English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Inglês → Turco / [ B ] / But i don't know anything

But i don't know anything tradutor Turco

905 parallel translation
I don't remember anything, but... I can't say that I didn't'cause I don't- - I don't know what happened.
Hiçbir şey hatırlamıyorum ama yapmadım diyemem çünkü ne olduğunu bilmiyorum.
I know how you feel. Anything to strike back at me, but don't do it this way.
Nasıl hissettiğinizi anlıyorum.Bana misilleme yapmak için her şeyi denediğinizi, ama böyle olmaz..
I'm Mrs Ford, but if'n it's about my husband I don't know anything.
Evet, ama kocam içinse, hiç bilgim yok.
Well, I don't know what she looked like, but if she looked anything like you, here's to her.
Kızın neye benzediğini bilmiyorum ama birazcık sana benziyorsa, ona içiyorum.
I know you're laughing at me... but please don't do anything rash in the meantime... because I do like you awfully, from the very first moment.
Bana gülüyorsun biliyorum ama... Bu arada lütfen çılgınlık yapıp anî karar alma... Çünkü senden çok hoşlanıyorum, ilk andan itibaren hoşlandım.
I don't know anything but soldiering.
Halbuki ben askerlik dışında bir şey bilmiyorum.
But I don't know anything I tell you, nothing!
Fakat inanın, ben bir şey bilmiyorum, hiçbir şey.
- I don't know a lot about anything... but I know a little about practically everything.
- Hiçbir şeyden çok anlamam ama her şeyden pratik olarak azıcık anlarım.
I know what you want to say, but don't say anything.
Ne söylemek istiyorsun bilmiyorum ama, lütfen bir şey söyleme.
I don't know much about medicine, Doctor... but I'm pretty sure that's one prescription that never cured anything.
İlaçlar konusunda pek bilgim yok, Doktor... fakat bunun bir şeyi düzeltebilecek bir reçete olmadığından eminim.
I don't know how much, if anything, Rupert knows, but I promise you he'll be out of here in five minutes, one way or the other.
Ne kadar bildiğini bilmiyorum, ama, Rupert bir şey biliyorsa söz veriyorum ki bir şekilde beş dakikada buradan gidecek.
I don't know what that Yusa did, but he's never done anything bad to me.
Ne yaptığını bilmiyorum ama bana çok iyi davrandı.
I know how you feel, but don't ask me to do anything that'll break my heart.
Ne hissettiğini biliyorum, ama beni kahredecek bir şey yapmamı isteme.
I know, I know, Terry, but don't say anything.
Biliyorum, biliyorum Terry, ama bir şey söyleme.
But now I know that I don't know anything!
Ama şimdi hiçbir şey bilmediğimi biliyorum!
But I don't know anything about pickpockets.
Ama yankesiciler hakkında bir şey bilmiyorum.
I don't know if there is any good in you, if there's anything in you, but I'm gonna take a big chance, and let you go.
İçinde bir kırıntı da olsa iyilik olup olmadığını bilmiyorum. Buna rağmen büyük bir riski göze alıp seni serbest bırakacağım.
Look, both of you, I know we're all upset and all that... but don't let's say anything we'll be sorry for later.
ikiniz de bana bakın, Hepimiz alt üst olduk ve hepsi bu... ama lütfen daha sonra pişman olacağımız sözler söylemeyelim.
I don't know anything about army procedure, Colonel, but couldn't you be court-martialed for this?
Askeri prosedürle ilgili hiçbir şey bilmiyorum, albay, bu yüzden mahkemeye verilebilir misiniz?
Well, sir, you know I'd do anything for his majesty, but, don't you think it look better if a woman were...
Şey, efendim, biliyorsunuz, majesteleri için herşeyi yaparım, ama bir kadın olsaydı, sizce ona daha iyi bakmaz mıydı...
But I don't know anything.
Hiçbir şey bilmiyorum.
I don't know if it'll mean anything to you, but but I want you to know, anyway.
Senin için bir anlamı var mı bilmiyorum, ama yine de bilmeni istedim.
I don't know anything about sub-chasing, but I rather think our new captain does. Joe.
Denizaltı kovalama konusunda bir şey bilmem, ama yeni kaptanımız bunu gayet iyi biliyor.
Look, I'll admit I don't know anything about politics but I do know about the fights.
Bak, siyaset hakkında bir şey bilmediğimi kabul ederim fakat boksu bilirim.
She don't know anything about me, but I know everything about her... everything I want to, anyway.
O benim hakkımda hiçbir şey bilmiyor, ama ben onun hakkında her şeyi biliyorum. Bilmek istediğim her şeyi, tabii.
I don't know about you but I'm very curious about anything that would provoke such language.
Sizi bilmiyorum ama benböyle bir dili tahrik edecek her şeyi merak ediyorum.
I don't know anything about miracles, but my mother, wise woman that she was, used to say, no matter what happened in life, there are always two possibilities.
Mucizelerden anlamam. Ama annem bilge bir kadındı ve derdi ki, hayatta ne olursa olsun, her zaman iki seçenek vardır.
If I knew anything, I would be very happy to tell you, but how can I tell you if I don't know?
Bildiğim bir şey olsaydı, size memnuniyetle anlatırdım. Ama bilmiyorsam nasıl anlatabilirim?
I don't know anything about music but everybody tells me Heini is a master.
Müzikten pek anlamam ama Hein'in bir usta olduğunu söylüyor herkes.
- I don't know anything about... 21st birthday presents, but I saw it this morning, so...
21. yaş gününde... ne alınacağını da bilmiyorum, ama sabah bunu gördüm ve, düşündüm ki...
But I don't really know anything about birds.
Ama kuşlar hakkında fazla bir şey bilmiyorum.
I don't know but don't do anything stupid.
Bilmiyorum ama aptalca bir şey yapma.
You don't know anything about me, but I've known of you since your first meeting.
Benim hakkımda hiçbir şey bilmiyorsun ama ben seni ilk buluşmanızdan beri tanıyorum.
I don't really know anything about it at all. But you just started to tell me...
Ama tam bana anlatmaya başlamıştın...
I don't know anything about their brainpans, but...
Onların beyinleri hakkında birşey bilmem, ama...
You don't know anything! It's not easy to figure out state secrets, but I'm trying.
Devlet sırlarında çok pislik bulunur..
But I don't know anything at all.
Ama zerre kadar bir şey bilmiyorum.
But i don't know anything about guns, sheriff.
- Ama ateş etmeyi bilmiyorum, Şerif!
I'll see Reeves, but I don't believe he's gonna know anything about Bubber.
Reeves'e giderim, ama onun Bubber hakkinda bir sey bilecegini sanmam.
I'm sorry to disappoint you, but I don't know anything about it.
Seni düş kırıklığına uğrattıysam özür dilerim ama bu konuda bir şey bilmiyorum.
Only us two, but I really don't know anything about it.
Evet ikimiz varız, ama benim gerçekten haberim yok.
- I don't know a lot about anything... but I know a little about practically everything. - Yeah?
- Hiçbir şeyden çok anlamam ama her şeyden pratik olarak azıcık anlarım.
- Dee I know you don't believe in talking and you've said that talking never got you anywhere but how are you ever gonna find out anything from anybody if you don't talk?
- Dee konuşmaya inanmadığını biliyorum ve konuşmadan hiç hayır görmediğini bana söyledin ama birinden bir şey öğrenmek istiyorsan konuşmazsan nasıl öğrenirsin?
I know it doesn't matter to you, but it drives me crazy when you start buying pieces you don't know anything about.
Tabii, senin için fark etmediğini biliyorum ama hakkında hiçbir şey bilmediğin şeyleri satın alman beni çileden çıkarıyor.
I don't know anything about gauges, but it's about this big.
Tam olarak ölçüsünü bilmiyorum ama şu büyüklükte.
Maybe I am, but I don't want to know anything about you.
Belki öyle ama senin hakkında hiç bir şey bilmek istemiyorum.
I don't know if the twins... mentioned anything about, you know... when Jimi and them first met... but we were all living together.
İkizler size... Jimi'yle tanışmalarından... bahsettiler mi bilmiyorum... ama zaten aynı evde yaşıyorduk.
I don't know if it means anything, but...
Bir anlamı var mı, bilmiyorum, fakat...
I don't know anything for sure... but there are rumors going round.
Hiçbir şeyi kesin olarak bilmiyorum ama etrafta söylentiler dolaşıyor.
I don't know what your sexual requirements might be, but anything of that sort will have to be worked out on your own.
Cinsel ihtiyaçlarının nasıl olduğunu bilmiyorum ama o işle ilgili her türlü ihtiyacını kendin halledebileceksin.
But I don't know anything!
Nasıl tutuluyor ki?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]