English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ B ] / But i didn't know

But i didn't know tradutor Turco

4,699 parallel translation
But other than seeing them at the market on occasion, no, I didn't know them.
Ara sıra markette karşılaşmak dışında pek muhabbetimiz olmadı.
I don't know how much you remember about your time here, cadet. But you didn't fit in.
Burada geçirdiğin zamanın ne kadarını hatırlıyorsun bilmiyorum öğrenci ama buraya uyum sağlayamamıştın.
So, I talked to the chairman of Baklanov's department at GW. He said he was working on some kind of government contracts, but he didn't know anything about it.
Baklanov'un üniversitedeki bölümün başkanıyla konuştum da adam, hükümet için bir projede çalıştığını ama konuyla ilgili bilgisi olmadığını söyledi.
I knew you'd live, but I didn't know if you'd make it back.
Yaşama tutunacağını biliyordum ama sahaya döneceğinden emin değildim.
I didn't go to the doctor or anything. But you know when you can just tell?
Doktora falan gitmedim ama insan anlar ya bazen.
I asked my dad if he put it there but he said he didn't know anything about it.
Babama onun koyup koymadığını sordum ama haberinin olmadığını söyledi.
I know I took a bunch of stuff off that truck, but I didn't take any M B.
O kamyondan bir sürü şey aldım ama hiç MB almadım.
We didn't want you to find out this way, but, you know, there's always been that unspoken thing between Giselle and I?
Sizi istemiyordu Bu çıkış yolu bulmak için, ama bilirsin, orada her zaman olmuştur O söylenmemiş bir şey Giselle ve benim aramda?
I had a feeling they would be okay with it, but I didn't know.
Sorun etmeyeceklerini hissetmiştim ama bilemiyordum.
My judgment is that I have no way of knowing what this other man promised or didn't. But I know that if you had tried to milk that goat before you took her, there'd be no issue.
benim kararım, bu adamın bu adamın ne vaad ettiğini bilmeme imkan yok ama almadan önce o keçiyi sağsaydın bu dava olmayacaktı.
But you didn't respond to my note, so I don't know what else to do because now you're going back up to school.
Ama mektubuma cevap vermedin bu yüzden ne yapacağımı bilmiyorum çünkü bugün okula geri dönüyorsun.
Not consciously, but when Catherine told me that she didn't know if she could move forward with Gabe, I was so happy.
Kasıtlı değil ama Catherine bana Gabe ile devam etme konusunda şüpheli olduğunu söyleyince çok mutlu olmuştum.
I know this might not mean very much, but Sam didn't intend for you...
Bunun pek anlamı olmayabilir ama... -... Sam'in niyeti seni incitmek...
But I know he didn't deserve to die for it.
Ama neden olursa olsun ölmeyi hak etmediğini biliyorum.
I know that I apologized already, but I didn't know how personal this was for you ;
Özür dilediğimin farkındayım. Ama bu durumun, mücevherin senin için ne kadar kişisel olduğunu bilmiyordum.
You didn't know, but all that time I was at S.H.I.E.L.D.,
Bilmiyordun, ama tüm o zaman içinde ben SHIELD oldum.
- I mean, I don't... I've done it, I've done it, but I didn't know I was doing it.
Yani, yapmışlığım var sonuçta ama farkında değildim.
But I didn't know.
Ama ben bilmiyordum.
They said I did it, but in my heart, I know I didn't.
Benim yaptığımı söylediler, ama kalbimde bunları yapmadığımı hissediyordum.
I actually said that, but... I didn't know. It was just...
Bunu gerçekten söyledim ama bilmiyordum bu sadece...
I know you didn't, but when we say stuff we can't decide how people are gonna take it.
Öyle demek istemediğini biliyorum ama bir şey söylediğimizde insanların onu nasıl algılayacağına karar veremiyoruz.
I did fin a bag of blood, but I didn't know it was from you.
Bir torba kan buldum ama senden olduğunu bilmiyordum.
I didn't even know there was a market for that, but that is great.
Bunun piyasası olduğundan bile emin, Değildim ama yine de harika.
I didn't know what they were running from, but I knew that it couldn't be good.
Neden kaçtıklarını bilmiyordum ama iyi bir şey olmadığını anlamıştım.
But you know what? I didn't end up in any gang.
Ama ne oldu biliyor musunuz, onlara katılmadım.
I want you to know I didn't ask for that money, but we're already putting it to work for the Lord.
Şunu bilmeni isterim ki, bu parayı ben istemedim, çoktan Tanrı'nın yoluna adamıştık
And then I stopped looking for him, I didn't know anyone but you.
Sonra onu aramayı kestim. Bir tek seni tanıyorum.
I do know that now, but I didn't during that whole year.
Ama bütün bir yıl boyunca bilmiyordum.
'I knew he was out of my league, but I didn't know just how much.'
Benim çapımın üstünde olduğunu biliyordum ama ne kadar üstünde olduğunu bilmiyordum.
I know, but you came to me because you wanted to change, didn't you?
Biliyorum ama bana geldin çünkü değişmek istiyordun, değil mi?
And I know that you said you have a lease, but you also said that there were other reasons why you didn't want to move back, and I...
Senin ise tek söylediğin şey kiranın devam etmesi ama eve dönmemek için daha başka nedenlerin olduğunu da söyledin. Ben de- -
Of course, I didn't know that then, but now I do.
Tabii o zaman bunu bilmiyordum ama şimdi biliyorum.
I knew you looked a little slow but I didn't know that you really are dumb
Biraz yavaş göründüğünün farkındaydım ama bu kadar aptal olduğunu bilmiyordum.
Look, I admit that it's odd that Rajesh didn't write to you himself, but if you get to know him, you'll see he's just a sweet, regular guy. As a counterpoint, here he is, uninvited and visibly sweaty. - Hello, Emily.
Rajesh'in sana kendi başına yazmamasının garip olduğunu biliyorum ama onu tanırsan, çok tatlı ve normal biri olduğunu görürsün ve aksini kanıtlarcasına, kendisi davet edilmeden geldi ve çok terli.
I know you and Paul had your problems, but..... I mean, he wouldn't hurt Tom. You didn't know him.
Biliyorum Paul'la sorunlarınız vardı ama yani Tom'u incitmezdi.
And at first I didn't know why or what it meant, but now I do.
Başta niçin veya ne anlama geldiğini bilmiyordum ama şimdi biliyorum.
I know it has some significance, but the photo didn't turn out right.
Bir anlamı olduğunu biliyorum ama fotoğrafta çıkmamış.
I thought maybe what happened in Afghanistan might happen to me again, but I didn't even know what that was.
Afganistan'da bana ne olduysa belki tekrar olmuştur diye düşündüm.. .. ama ne olduğunu bile bilmiyordum.
I know you went to a lot of trouble with dinner, so I didn't want to be rude, but we can only stay for one drink.
Yemek için çok uğraştığını bildiğim için kabalık etmek istemedim ama birer içki içip gideceğiz.
I didn't want to do this, but I do know one way
Bunu yapmak istemiyordum ama parayı bulmamızın tek yolunu biliyorum.
No, I didn't, but I know what it's like to serve my country.
Hayır ama ülkene hizmet etmenin nasıl bir şey olduğunu bilirim.
I mean, I know you didn't wanna marry the onion guy, but- -
Yani soğancı çocukla evlenmek istemediğini biliyordum ama... Ondan değil.
I know it didn't work out last time and you told me to forget you, but the thing is, Sue, I can't.
Biliyorum bitmişti ve bana seni unutmamı söylemiştin ama Sue, unutamadım.
I've never broken it out before you because, you know, we didn't live together, but... it keeps the top really warm and lets my bottom breathe.
Birlikte yaşamadığımız için senin yanında giymemiştim ama üst tarafımı sıcak tutup alt tarafımın hava almasını sağlıyor.
That sounds sad, but I didn't know him.
Üzücü geliyor ancak onu tanımıyordum.
And I know Jordan didn't have the best game, but that's'cause she just got a haircut.
Biliyorum Jordan iyi gününde değildi ama sebebi saçlarını kestirmesi.
When I showed up with this thing, everyone laughed, and I know you guys didn't mean it, but it just sucks when a guy like me shows up with something nice, that it's a joke.
Bununla ortaya çıktığımda, herkes bana güldü biliyorum öyle yapmak istemediniz ama bir adam öyle hoş göründüğünde bunu kafaya almak berbat.
Yeah, you know, I was gonna spell your whole name, but I didn't want to give you your first official heart attack.
Adının tamamını yazacaktım ama ama sana ilk resmi kalp krizini geçirtmek istemedim.
I'm saying you didn't fail him, but I know how it feels to think that you did.
Diyorum ki, onu başarısızlığa uğratmadın ama biliyorum ki öyle yapmışsın gibi hissediyorsun.
Well, maybe you didn't have him sign it, but I know when he signed it, and it's not gonna hold up.
Belki ona sen imzalatmadın ama ne zaman imzaladığını biliyorum ve bu pek dayanamayacak.
I didn't know him very well, but I still really liked him.
Onu pek tanımıyordum ama yine de çok sevmiştim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]