But i am sorry tradutor Turco
1,638 parallel translation
But, but, but I am sorry, how beautiful, too!
Ama kusura bakmayın, aynı zamanda çok da güzel!
But I am sorry you did not see fit to consult me on the decision.
Fakat karar konusunda bana danışmayı uygun görmediğin için üzgünüm.
But, um, it was me stealin'from you and lying to you, and, Dad, for that, I really am sorry.
Ama senden çalan ve sana yalan söyleyen bendim ve baba, bunun için çok üzgünüm.
I'm sorry, Camilla, but as you well know, I am a hard...
Üzgünüm, Camilla, ama bildiğin gibi, ben sert...
Because, I am so sorry, but I'm just going to have to take back my "Yes."
Çünkü, "evet" imi geri alacağım için özür dilerim.
Well, then I am sorry to ruin your day, but I certainly appreciate the company.
O zaman gününü berbat edeceğim için gerçekten çok üzgünüm, ama arkadaşlığın hoşuma gidiyor.
I am sorry, but I have to make sure that he doesn't let her chair that committee.
Affedersin, ama komite koltuğunu ona vermediğinden emin olmalıyım.
Bree, if I could open up my heart and show you how sorry I am, I would, but I can't.
Bree, keşke kalbimi açıp, sana ne kadar üzgün olduğumu gösterebilseydim, ama bunu yapamam.
( rhythmic breathing ) I'm sorry, ma'am, but you're over nine centimeters.
Üzgünüm ama dokuz santimden fazla açılmış.
Okay, we were talking, he asked how you were doing and I am sorry, but I don't have the best poker face these days where that's concerned.
Konuşuyorduk. Senin nasıl olduğunu sordu. Özür dilerim ama bugünlerde bu konuda pek de iyi bir poker suratım yok.
I am sorry, but I can't let you in.
Üzgünüm, İçeri giremenize izin veremem.
I am sorry, King... but your journey ends here.
Üzgünüm kral, ama yolculuğun burada sona eriyor.
Look, I am sorry, but it is the investors.
Bak, üzgünüm ama yatırımcılar var.
I am sorry for your brother, but there is no other way.
Kardeşin için üzgünüm, Fakat başka yolu yok.
I am sorry about what happened, but you would have done the exact same thing if you were in my shoes and you know it.
Sana olanlar için üzgünüm, ama Benim yerimde sende olsaydın aynını yapardın. Ve bunu biliyorsun.
I am so sorry, but I'm gonna have to go.
Çok üzgünüm ama gitmem gerek.
So guilty, but I am really really sorry.
0 kadar suçlu hissettim ki, ama gerçekten, gerçekten çok üzgünüm.
I am sorry, but what do you want me to say, dad?
Özür dilerim. Benden ne dememi bekliyorsun?
Well, I am sorry that you feel that way, especially now that I have a pretty good idea how to find her and I was counting on you for your help, but let me go get those books.
Bu şekilde düşünmene üzüldüm. Özelliklede onu bulmak iyi bir fikrim varken senden yardım isteyecektim. Neyse, sana kitapları getireyim.
Justin, I am sorry that your girlfriend is rude and chews with her mouth open, but I am your friend and you should be happy for me!
Justin, kaba ve ağzı açık yemek yiyen bir kız arkadaşın olduğu için üzgünüm ama ben senin arkadaşınım ve benim için mutlu olman gerekir.
I am sorry to even ask you this, but Claire thought she saw you there with someone today.
Bunu sorduğum için özür dilerim, ama Claire galiba seni birisiyle görmüş.
Yeah, yeah, I'm sorry about that, I really am but you're getting great coverage.
Evet, evet, bunun için üzgünüm, ben gerçekten ama senin gerçekten harika bir yayının var
I am so sorry, but something's just come up.
Çok üzgünüm, ama bir şey çıktı.
Look, I am really sorry I have to do this to you, but...
Bunu sana yaptığım için çok üzgünüğm ama...
Mr. Doyle, I am truly sorry for you, but I still don't believe you're telling me the truth.
Bay Doyle, sizin için gerçekten üzgünüm ama hala doğruyu söylediğinize inanmıyorum.
But i want you to know, I am so, so sorry, Uncle.
Ama şunu bilmeni istiyorum, ben çok ama çok üzgünüm, amca.
I am sorry, but I do not have the slightest clue where...
Özür dilerim ama en ufak bir fikrim- -
Oh, Sorry, But I Am Taking My Son On A Dicey Single-Mom Lunch.
Oh, üzgünüm, ama, oğlumu, riskli bekar anne yemeğine götüreceğim.
And i really didn't understand it at first, But... Yes, i knew he could do it, and i am so sorry, graham.
Başta anlamamıştım, fakat... evet, yapabildiğini biliyordum, ve çok üzgünüm Graham.
- I am sorry, fellows, but... this all Thursday night game got schedule all screwed up...
- Üzgünüm, beyler, ama bütün Perşembe akşamı maçları yeniden ayarlanınca karıştı...
- I am sorry, but...
- Üzgünüm ama...
But I am... sorry.
Üzgünüm.
Okay, I am sorry that I freaked out, but that was over 20 years ago, and besides, I did-
Peki, tamam deli gibi davrandığım için üzgünüm fakat bu 20 yıl önceydi.
I am really, really sorry, but these people have a job to do.
Gerçekten çok üzgünüm. Ama bu insanların yapması gereken bir işi var.
I am sorry, Michael, but protocol dictates communication silence.
Özür dilerim Michael, fakat protokole göre iletişim olmamalı.
I had no choice, and I'm sorry, but- - I am sorry, Dr. Graiman.
- Seçme şansım yoktu, özür dilerim, ama- - - Özür dilerim, Dr. Graiman.
I am sorry, billy, but I cannot assist you in cheating a legitimate business.
Özür dilerim, Billy fakat sana hile işinde yardım edemem.
I am sorry, senor, but I'm going to have to ask you to leave.
Üzgünüm, bayım ama gitmenizi istemek zorundayım.
Well, sir... I'm sorry to disagree, but I am also a white man...
Efendim, üzgünüm size katılmıyorum, ama ben de beyaz bir erkeğim.
Hey, sorry to interrupt, but since I am, I wanna tell you, both of you that I want you to come stay with me.
- Böldüğüm için özür dilerim. Ama size söylemek istediğim. İkinize de.
Olivia, I am very sorry but I think you'll understand why I don't wanna hang around any longer.
Olivia, kusura bakma. Ama neden burada olmak istemediğimi anlamışsındır.
No-no-no-no-no, I'm very sorry, I am very sorry, but screw that!
- hayır, hayır, hayır, hayır, hayır - çok üzgünüm, çok üzgünüm.
I am sorry to cut my visit so short, Charles, but I am needed in Philadelphia.
Ziyaretimi bu kadar kısa kestiğim için üzgünüm, Charles fakat Philadelphia'ya gitmem gerekiyor.
I'm sorry, but am I supposed to sit by while she degrades his body and his mind?
Özür dilerim ama Danielle, çocuğun bedenini ve zekasını geriletirken öylece oturmam mı gerekiyordu?
Ms. Alexander janine I am sorry... But he's gone
Bayan Alexander Janine üzgünüm ama o öldü.
Chase, I am sorry about ellen, but there is still a way out of this for you.
Chase, kardeşin için üzgünüm ama senin için halen bir çıkış yolu var.
i'm sorry to bug you. i know you must hate this, but i am such an admirer.
Bundan nefret ediyorsunuzdur ama ben hayranınızım.
I am so sorry, but I completely blanked on the dates.
Bütün randevularımı iptal ediyorum.
Yeah. I am really sorry, but I'll call you, ok?
Gerçekten çok üzgünüm ama seni arayacağım, tamam mı?
I am sorry for the cloak-And-Dagger routine, But i didn't have time to schedule this little meet and greet.
Saat geç oldu kusura bakmayın ama bir buluşma ayarlayacak vaktim yoktu.
I am so sorry, but my merge is in jeopardy.
Çok üzgünüm ama anlaşma risk altında.
but i can't 1234
but i don't 540
but it wasn't 208
but i'm going 29
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i don't have any money 24
but it's ok 45
but i don't 540
but it wasn't 208
but i'm going 29
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i don't have any money 24
but it's ok 45
but in the end 317
but i'm 401
but it 307
but it's over 138
but i'm tired 27
but i'm hungry 38
but i'm not stupid 33
but i am 338
but i'm here now 110
but i didn't 584
but i'm 401
but it 307
but it's over 138
but i'm tired 27
but i'm hungry 38
but i'm not stupid 33
but i am 338
but i'm here now 110
but i didn't 584