda-san,
Bunu yapmamızın önemli bir şeyi ortaya çakaracağına inanmıştım ama aynı senin gibi, Toyoda-san,
Oh, well, not to push my luck, but I was thinking you could sweep the front porch and take care of the guest bathroom.
Şansımı zorlamak istemem ama, ön koridoru temizleyip, misafir banyosuyla ilgilenebilirsin.
But I promise you when I am standing up there next to Steve all I'm gonna be thinking about is you.
Ama söz veriyorum. Orada Steve'in yanında dururken aklımda yalnızca sen olacaksın.
I know, but you're not a professional, and I'm thinking maybe we should have gone that route.
Cesur ol. Biliyorum, ama sen profesyonel değilsin ve düşünüyorum da belki gidip- -
Of course, I can't get into Cambridge but I'm thinking of doing it in London.
Elbette ki, Cambridge'e giremem ama Londra'da yapmak istiyorum.
Come on, now, kid, I know you're not Thinking straight, But the reid I know Wouldn't stop looking.
Düzgün düşünemediğini biliyorum ama tanıdığım Reid pes etmez.
I'm thinking of cutting it down, but...
Azaltmak istiyorum ama...
- i suppose so, but i was thinking
Konuşabiliriz sanırım.
But... now I'm thinking diamond.
Şimdi pırlanta alayım diyorum.
But I'm thinking of Manuela.
Ama Manuela'yı düşünüyorum.
I'd like to die already, but I'm also afraid of thinking this way.
Zaten ölü gibiyim, ama bunu düşünmekten korkuyorum.
But sometimes it's hard to appreciate What a good singer you are because all I'm thinking about Is shoving a sock into your mouth.
Ama bazen ne kadar iyi bir şarkıcı olduğunu takdir etmek çok zor oluyor çünkü sadece ağzına bir çorap sokmak istiyorum.
Look, don't shut me down right away, Mike, but I'm thinking this could work better if we had someone who could blend in with bingo... somebody we trust, someone close to home...
Bak, söyleyeceğimi hemen reddetme, Mike,... ama bingoya karışabilecek birini bulsak çok daha iyi olur. Güvenebileceğimiz birisi, eve yakın birisi.
but i'm going 29
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i'm 401
but i'm tired 27
but i'm hungry 38
but i'm not stupid 33
but i'm here now 110
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i'm 401
but i'm tired 27
but i'm hungry 38
but i'm not stupid 33
but i'm here now 110