But now that you mention it tradutor Turco
56 parallel translation
But now that you mention it, it occurs to me the night the colonel disappeared,
Siz söyleyince aklıma geldi :
I was just killing time but now that you mention it, I see you gave her a lot of lessons.
Yalnızca oyalanıyordum ama şimdi bahsettiniz halbuki ona bir çok ders vermişsiniz.
But now that you mention it, he could have been fleeing... some bad vibes in the romance department.
Ama sen deyince aklıma geldi, belki de romantizm bölümündeki bir takım kötü elektriklerden kaçıyor olabilirdi.
But now that you mention it, there was ice that night.
Ama bahsi geçmişken söyleyeyim, o gece buza gelmiştik.
No, but now that you mention it, I did talk to a gorgeous young executive over at Paramount the other day who just happened to get his hands on the script.
Hayır ama Paramount'ta harika bir yönetmenle konuştum.
But now that you mention it, when a girl says it's a good size... it's a nice way of saying that it's small. Hey!
Bu arada hazır lafı geçmişken, bir kız boyu iyi demişse,... bu küçük demenin iyi bir yoludur.
But now that you mention it- -
Ama o da iyiymiş- -
I didn't want to cause a fuss, but now that you mention it.
Yaygara koparmak istememiştim, ama sen söyleyince.
- No, but now that you mention it.
- Hayır, siz söyleyince fark ettim.
I don't think about it much, but now that you mention it Yes, I'm very happy.
- Bununla ilgili fazla düşünmüyorum ama... şimdi sen buna değinden... evet, çok mutluyum.
I've only seen photos, mind, but now that you mention it, there is a resemblance.
Onu sadece fotoğraflarda gördüm ama şimdi siz söyleyince fark ettim.
I wasn't thinking anything, but now that you mention it... I have an interest in Irish culture.
Bir şey düşünmüyordum, ama madem öyle söyledin... İrlanda kültürüne karşı ilgim var.
But now that you mention it, yeah, I'd prefer Piper marry a mortal.
Sen bahsettiğine göre evet, Piper'ın bir ölümlüyle evlenmesini tercih ederdim.
But now that you mention it, Buffy's is coming...
Ama hatırlattığın iyi oldu. Buffy'ninki...
But now that you mention it....
Fakat şimdi bundan bahsedince...
But now that you mention it, no.
Şimdi sen bahsedince... Hayır.
But now that you mention it...
Ama belki...
she thought they were from the woman's fingernails... but now that you mention it... it could have been from...
Kadının tırnak izleri olduğunu düşünüyordu. Ama diyorsun ki bu izler...
Oh, well, that never occurred to me, but now that you mention it, yeah.
- Bu hiç aklıma gelmemişti. Ama sen söyleyince düşündüm de, evet.
But now that you mention it maybe these fellas can help you out too.
Ama hazır yeri gelmişken belki bu adamlar yardım edebilir.
No, I wasn't, but now that you mention it, you don't!
! Hayır, söylemiyordum ama madem konuyu açtın, bilmiyorsun!
But now that you mention it.
Ama hazır bahsetmişken.
Wow, not even I would go there, Holly, but now that you mention it, I wouldn't put it past you.
Justin, burası bir kilise. Tabiki girebiliriz. Tanrım..
But now that you mention it, I wouldn't be surprised if numerous possessions were in fact misdiagnosed cases of a phenomenon we are just now discovering.
Fakat madem bahsettin, sayısız ele geçirilme olayının aslında sadece teşhis konulamayan ya da henüz keşfedilmemiş fenomenler olduklarına şaşırmam.
I hadn't actually considered that, but now that you mention it...
Bunu hiç düşünmemiştim ama madem söyledin...
But now that you mention it, I do remember looking up and seeing Radon smell his fingers.
Ama sen şimdi bahsedince kafamı kaldırıp bakınca Radon'un parmağını kokladığını görmüştüm.
But now that you mention it, both the bartender and Vex swear That you were threatening Ba'al at the bar,
Aklıma gelmişken, hem Vex, hem de barmen barda Ba'al'ı tehdit ettiğini gördüklerine yemin ettiler.
Well, I was leaning towards elitist Oxford prig, but now that you mention it, self-satisfied do-gooder works, as well.
Burnu havada bir Oxford ukalâsı diye tahmin etmiştim ama sen bunları söyleyince "kendini tatmin etmek adına iyilik yapan" daha çok uyuyor.
But now that you mention it...
Ama şimdi senin ima ettiğin şey...
But now that you mention it, pretty sure I almost crossed over.
Ama madem bahsettin, neredeyse diğer tarafa geçiyordum.
I was going to say hatchet, but now that you mention it.
Ben balta diyecektim, ama sen onu ima ettin.
But now that you mention it, things have been falling off shelves a lot today, and earlier I thought I heard someone sneeze, but I was all alone here.
Şimdi hatırladım, bugün raflardan sürekli bir şeyler düştü ve daha öncesinde birinin hapşırdığını duydum ama odada bir tek ben vardım.
But now that you mention it, I should wash my hands.
Ama şimdi bundan bahsettiğimize göre, ellerimi yıkamalıyım. Oh, hey.
Well, I hadn't planned on it, but now that you mention it, do you think you could get Michael Riedel there?
- Öyle bir planım yoktu, ama şimdi sen lafını edince... Sence Michael Riedel'i oraya getirebilir misin?
But now that you mention it, yeah, it is hot today.
Senin de az önce söylediğin gibi, bugün hava sıcak.
But now that you mention it, a flow chart would be nice, which means index cards and push pins.
Ama madem bahsettin şimdi bir akış şeması fena olmaz bak. Bu, dizin kartı ve raptiye kullanacaksın demek oluyor.
But now that you mention it, I could, uh...
Ama madem lafını açtın...
But now that you mention it, you do look a little rough today.
Ama şimdi bahsettiğine göre bugün biraz kötü görünüyorsun.
But now that you mention it, your face looks like a used condom.
Ama konu açılmışken söyleyeyim : Yüzün kullanılmış prezervatif gibi görünüyor.
Well I hadn't thought of it, but now you mention it, up in San Francisco I seen some Chinese that done it this way.
Pekala aklıma gelmemişti, iyi ki hatırlattın. San Francisco'da bazı Çinlilerin böyle yaptığını görmüştüm.
But now that you mention it, there is this one big good-Iooking kid works the vegetable counter in Grand Union.
Marketin sebze bölümünde çalışıyor.
But we're trying to keep that quiet, right now, so I'd appreciate it if you don't mention the press.
Şimdilik olayı gizli tutmaya çalışıyoruz, Basına bir şey söylemezseniz seviniriz.
Actually, I was talking to the mouse. But now you mention it, some of those women are pretty hot, and we did just save them from the Wraith, and we gotta trade on that while we can, before they discover that we're not that cool.
Ama şimdi söyledinde, o kadınların bazıları gerçekten seksiler ve daha yeni onları Wraithlerden kurtardık bizim o kadar da havalı olmadığımızı keşfedene kadar elimizden geldiğince değiş tokuş yapalım,
You know, now that you mention it, you do look soft and chewy but I promised the queen I wouldn't.
Hazır bahşetmişken, oldukça yumuşak ve lezzetli görünüyorsun ama seni yemeyeceğime dair kraliçe'ye söz verdim.
I didn't say that but, you know, now that you mention it, There are some glaring similarities.
Ben öyle demedim ama sen söylediğine göre bariz benzerlikler var.
Now that you mention it, no, but I've been trying to avoid her.
Şimdi farkettim ki hayır, ama ondan uzak durmaya çalışıyorum.
But, you know, now that you mention it...
Ama, konuyu açtığınıza göre....
But, you know, now that you mention it, do friends really give friends traffic tickets?
Ama madem ki bahsettin,... arkadaş arkadaşa ceza keser mi?
Yeah, now that you mention it... But... She's not you.
Evet, bundan bahsedince... ama... o sen değil.
No, but one of them did look like the Virgin Mary, now that you mention it.
Hayır ama madem sordun, bir tanesi Meryem Ana'ya benziyordu.
But... now that you mention it.
Ama madem sen bahsettin.